• Reklam
Mehmet Asil YILMAZ

Mehmet Asil YILMAZ


UYARMASI BENDEN YAPMASI İLGİLİSİNDEN

16 Mayıs 2023 - 10:22

Doğayı tahrip edenlerin yüreğinde orman sevgisi, ağaç sevgisi, doğa, toprak ve vatan sevgisi olmadığından; bunlar üreticileri, çiftçileri, yöre insanını hor görür.
Yeşili, yeşilin tonlarını sevmez ancak dağın, taşın ve ormanın yeşili yerine, yabancı paranın yeşilini severler. Onlar deyim yerindeyse zenginliklerin, hırsların esiri olmuş bireylerdir.
Bir bilseler; yeşillik insanoğlunun ruhuna mutluluk verir, canına, eşine, çoluk- çocuğuna can katar, stresi yok eder. Ormanlar bir yurdun akciğeri gibidir, doğanın olmazsa olmazıdır, özetle vatan sevgisi doğaya, ormana, dağa, taşa, toprağa, meraya sahip olma duygusuyla, saygısıyla doğru orantılıdır.
Bütün canlılar aslında bitkilerin misafiri olarak bulunur, yeryüzünde. Yeşil bitki örtüsü, ekosistemimizin yaşama döngü zincirinin halkalarını oluşturur.
Bitki örtüsü olmadan hayat olmaz. Doğa; yeryüzünde varlığını sürdüren bütün canlıların en geniş yaşama alanıdır, evidir.
Doğa; kendi kendini yenileme gücüne sahiptir ama başta yangınlar, çevre kirleticilerinin olumsuz etkileri, milli varlıklarımızı çıkarları için kullanan rantçıların doymak bilmeyen hırsları yüzünden ormanlar, dağlar, meralar, verimli tarım arazileri, toprakların yüzünü örten yeşil bitki örtüsü, yurdumuzun geleceği düşünülmeden tahrip ediliyor; ortalık adeta güz gününe döndürülüyor.

Dostlarım, asla unutmayın; taş ocakları mermer ve maden ocakları, tarıma, doğaya, milli varlıklarımıza zarar verir.
Uluslararası Çevre Araştırmalarına ve Halk Sağlığı Dergisi’nde yayımlanan bilimsel verilere göre ‘’Mermer ocakları, maden ve taş ocakları işletmelerinin açıldığı yörelerde yaşayanların evleri, barkları tozun, dumanın altında kalır; insanların sağlıkları bozulur, tarım arazileri üstündeki bitki örtüsü tozla kaplanır, verimsiz hale gelir.
Tarım üretimi önemli oranda azalır. Ocaklarda yapılan çalışmalar sırasında patlamalar sonucunda ekosistemin doğallığı, su yolları, su kaynakları bozulur, toprakta bulunan sular buharlaşır. Dağın, taşın patlatılması sonucunda iç yapıya erişen yağış suları, kalsiyum karbonatı (CaCO3) eritir. Bu erime sonucunda çevredeki suyun derinlere ilerlemesine yol açar. Su kaynaklarını kullanan çiftçiler ve yakındaki tesisler zarar görür.
Arapçada “Yüz seksen kez bile olsa tekrar etmekte yarar vardır, güzellik vardır" diye bir söz bilinir. Bu bağlamda geçmişte orman yangınlarıyla, taş ocaklarının, mermer ocaklarının, termik santrallerinin zararları ile ilgili defalarca yazılar yazdım.
Şimdi de milli varlığımız olan ormanlarımız ve orman yangınları hakkında yine uyarılar yapmakta yarar görürüm.
Adım gibi eminim; önümüzdeki yaz aylarında yöre sakinlerinin ihmalkarlığı, rantçıların ormanı talan etme sürecinde yöre sakinlerinin vurdumduymazlığı, ormanlık alanlarından geçen insanların dikkatsizliği ve yetkililerin gerekli ve yeterli önlem almaması yüzünden ormanlık alanlarımız yanacak, çevre kirletmenin zararları, içme sularına sızacak, yörenin ekosistemi bozulacaktır.
Kim ne derse desin, "Tarih tekerrürden ibarettir; eğer ders alınmazsa” özdeyişi çok doğru ve yerinde bir sözdür. Yaz ayları geliyor, orman yangınlarının yaygınlaşması sonucu, sera gazlarının yeryüzüne olumsuz etkisiyle küresel ısınma belası kapımızdan gitmeyecektir. Yaz ayları da bu yüzden çok daha sıcak geçecek.
Hatay’dan başlayarak Akdeniz ve Ege boyunca İstanbul’a dek uzanan kıyılardaki ormanlık arazilerinin yarısından fazlası, Mayıs ayından itibaren yangın tehdit ve tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Orman yangını görülen alanları bazı çıkar çevreleri genellikle köşe kapmaca yöntemiyle işgal etmeyi becerebiliyor, mal mülk ediniveriyor. Bu rantçı zihniyet ormanlık alanlarda yangın çıkmasını adeta dört gözle bekler.
Aynı tür köşe kapmaca, kayrılma yöntemli ruhsatlı oyunları ezelden beri rantçılar olarak kabul edilen bu yurt ve doğa düşmanları, güzelim verimli tarım alanlarıyla yan yana olan dağlarda, tepelerde ormanlık alanlarda, taş ocağı, mermer ve maden ocağı işletmeleri açarak faaliyetlerini sürdürmeyi iyi biliyorlar. Bu ruhsatlı yöntemli oyunlar yüzünden, milli varlıklarımızı azar azar yok edilmektedir.
Halkımızın bu Bizans oyunlarından sıkıldığı, gelirleri yarıya yarıya düştüğü için protesto eylemlerinde bulundukları, yetkililere seslerini duyurmaya çalıştıkları halde bir sonuç alamıyorlar. İnanın, bir tarımcı olarak milli varlıklarımız korunduğu, tarım arazilerimiz tarım dışı amaçlarla kullanılmadığı, orman yangınlarının önlendiği sürece, yurdumuz dünyanın sayılı bir tarım ülkesi konumuna gelecektir.

Yapılması Gerekenler, Öneriler ve Sonuç
Yurdumuzu her alanda tehdit eden, yaşadığımız kuraklığın önemli bir sebebi de ormansızlıktır. Yeraltı sularının kış ve ilkbahar yağışlarından yararlanabilmesi için ormanlık alanların varlığı hayati önem taşır. Ormansız alanlara düşen yağışlar yüzeysel akışla sel felaketleri ve toprak erozyonuna sebep olur. Böylece topraklarımız giderek fakirleşir. Bu da tarımda verim kayıplarının önemli bir sebebidir. Dış ülkelerle ve özellikle Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, orman varlığımızın yeterli olmadığı görülmektedir. Buna göre her yıl ilk ve ortaöğretimde öğrencilere doğa ve ağaç/orman sevgisi konusunda teorik ve uygulamalı eğitimler verilmelidir.
Ayrıca bir plan içinde her yıl her ilde uygun yerlere yeni orman alanları kurulması için askeri birlikler, öğrenciler, sivil toplum kuruluşları, valilikler ve belediyelerin katkı ve destekleriyle faaliyetler düzenlenmelidir.
Taş ocakları, maden ve mermer ocakları, termik santraller tarım arazileri ve ormanlık alanlara yakın yörelerde kurulmamalıdır. Ormanlık alanlar daima gece - gündüz denetlenmeli, ormanlık alanlara bütün yıl boyunca sivil kişilerin girmesi yasaklanmalı, bu yasağa uymayanlar cezalandırılmalı, girip çıkanlar uyduyla, ışınla, arıgöz (drone) ile ya da ısıl kameralarla bütün gün izlenmeli, şüpheliler yakalanmalı ve bunlara caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Orman yangınların çıktığı alanlar imara açılmamalı ve en kısa sürede ağaçlandırılmalıdır.
Ormanlık alanların bulunduğu tepelere de yıldırım sebebiyle oluşabilecek yangınları önlemek amacıyla paratonerler yerleştirilmelidir. Yangınlara çok hassas olan, yalnızca iğne yapraklı ağaçlardan (çamgiller) oluşan değil, geniş yapraklı ağaçların da şeritler halinde yer aldığı ormanlar kurulmalıdır.
Orman alanları içinden geçen doğal akarsulara uygun yerlerde göletler oluşturularak, yangınlarda buralardan kısa zamanda yeterince su sağlanabilinmelidir.
Ormanlık alanlarda Orman Bakanlığınca çok sayıda eğitimli kişiler istihdam edilmelidir. Bu kişilerin bir görevi de, ormanlık alanlarda bulunan kurumaya yüz tutmuş yaşlı ağaçların kesilerek alandan uzaklaştırmak olmalıdır. Ayrıca kurumuş otlar, cam kırıkları, içki şişeleri, plastik şişeler düzenli olarak ormanlık alanlardan her gün kontrol edilerek uzaklaştırılmalıdır. Orman Bakanlığı gece- gündüz hareket etme yeteneğine haiz en az 4900 litre su kapasiteli, hızlı manevra kabiliyetli, deniz, göl, gölete inebilen yüksek performanslı yangın söndürme uçak ve helikopter filolarına sahip olmalıdır. Bu konuda geçmişte çok başarılı hizmetler veren Türk Hava Kurumumuz yeniden görevlendirilmeli ve kısa zamanda işlevsel duruma getirilmelidir.
Yangın çıktığı alanlara bu yangın uçakları, helikopterleri en kısa zamanda erişilebilmeli ve yangını çıktığı yerde çok kısa sürede söndürülmelidir.
Bunlara ek olarak her ormanlık yörede çok sayıda yangın söndürme araç ve gereçleri bulundurmalıdır. Orman Bakanlığında yangınların çıktığı alana havadan paraşütle atlayabilen eğitimli gruplar oluşturmalıdır.
Yangınların çıktığı anda yangın alanına bu gruplar kısa sürede giderek yangını olduğu yerde söndürülmelidir. Ormanlarımızın korunmasında orman köylüsü yurttaşlarımız ile işbirliği halinde çalışmalar yapılmalıdır.
Dağı, taşı, toprağı ormanı, bitki örtüsü, havası, suyu, denizi, ekosistemi bir ülkenin milli ekonomik değerleridir, milli varlıklarıdır. Bu değerlerden herhangi birisinin eksiltilmesi, zarara uğratılması ülkenin sahipleri olan bizlerin, sizlerin yani bütün yurttaşlarımızın aşları, huzur ve sağlıklarının yitirilmesiyle eş anlamlıdır.
Sevgi ve saygılarımla.

Kaynaklar
1- Prof Dr Abdurrahman Yiğit (Kişisel görüşme)
2 - Vikipedi

YORUMLAR

  • 0 Yorum