Mehmet Asil YILMAZ

    Mehmet Asil YILMAZ


    ANADOLU, TARIMDA TÜKETENDEN ÜRETENE NASIL GELİR? (3)

    10 Ağustos 2022 - 16:12

    Önceki iki yazımda, Anadolu'nun tarımda tekrar üreten durumuna geçebilmesi için bazı tespitler ve önerilerde bulunmuştum.
    Bugün devam ediyorum.

    Tarımda bitki ve hayvan ürünlerinin üretiminde, başlangıçta kullanılan materyalin yetiştirme yöresine uyumlu, verimli çeşit ve/veya ırklara ait olması son derecede önemlidir.
    Üreticilerin ihtiyaç duyduğu tohum, fide ve fidanlar ile yetiştirilecek hayvan ırklarının üretiminde ihtiyaç duyulan materyalin Üniversitelerimizin ilgili birimleri (Ziraat Fakülteleri), Tarımsal Araştırma Enstitülerimiz, üretici birlik ve kooperatifleri, yerli özel firmalar gibi kendi kuruluşlarımızdan sağlanması, bu kuruluşların yabancı şirketler karşısında desteklenmesi milli ekonomimiz bakımından önemlidir.
    Bununla birlikte, sözkonusu kuruluşların ürettiği tohum, fide ve fidanlar ile hayvancılıkta yararlanılan üretim materyalleri, gerek üretim aşamalarında ve gerekse üreticilere dağıtım öncesinde hastalık etmeni mikroorganizmalar ve zararlı Arthropod’lar vb. açısından sıkı denetime tabi tutulmalı; bunların çiftçiler tarafından yetiştirilmesi aşamasında ürün kayıpları ile karşılaşılmaması için, sözkonusu etmenlerden âri olanların satışına izin verilmelidir (*).

    İHMAL EDİLEN KOOPERATİFLER YENİDEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

    Üreticilere, hükûmetlerin yönetimlerine doğrudan siyasi müdahalelerinin sözkonusu olmadığı, ancak yol gösterici ve gözetleyici bir konumda yer aldığı kooperatif ya da birlik çatısı altında örgütlenmesine yönelik destekler sağlanmalıdır.
    Bu birliklerde görev alacak, alanlarında eğitimli, deneyimli ve uzman ziraat mühendislerinin üreticileri tarımın her dalında, özellikle bitki koruma alanında entegre mücadele, kültürel ve biyolojik mücadele yöntemlerini kullanmaya  yönlendirmesi sonunda hem üretim maliyetleri belirli ölçüde düşecek, hem de tüketicilerin kimyasal madde kalıntılı tarım ürünü tüketmeleri önlenerek sağlıkları korunacaktır.
    Geçmişte yurt çapında örgütlenmesi devletçe de desteklenen Şeker Şirketi / Pankobirlik, bu alanda çok güzel bir örnekti.
    Şeker şirketi örgütlenmesinde şeker, alkol ve hayvancılık faaliyeti için küspe, entegre tesislerde üretilmekte; üretici ve tüketiciler, fiyat dalgalanmaları yaşamadan, geleceklerine güvenle bakabiliyorlardı.
    Bu modelin öteki üretim alanlarına da yaygınlaşması gerekmektedir (*).  Böylece  hem üreticinin geliri artar, yarınlarından emin olur; hem de ziraat mühendislerine istihdam imkânı sağlanır.

    Bu birliklerin ürünlerini doğrudan pazarlamaları sonunda, üyelerine faaliyetlerini sürdürülebilir düzeyde bir gelir sağlarken, tüketiciler de sağlıklı tarım ürünlerine daha uygun fiyatlarla erişebileceklerdir.

    Sonuç:
    Dünyanın çok verimli tarım arazilerine sahip bir ülkede yaşıyoruz.
    Aslında, başka milletlerin kıskandığı çok büyük bir şanstır bu. Ne yazık ki, böylesine özellikli bir ülkede devletimizin izlediği yanlış tarım politikaları yüzünden temel gıdalarımızı dış ülkelerden satın almak zorunda kalıyoruz.
    Devletimiz mutlaka ve derhal bugünlere kadar izlemiş olduğu tarım politikalarından vazgeçerek, üreticilerimizi her yönden olduğu kadar, özellikle bitkisel ve hayvansal üretimlerinin yapı taşı olarak kabul edilen tarım girdileri bakımından desteklemelidir.
    Ayrıca ekim-dikim işlerinde üreticiler kendi haline bırakılmamalı, ülke genelinde oluşturulacak “tarım ürünleri üretim planlaması”na göre üretimlerini gerçekleştirmelidir.
    Böylece plansız üretimler sonucunda bol ürün yıllarındaki maliyetin altındaki düşük fiyatlarla yaşanan zararlardan korunmuş olacaklardır.
    Ülke yönetiminde her alanda olduğu gibi, tarım üretiminde de planlama gereklidir.

    * Prof. Dr Abdurrahman Yiğit (kişisel görüşme)

    YORUMLAR

    • 0 Yorum