Türk Dil Kurumu ‘ahbap’ı bir isim olarak, “Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse” şeklinde tanımlamıştır.
Gündemimizdeki AHBAP Derneği ise kendisini, “ihtiyaç sahibi insanlara ve hayvanlara ayni ve nakdi olmak üzere her türlü yardımda bulunmak, toplumda yardımlaşma bilincinin güçlenmesini sağlamak, hayvan ve çevre sevgisini geliştirirken bakıma muhtaç her türden hayvana destek olmak, iyi insan ve iyi toplum inşasına hizmet etmek, yeni iş birliği modelleri ve projelerle çağdaş ve sürdürülebilir yardımlaşma - dayanışma ağları oluşturmak, yerel kültürün korunarak günümüz teknolojik olanaklarıyla gelişmesine ve geleceğe taşınmasına katkı sağlamak amacı ile kurulmuştur.” diye tanımlamıştır.
Ne kadar etkileyici değil mi? Sevgi pıtırcığı…Papatya bahçesi gibi…
Hele ki AHBAP’ın isminin açılımı Müslüman Türk ülkemize o kadar güven (!) veriyor ki, anlatamam: Anadolu Halk ve Barış Platformu!
Anadolu,
Halk,
Barış,
Platform…
Bu kelimelerin ardına kim bilir ne kadar sinsi varsa dizilmiştir. Bu nasıl bir ad?
Yoksa bir kalkışma girişimi platformu mu, hani Taksim Gezi Parkı Dayanışma Platformu gibi…
Sabah yazarı Ersin Ramoğlu beş yıl önce AHBAB la ilgili Sabah gazetesi köşe yazısında ne demişti!
“Bu dernek 31 Temmuz 2017 tarihinde kurulmuş. 81 vilayet ve 957 ilçede örgütlenmişler. Soros gibi zengin sponsorları da var. Baş sponsor ABD tabii.”
Sanki bana ikinci bir Gezi örgütlenmesi gibi geliyor. Çaktırmadan örgütleniyorlar… Amaçları ülkeyi karıştırmak! Darbeci ne kadar kafa varsa hepsi 'ahbap' etrafında kümelendi.
Konjonktürü müsait buldular.
Nasılsa 'ekonomik kumpas' var, 'Suriye meselesi' ile 'dolar meselesi' var! Hazırda da asrın felaketi bir deprem olmuş, böyle bir ortamda sıcak mesajlar veriyor, ihtiyacı olanın yardımına koşuyorlar. Basit bir yardımı abartarak anlatıyorlar. Başlarında ise rockçı Haluk Levent var. Yardımlarla yüreklere önce sevgi şırınga ediyorlar, sonra bu sevgiyi kullanarak halkı galeyana getirecekler.
Plan bu…
ABD'nin her ülkede uyguladığı yöntem. Çaktırmadan gelen bir darbe planı. Haluk Levent bile belki farkında değildir Türkiye'ye kurulan kumpasın.
Şimdilik 'ayaklanın' demiyor, kuzu postuna girmiş kurtlar. Ama 'baş' çıkaracakları zaman gelecek.
'Ahbap' kesinlikle boş değil.
Bununla yeni bir 'Gezi'nin altyapı taşları döşeniyor.
Haluk Levent düne kadar borçlarıyla, icra takipleriyle ve hapis cezalarıyla medyada gündem olmuştu.
Şimdi Ahbap üzerinden isteyene un, isteyene elbise, isteyene de kitap, defter dağıtıyor… İyilik meleği mübarek!
Kim kime bedava bir şey verir… Hele de günümüzde… Bir nevi rüşvetle taraftar topluyorlar.
Yöntem CIA'nın, yani ABD'nin. ‘Ahbap' iş olsun diye kurulmadı. Beşiktaş Belediyesi'nin katkılarıyla İstanbul'da bir etkinlik düzenleyecekler. Konuşmacılardan biri Hürriyet yazarı İsmail Saymaz, diğeri eski Hürriyet yeni Cumhuriyet Yazarı Melis Alphan.
İkisi de müzmin İslâm düşmanı.
Hainler memleketi ahtapot gibi sarmış. Duruma göre vaziyet alıyorlar.
Yurt dışına kaçanlar attıkları tweetlerle içtekilere destek oluyor.
Mesela Can Dündar… Nam-ı diğer John Cancık. 3. havalimanını baltalamayı amaçlayan bu hain aynı zamanda 2. Gezi hayallerini de açık ediyor.
Cancık;
"Havaalanı inşaatında bine yakın işçinin kazan kaldırması, yakında başlayacak protestoların ilk işaretiydi" diyor.
Kılıçdaroğlu ise "4. devrim" rüyası görüyor.
CHP, ABD'nin ekonomik darbe girişimine destek veren algı operasyonlarını sürdürüyor.
Gürsel Tekin, Cuma vakti Kapalıçarşı'da kapalı bir dükkanın önünde poz vererek "Kapalıçarşı'dayız. Kriz mıriz yok. Satış yok. Esnaf mutsuz. Her yer kapalı" diyor.
Tekin'i yalanlayan o dükkânın çalışanı; "Yalan, öyle bir şey yok. Cuma vakti geldi. Gürsel Tekin algı yapmaya çalışıyor."
Dikkatli olalım.
Şimdi gelelim AHBAP’la Kızılayı aynı terazide tartan ve yıpratmaya çalışan ilgisiz ve bilgisizlere.
Kızılay mecbur mu AHBAP’a bedava çadır vermeye?
Kızılay Çadır ve Tekstil Anonim Şirketi.1954 yılında kurulmuş…
Vergi numarası var, vergi veriyor.
Fatura kesiyor.
Merkez ofisi var.
Tekstil (çadır tekstili) atölyesi var.
Yönetim kadrosu, müdürü, imza yetkilisi var.
Faaliyet alanı: Tekstil.
AHBAP da gider ''ücreti ile'' çadır alır. Serdar da gider ''ücreti ile'' çadır alır.
Anonim şirke diyor unvanı. Anonim Kanarya Severler Derneği değil yani.
Faaliyeti anladık mı? Buraya kadar tamam mıyız?
Tamam.
1954 yılından bu yana Kızılay Tekstil A.Ş. çadır satıyor.
AFAD çadır kentler kurmuş mu? Kurmuş.
AHBAP 2050 adet çadırı kamp yapmak için mi almış? Hayır.
Bana sat, AFAD ile koordineli kurayım demiş.
Her şey o kadar normal ki..
Tıkır, tıkır işleyen bir saat gibi.
Kızılay gibi, Cenevre sözleşmesi olan bir ''derneği' sadece milletten gelecek bağış beklentisine bırakmayan akla şapka çıkartıyorum.
Bu akıllardan biri, Kızılay Maden Suyu tesisini, 17 Ekim 1926 tarihinde Kızılay’a gelir getirmesi için hibe eden Mustafa Kemal'dir.
Ne yani şimdi Kızılay, maden suyunu halka bedava mı dağıtmak zorunda?
Atatürk’ün Kızılay’a gelir getiren bu inisiyatifini sorguluyor musunuz yoksa?
Kızılay, birkaç gün içinde 350.000 adet çadırı deprem bölgesine teslim etti. 2.5 milyon insana üç öğün ücretsiz yemek veriyor. Bunlar için vatandaştan veya devletin herhangi bir kurumundan para mı istemiş? Hayır.
Kendisini “ihtiyaç sahibi insanlara ve hayvanlara ayni ve nakdi olmak üzere her türlü yardımda bulunmak” olarak tarif eden AHBAP 31 Temmuz 2017 tarihinden bu yana neden çadır üretmemiş, depolarını malzemelerle doldurmamış?
Topladığı paralarla ne yapmış, bilen yok!
Güya kendisine bağımsız denetim yaptırmış!
Evet güya diyorum, çünkü kendi internet sayfasında ilan etmiş: 2017 – 2018 Denetim ve İnceleme Raporu. Raporu ABD merkezli Crowe Global firmasının Türkiye partneri olan Crowe HSY hazırlamış. Raporun tarihi 30 Ekim 2019 ve tamamı 15 sayfa.
Raporda ne kadar bağış toplanmış, bu bağışları kimler yapmış görmeniz mümkün değil, çünkü öyle bir belge yok.
İnsan hiç olmazsa şu kadar gelir şu kadar gider diye iki bilgi verir, yok öyle bir şey…Ya ne var 15 sayfanın içerisinde, bol bol AHBAP’ı öven cümleler…
Ha bir de 2018 – 2019 Raporu var, ama ‘yakında’ diye yazmışlar, yani ortada rapor falan yok! Sinema filmi ilanı gibi, ‘yakında’…
2019’dan sonra ne yaptılar o da belirsiz. Tam da CHP’nin fıtratına uygun raporlar!
Ama bu CHP mesela ormanlarımız çatır çatır yanarken laiklerin göz bebeği Türk Hava Kurumu ile ilgili bakanlığa ''size uçaklarımızı kiralayabiliriz'' dediğinde vay sen nasıl parayla bakanlığa uçak kiralarsın diye zıplamadılar.
Ama biz de zıplamadık, çünkü o uçakların bakımı, devamlılığı için ''akar'' gerekiyor, onun için zıplamadık.
Yani sürdürebilirlik için para para para...
Buradan yola çıkarak iki gündür cahillere STK nedir, iştirak nedir, dernek nedir koro halinde anlatmaya çalışıyoruz, ama nafile.
Nato kafa... Nato mermer.
YORUMLAR