Tahsin GÜZEL

    Tahsin GÜZEL


    FİLM ÇEVİRENLERE SAHİP ÇIKMANIN HİKMETİ NE OLABİLİR Kİ?

    20 Haziran 2022 - 09:24

    Filmcilere destek yarışında ön saflarda yer alan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali ve aynı yolun yolcusu olan kendilerini AK Parti'nin patronu sanan, partiye gönül vermiş insanları ise "emir eri, saf, salak ve aptal" yerine koyan Cumhurbaşkanının Ömerlerinden değil, yanardöner çakma Ömerlerden söz edeceğim.
    Bunlar ki mağdur insanların sorunlarına sahip çıkmak haklarını aramak için değil, yolsuzluk ve kanunsuzlukları mahkemece tescil edilmiş filmcilere sahip çıkmak için yarışıyorlar…

    Bunlar özünde AK Partili falan değillerdir..
    AK Parti postuna bürünmüş AKP’lilerdir. Bunların bir çoğu da partiyle kimlik ve kişilik kazanmış, karnesini düzeltmiş, içi başka dışı başkalardır. Sayın Cumhurbaşkanına Ömerler diye yutturulanlardır,  Cumhurbaşkanının mirasını yiyenlerdir…

    Bunlara gün yetmiyor hep meşguller, hep toplantıdalar, sanırsınız ki halk için uyku uyumuyorlar.
    Uyumama nedenleri İzmir halkının sorunlarını çözmek, parti için çalışmak falan değildir, bunların amacı safları sıklaştırmak, kadrolar oluşturmak, koltuklarını korumak, ikballeri için koşmaktır.

    Sayın Cumhurbaşkanımız teşkilatlardaki sıkıntıyı görmüş olacak ki zaman zaman “partimize Hz. Ömerler lazım” sözünü kullanmasının nedeni de sanırım bundandır…
    Siyasetin çirkefleştiği, basının bağımsızlığını kaybettiği, herkesin bir taraf olduğu, yanlışların dahi görmezden gelinip yalakalık olsun diye alkışlandığı, ülke çıkarları ve halkın sorunları ikballerin fersah fersah gerisinde kaldığı, görmezden gelindiği günümüzde yanlışı eleştirip gerçekleri söylemek her yiğidin harcı değil... 
    Bunları söylediğim zaman da, kötü kişi veya "ağzının fermuarı olmayan adam Tahsin Güzel" olursun.

    Kamu adına görev yapanlar, adam gibi adam olacak!
    Kamu çıkarlarını ikballeri önünde tutacak hatır gönül işinden uzak olacak.
    Gazetecilik de, siyaset de kamu görevidir.
    Siyasi partiler de kamu kurumudur, birilerinin şirketi değildir. İdarecileri de kamu görevlisi gibi davranmak zorundadır.
    Ben kamu adına yazıyor ve yaşanan her tür olumsuzluğu kamuoyu ile paylaşıyorum. Mensubu olmaktan onur duyduğum AK Parti'nin İzmir İl Başkanı ve milletvekilleri de hatırı-gönlü bırakacakla,r adam gibi yanlış yapanlara hesap soracaklar, mağdurlara sahip çıkacaklar. Kamu kurumlarını babalarının şirketi gibi kullanan koltuk sahiplerine selam durmayacaklar.

    AK Parti İzmir teşkilat ve milletvekilleri partiye gönül vermiş gerçek partilileri saf yerine koydukları, burunlara Kafdağı'nda tepeden baktıkları, vatandaşa kazık atanlarla kol kola oldukları sürece bu partiyi İzmir’de küçültecekler…

    Bir de Ege Bölgesi'nde yaşayan Konyalıları saf yerine koyan insanları koyun sürüsü gibi güdeceğini sanan vakıf ve derneklerin çok akıllı başkanlarından söz edeceğim…
    Ege’de 700-800 bin Konyalı'dan söz ederken Atatürk’ün o vakitler Konya’nın ilçesi olan Karamanlı olduğunu öğrenmiştik. Şimdi de sayımız artı, nasıl mı?
    İzmir’de CHP’nin düzenlediği Konyalı buluşmasında Kılıçdaroğlu’nun da Konyalı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Bu konunun özüne devamı yazımda değineceğim…


    Gelelim entrika dolu 15 Mayıs 2022 günü İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği'nin kanunlara hiçe sayarak kılıf uydurularak gerçekleşen ve siyasi parti mitingine dönüşen rezil kongresine, kanunların arkasından dolaşarak çevrilen filmin hesabının sorulmasını mağdurların haklarının aranması konusuyla ilgili meseleye!
    Konuyla ilgili İzmir Ticaret İl Müdürü ile yaptığım görüşmeler yanında, MHP il başkanı ve AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ile konuyla ilgili yaptığım görüşmeleri kamuoyu ile paylaşmıştım.
    Genel kurulda hazır bulunan Ticaret Bakanlığı temsilcilerinin kural dışı işe göz yumduklarını, seçim kurulunun kanunları hiçe sayarak bin kişiye bir sandık, iki bin kişiye iki sandık kurulması gerekirken 1100 kişiye 14 sandığa izin vererek iradenin ipotek altına alınması, gizliliğin ihlaline karşı gerekenin yapılmamasının hesabının sorulması gerektiğini anlatmakla kalmadım, Manşet Türkiye'de iki kez konuyu yazdım.
    Derebeylerinin kanun dışı uygulamalarına iktidar partisi il başkanının müdahale edecegini beklerken zatı muhteremin, kanunlara kılıf uyduran fırıldakçıları ziyaretleri "lanet olsun bunlara" dedirtmiştir.

    İktidar partisi il başkanı aynı zamanda hukukçu, hatta bir dönem de milletvekilliği yapmış beyefendiye, 5362 sayılı yasada esnaf teşkilat organlarının seçimi ilgili maddelerinde belirlendiği halde kanun hiçe sayılarak yapılıyor ve irade ipotek altına alınıyorsa... Kanunda bin kişiye kadar bir sandık ve iki bin kişiye iki sandık derken 1100 genel kurul üyesi için 14 sandık konularak irade ipotek altına alınıyor oy’un gizliliği hiçe sayılıyorsa;  bu fırıldaklığı yapanlar aynı zamanda 200 bine yakın esnafın umudu olan ve paraları bulun şirketi  BESAŞ şirketini hisse alım satımlarıyla içini boşaltarak iflas ettiriyor, yapılan yolsuzluklar mahkemece tescil edilip ceza veriliyor, ancak zaman aşımı nedeniyle cezaları ertelenmiş oluyorsa bunu yapanların ayağına giderken bir değil 200 bin kere düşünmeniz gerekirken, düğüne gider gibi tam kadro ayaklarına gitmeye utanmıyormusunuz!

    Allah aşkına bunların mağdur ettiği 200 bin esnafı kaç kez ziyaret ettiniz ya da makamınıza kabul ettiniz?
    Fırıldakçıların ayağına gittiğiniz gibi mağdurların ayağına gitmediniz, ayağınıza gelenlerle de  tenezzül edip görüşmediniz…
    Magdur on binler sizin gibi içi başka dış başkalar yüzünden AK Parti'ye beddu etmektedir bilesiniz…

    YORUMLAR

    • 0 Yorum