Tahsin GÜZEL

    Tahsin GÜZEL


    AK PARTİ'DEKİ SİYASET CAMBAZLARI

    15 Aralık 2022 - 21:15

    Söylediklerinden ya da yaptıklarından dolayı hiçbir sosyal guruptan takdir görmeyenlerin serzenişi için kullandığı bir sözdür:
    “Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamadık!”
    Öyle bir süreçten geçiyoruz ki bu sözü kullanmak zorunda kalıyoruz.
    Çünkü toplumumuz fabrika ayarlarından çıkmış, dürüstlüğü, mertliği ideolojilere kurban ediyoruz. Ayrıca siyaseti ülke için değil parti ve ikballerimiz için yapıyoruz. Daha da vahimi parti itibarını devlet itibarına tercih ediyoruz.

    “Aç tavuk rüyasında darı ambarını görürmüş” başlığıyla yayınlanan yazımda CHP’nin tutarsız muhalefet politikasını eleştirmiştim.
    İdeolojilerini dostluğa tercih eden bazı arkadaşlar bu yazımdan dolayı insafsızca beni eleştiriyorlar…
    O arkadaşlara öncelikle şunları hatırlatmam gerek: Yanlışın partisi olmaz.
    Bu devletin iki yakasının bir araya gelmesi, toplumun müreffeh bir yaşam sürdürebilmesi için siyaset kurumları kendine çeki düzen vermeli, doğru yapanlar takdir edilmeli, yanlış yapanlar eleştirilmeli, eleştirilere de katlanılmalı.
    TBMM’de yaşananlara baktığımız zaman, topluma model olacak aklı başındaki siyasiler, siyasetten tiksindiriyor insanı.
    Her ferdin olduğu gibi benim de siyasi görüş ve düşüncem var. Ben AK Parti’nin İzmir’de kurucularındanım. Hiçbir zaman saplantılı olmadım. Yüzde 99’da doğruyu yapsak yüzde 1yanlış yapma lüksümüz olmayacağı için AK Parti’yi de zaman zaman eleştiriyorum.
    Ülkeyi “tefecinin eline düşmüş müflis tüccar” konumundan itibarlı, sahada da masada da sözü geçen bir ülke haline getiren bu parti, siyaseti ikbal için yapan bazı “siyaset cambazları” yüzünden zor durumlara düşüyor..
    CHP, Atatürk’ün mirasını yediği gibi AK Parti kadroları da Recep Tayyip Erdoğan’ın mirasını yemektedir. 70 yaşına merdiven dayamış Cumhurbaşkanı gece gündüz demeden koşuyor. Geçmiş örneklerin tersine, kibir yok, tepeden bakma yok.. Halkla kucaklaşıyor.
    Hal böyleyken bu parti sayesinde tanınmış, kişilik kazanmış burnu Kaf dağında, “küçük dağları yaratmış” bazıları partiyi küçültmeye çalışıyor. Kentin sorunu, milletin derdi onların umurunda  değil. İşleri yandaşlarına makam, rahat koltuk ayarlama ve atama peşinde, ikballeri için koşuyorlar…

    Yiğidi öldürelim ama hakkını da teslim edelim. Sayın Cumhurbaşkanının hakkını da teslim edelim.
    Bu millet vefayı bilir, vefayı bilmeyenler ise mevcut kadrolardır.  Cumhurbaşkanı bu teşkilatları kapatıp anahtarı cebine koysa, toptan teşkilatları lağvetse ve mevcut bazı milletvekillerini de partiden kovsa bu halk Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde 51 değil vallahi yüzde 80 oy verir.
    Kılıçdaroğlu’nun vefa hak edecek bir projesini, toplumu yönlendirecek kayda değer bir muhalefeti de olmadı; cak-cukla ömür tüketti.
    Benim de Kılıçdaroğlu gibi bir rakibim olsa yirmi değil otuz sene iktidar olurum.

    Halk  yine sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seçecek.
    Sorun Kılıçdaroğlu değil. Sorun AK Parti elbisesi giymiş AKP’liler. Yine de bu kadrolarla seçime gidilirse yüzde 80 alamaz ama yüzde 51’i geçer.
    Hep beraber göreceğiz.
    AK Parti’yi zaafa uğratan liyakatsiz teşkilatlar ve ahbap-çavuş ilişkisiyle atanan vizyonu olmayan bazı bürokratlardır. (Devamı yazımda bu konulara değineceğim. Alınan alınsın darılan darılsın)
    CHP’li bazı dostlar gibi AK Partili dostlar da beni eleştirsin hiç umurumda değil.
    Dost acı söyler ama doğruları söyler…

    Günümüzde topyekûn bir algı operasyonu yapılıyor. Hastanelerde vatandaşlara eza cefa çektiriliyor.
    Bazı kamu kurumları vatandaşı canından bezdiriyor.
    Hükümet, küçük esnafa sınırsız kaynak aktarıyor, bu kaynaklar dört idareci tarafından yandaşlara peşkeş çekiliyor. İhtiyacı olan değil yakın olan alıyor krediyi… Aldığını da işe değil faize yatırıyor, çünkü düşük faizle alıyor.
    Vatandaşı bezdiren diğer bir önemli konu da aynı marka bir malın bir markette 10 lira ise diğerinde iki katına satılmasıdır. Sebepsiz fiyat artışlarıdır. Bunları kontrol edecek kadrolar yatıyor. Bunları arayıp bir şey söyleyemiyorsun, çünkü muhteremler ya A milletvekilin adamı ya B milletvekilinin atadığıdır…

    Gözlemim o ki, bizim sadrazamlar kamuoyundan kopuk, toplum içine girmedikleri için bazı serzenişleri duyamıyorlar.
    Bugüne kadar fanatik CHP’liler dışında Cumhurbaşkanını eleştireni duymadım.
    Vatandaşlarımızın çoğunluğu AK Parti teşkilat ve milletvekillerinden çok dertli. Açıyorlar ağızlarını yumuyorlar gözlerini… AK Partili olanlar da bunlardan dert yanıyor.
    Vatandaşlar “Bizim senelerce çözemediğimiz konuları A milletvekili on günde bitiriyor… B milletvekili o işi yapıyor, C milletvekili bu işleri yapıyor” diyor.
    ÇED raporları, medikal işleri falan filan…

    Ben sanayici olsam da siyasetin içindeyim. Kamu kurumlarında idarecilik, başkanlık yaptım.
    Siyaset ülke için yapılır, oysa kendi ikballeri için yapanları gördüm.
    Kurumlar, temsil ettiği insanların hak ve hukukunu korur. İdareciliği iş edinmiş bazı asalakların ikballeri için çalıştığını gördüm, mâni olamadım.
    Toplumun sözde gözü kulağı olan basın ise reklam ikram kaygısıyla sorunlara sahip çıkmadığı için gazeteci-yazar oldum. Kamu adına yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim…

    Son söz: Şu günlerde gündem saptırmak adına Fadime Şahin-Ali Kalkancı benzeri bir tiyatro oynatılıyor.
    Şiir okuyanla hakimlere ‘Ahmak’ diyen karıştırılıyor.
    İzlediğimiz eski filimler  tekrar oynatılmaya çalışılıyor!
    Toplum uyanık olmalı, adi bir yaratığın yıllar önce yaptığı ahlak ve vicdan dışı eylemi İslam’a ve özellikle de  iktidara fatura etme gafletinde olanların oyununa gelmeyelim…
    Hiçbir yaratık; hayvan dahi başka bir hayvanın yavrusunu taciz etmez tecavüze yönelmez.
    Bazı insan müsveddelerinin ahlaksızlığını İslam’a saldırı aracı olarak kullananlara karşı hazırlıklı olmalıyız.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum