Nerden baksanız talihsiz bir yasa.
Eleştirenler kendilerinden çok eminler ve sesleri çok yüksek çıkıyor.
Diyorlar ki; “bu yasa, sandık mühendisliğinin eseri, cumhur ittifakı sahada kaybettiğini sandık sonuçları üzerinden toparlamaya çalışıyor”.
Diyorlar ki; “baştan sona kasıtlı düzenlenmiş, tamamen kötü niyetli, her şeyiyle yanlış bir yasa”.
İnsaf edip soran olmuyor. Bir yönüyle hukuk düzenine hizmet ediyor olabilir mi?, Demokratik değerleri yükseltmek adına bir katkısı var mıdır? Seçmen iradesinin doğru yansımasını gözetiyor olabilir mi?
Deniyor ki; “Bu yasa, 2018 seçim sonuçlarına uygulandığında cumhur ittifakı daha fazla milletvekilliği kazanıyor. İşte size delil”!
Kestirmeden diyeyim: Böyle bir karşılaştırma yapılamaz. Yapılsa da bu sonuca bir anlam yüklenemez. Bir seçimin sonuçları, ‘temsilde adalet’ ilkesinin referansı olamaz. Seçim sonuçlarının detaylı analizini yapmadan bu hüküm verilemez.
Ortada bugünden bilmediğimiz bir oy dağılımı varken (yani yokken!), iktidar nasıl bir mühendislik projesi kurgulamış olabilir?
Henüz öğrenmediğimiz sandık sonuçlarını kendi lehine çevirmek üzere nasıl bir plan yapmış olabilir?
Akıl yürütelim: İktidarın, son seçimin sonuçlarını esas alarak kendini kârlı çıkaracak hesaplama yöntemini bulmaya giriştiğini varsayalım. Ancak o seçimin 4 yıl uzağındayız. Akla aykırı da olsa sosyolojinin değişmediğini varsaysak bile, ilk kez oy kullanacak seçmenlerin oransal büyüklüğü bu hesabı alt üst etmeye yeter de artar bile.
Akıl yürütmeye devam edelim: İktidarın, bugünün anketlerinden yola çıkarak bir simülasyon yaptığını ve hesabını o zemin üzerine oturttuğunu varsayalım. Bu da akıl kârı değil. Anketlerin bugünü yakalamadaki sapmalarını bir yana bıraksak bile seçime henüz bir yıl var. Yani, köprülerin altından daha çoook sular akacak.
Ben, yasaya soğukkanlı baktığımda gördüğüm üç olumlu yanı not etmek istiyorum. Edeyim ki; eleştirilerime de kapı açılsın.
1. Hakkını teslim edelim, 12 Eylül cunta rejiminin sistemin bağrına bir bıçak gibi sapladığı %10 seçim barajını saplandığı yerden bu yasa çıkaracak. Önemli bir adım mı? Evet önemli. Önemli olmasaydı bugüne kadar değiştirilirdi. Aradaki 40 yılın yarısında AK Parti’nin iktidarda olduğunu söylemeden de geçmeyelim.
Tam da bu noktada “neden % 7”? sorusu soruluyor. Bu soruya herkesi ikna edecek bir cevap bulamayız. % 6’ya inseydi, ya da % 8’de kalsaydı cevabı var mıydı? Yine hayır. Özetle: 40 yılda adeta ‘dokunulmazlık’ kazanan seçim barajının %10’dan %7’ye inmesine demokrasimiz adına sevinelim. Hakkaniyet bunu gerektirir.
“Biraz daha cesaret gösterip barajı neden sıfırlamadınız?” sorusu sorulabilir. Ancak bunun da cesaret işi olmadığı açık. 100’den fazla partinin olduğunu, barajsız seçimin kaos üreteceğini, barajın, ‘şimdilik ve maalesef’ kaydıyla gerekli olduğunu kabul etmeliyiz.
2. Seçim yasasına artı puan vereceğimiz bir başka yenilik; bir partinin mecliste grubunun olmasının seçime katılma yeterliliği sayılmaktan çıkarılmasıdır. Partiler arasındaki alışverişlerle grup kurarak seçime katılmanın yolu kapatılmıştır. Bir partinin seçime girebilmesi için yasada öngörülen biçimde teşkilatlanması gerekmektedir.
Siyasetin doğası, planıyla, projesiyle, iddiasıyla, ekibiyle ortaya çıkmak, teşkilatlanmak, kendisini seçmenlere tanıtmak, öylece yönetime talip olmaktır. Yeni yasa ile siyasetin doğasına dönülecektir.
3. Yasanın sistemsel değişikliğinin üçüncü önemli ayağı, milletvekili seçiminde ittifakları değil partileri esas almasıdır. Mevcut sistemde vekillikler önce ittifaklar arasında paylaştırılıyor, sonra ittifak içindeki partilere bölüştürülüyordu. 2018 seçim sonuçlarına bakıldığında bu yöntemin adaletsizliklere yol açtığı görüldü. Seçimi birinci sırada bitiren parti ile ittifak kuran üçüncü sıradaki parti, ikinci partinin önüne geçebildi. Ve kendinden daha çok oyu olan partinin hak ettiği milletvekilliğini alabildi. Erzurum, Trabzon, Elazığ, Yozgat seçim sonuçları ‘temsilde adalet’ ilkesinin çiğnendiğinin açık örnekleridir.
Yeni seçim yasa tasarısı bu sakıncayı da ortadan kaldırmaktadır. Doğru olan budur. Bugünlerde daha çok ittifakları konuşsak da, demokrasinin vazgeçilmez unsurları partilerdir.
Bu yazıyla yeni seçim yasa tasarısına “bir de bu açıdan baksak”! demeye çalıştım. Söylenecekler bu kadar değil elbette….
YORUMLAR