İsmail SERT

    İsmail SERT


    BAŞAK DEMİRTAŞ'IN ADAYLIĞI

    09 Şubat 2024 - 14:50

    Başak Demirtaş, cezaevindeki eşi Selahattin Demirtaş’la görüştükten sonra, 21 Ocak’ta DEM Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına adaylığını açıkladı. Aslında şaşırtıcı değildi. Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde de HDP’nin kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkarması taraftarıydı. Eşiyle birlikte aldıkları bu karar da aynı doğrultudaydı.
    DEM Parti yetkilileri Gülüstan Koçyiğit, Sezai Temelli ve Ayşegül Doğan, Başak Demirtaş’ın adaylık açıklaması üzerine konuştular. Demirtaş’ın beyanını resmi başvuru kabul ettiklerini, sürpriz olsa da sevindirici bulduklarını, Merkez Yürütme Kurulu’nda değerlendirileceğini ifade ettiler.

    Başak Demirtaş’ın aday olma olasılığı partilileri de heyecanlandırdı. Son iki seçimde partilerinin görünmez olmasından mutlu değillerdi. Başak hanım doğru adaydı, sempati kazanabilir, alınabilecek en yüksek oy oranına ulaşabilirdi.
    Kulislerde, Kürt kökenli adayın yanına, eş başkanlık modeline uygun biçimde, alevi bir  adayın eklenebileceği bile konuşulmaya başlandı. Alevi aday için seçenekler hazırdı. Ali Kenanoğlu ya da Celal Fırat. 

    Siyasette görmeye alışkın olduğumuz bir süreç yaşanıyordu. DEM Parti yönetimi ile Selahattin Demirtaş güçlerini tartıyorlar, stratejilerini yarıştırıyorlardı. Siyaset içinde kalmak şartıyla, sonunda nasıl olsa dengeyi bulacaklardı.

    Geri adım
    Süreç sert biçimde kesildi. Terör örgütü PKK’nın yöneticisi Mustafa Karasu, 6 Şubat’ta örgütün televizyon kanalına verdiği röportajda net konuştu: “İttifakları güçlendirerek, var olan ittifakları sahiplenerek mücadele yürütmek gerekiyor.”
    Elinde silah olan siyaseti susturmuştu. 7 Şubat’ta Başak Demirtaş adaylık talebini geri çekti. Parti yönetimi, “Nasıl ki aday olduğundaki açıklaması bize güç verdiyse şimdiki açıklaması da güç vermiştir” dedi.

    DEM Parti Milletvekilleri, cezaevinde görüştükleri Selahattin Demirtaş’ın da benzer açıklamaları olduğunu aktardılar; “Başak Hanım’ın adaylık açıklaması partimize güç vermek içindi, geri çekilme açıklaması da partimizin bilgisi dahilinde. Bütün bu süreçler birlikte yürütülmüştür, halkımız bilsin, halkımız bize güvensin, ne yaptığımızı biliyoruz.”
    Başak Demirtaş’ın, yaşananları özetlerken kullandığı dil çok özenliydi: “parti yetkilileri ile bir araya geldiğini, kendisinin tüm gelişmeler hakkında bilgilendirildiğini, tam bir uyum ve koordinasyonla karar aldık.”
    Devamında çok iltifatkar, çok nezaketli ifadelerle, toz pembe bir tablo çiziyor, yaşananları adeta sıfırlıyordu.  

    Hepimiz haklıyız, her zaman haklıyız. Adaylık talep ederken de partime güç vermek istemiştim. Yine güç vermek için ayrıldım. Partim adaylığımı kabul ederken de, “olmuyormuş” derken de haklıydı. Benimle de çok oy alacaktık, bensiz de çok oy alacağız. Bana verilen destek eksiksizdi, yine eksiksizdir. Güven hiç hasar almamıştır. Partimiz bizi onurlandırmıştır. Aramızdaki uyum ve koordinasyon tamdır. Tüm adaylarımız hepimizindir. Hepsi kıymetlidir. Hep birlikte başaracağız. Ve mutlaka kazanacağız. İfadeler Başak Demirtaş’a ait. Ben sadece kısalttım.

    Ne diyebiliriz? Seçmeniniz olsun ya da olmasın, yirmi günün gündemini takip edenlerin, bu açıklamalara inanmalarını mı bekliyorsunuz? Bunlar gerçek olabilir mi? Bunların hepsi bir arada olabilir mi? Gerçeğin tamamı bu olabilir mi? 

    Hep aynı
    Kürtler adına siyaset yaptığını iddia eden partilerin, terör örgütü PKK’nın güdümünden kurtulamadıklarını defalarca gördük. Kendi kararlarını alamıyor, kendi siyasetlerini belirleyemiyor, bağımsız bir parti olamıyorlar.
    Terör örgütü PKK, partide ileri giden olursa, derhal hırpalıyor, azarlıyor ve hizaya getiriyor. Siyaset, onun izin verdiği ölçüde, silahların gölgesinde ve onun kanlı ellerinin pençesinde yapılabiliyor. Dolayısıyla; partide Kürtlerin gerçek talepleri ve onların çözümü konuşulamıyor.

    Bu olayda da ‘Kandil’, siyaset oyununun, kendisini koyduğu kurallarını bir kez daha hatırlattı. Dedi ki;
    - Siz kendi başınıza, bağımsız karar alamazsınız.
    - Asıl olan biziz, son sözü biz söyleriz.
    - Biz gücümüzü nasıl ABD’den alıyorsak, siz de gücünüzü bizden, bizim elimizdeki silahtan alıyorsunuz. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
    - Bu örgüt silahlı mücadele için kurulmuştur. Siyaset, yalnızca onun bir aparatıdır. Sizin parti olarak seçimde alacağınız sonuç, çok da önemli değildir.

    Son durum
    DEM Parti için siyaset alanı bu kadar. Son sözü, üstelik eveleyip gevelemeden, terör örgütü PKK söyledi: “İttifak bozulmayacak!”
    Yani; aday çıkarmayarak açıktan, ya da düşük profilli bir adayla örtülü biçimde İmamoğlu’na destek verilecek. Şimdi, seçmenini yönlendirme başarısı iyi olan partiye, bu talimatı uygulamak düşüyor.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum