İsmail SERT

    İsmail SERT


    NETFLİX ÇAĞI

    18 Kasım 2020 - 12:43


    Bir zamanlar ‘küresel köy’ün adı var, kendisi yoktu. Önden giden bir kavram olarak sohbetlerde tatlı tatlı kullanıyorduk. “Dünya artık küresel bir köye dönüştü” demek modaydı. Oysa nihayetinde ulaşımın artan hızını, telefon hatlarının her yeri kapsadığını filan anlatıyorduk. O kadar.

    Şimdi ‘küresel köy’ her şeyiyle hükmünü sürdürüyor, ancak adı ortalıkta yok. Tabelasını kaldırdığımız o köyde bizzat yaşıyoruz. Sorgulamadığımız, zorlanmadan içselleştirdiğimiz, bir parçası olma yolunda geri kalmak istemediğimiz bir sürecin içindeyiz.  

    Netflix, yeni dünyanın yeni aktörlerinden biri. Amerikalı. Devasa dizi, film ve belgesel arşivi ile dünyanın neredeyse tamamına ulaşan bir film/medya şirketi. Türkiye’ye geliş tarihi Eylül 2016.

    Televizyonlara karşı, bilinen avantajlarına yükleniyor. Reklam yok, tanıtım yok, seçenek çok ve kontrol tamamen kullanıcıda. İstediği saatte izlemeye başlayabiliyor, istediği zaman durdurabiliyor.
    Dünyanın geldiği noktada, televizyon programının saatini beklemek, hayatında ona göre küçük planlar yapmak bile ‘özgürlüğün kısıtlanması’ olarak tarif edildiğine göre ‘zamanın ruhu’na uygun.
    Şirket pandemi döneminde daha da büyümüş. Dünyada toplam 200 milyon, Türkiye’de ise 2 milyon civarında abonesi var.

    Netflix bir ‘yeni nesil hikaye anlatıcısı’.
    Bu konuda çok iddialı.
    Dünyanın her yerindeki yerleşik hikaye anlatıcılarının sesini kısmayı gözüne kestirmiş. Diyor ki Netflix:
    “Yeni dünyaya geçişin hikayelerini benden dinleyin. Yeni nesle ben hikaye anlatabilirim. Bütün motivasyonum bunun içindir”.

    Netflix benzerlerinden farklı. Sadece üretilmiş yapımları servis etmekle, akış sağlamakla kalmıyor; yeni diziler, filmler ve belgeseller üretiyor. Tercihlerini, yönelişlerini ve  önceliklerini belirlemiş durumda. İnce ince planladığı bir ‘yayın politikası’ var.  
    Milliyet, milliyetçilik, din, aile, devlet, ahlak, tarih, nihilizm, feminizm gibi çok geniş bir zeminde geziniyor.
    Tartışmalı alanlara dalıyor. Tehlikeli konulara girmekten çekinmiyor. Gay hakları, her türlü aşırılık, ebeveyne itiraz, kimlikleri reddetme, aileyi küçümseme, üretmeden tüketmeye yönelme, madde kullanımı, şiddetin ve sapkınlığın her türlüsü, çocuk cinselliği ve daha birçok konuyu harmanlıyor.  

    Bütün bu başlıklara belirli bir çerçeveden bakıyor Netflix.
    Hemen hepsinde kamerayı koyduğu yerin farkında ve baktığı açıyı biliyor. Strateji yapıp hepsini söylemese de, anlatacaklarının kurgusu da hazır.
    Önce göstererek, gösterip geçerek, izleyicisini görmeye alıştırarak başlıyor. Tekrar tekrar gösterip sıradanlaştırarak, hayatın ve düşüncenin doğal bir parçası yaparak ilerliyor. Yeni bir yaşama biçimini, alternatif bir düşünce tarzını sıradan bir ayrıntı gibi asıl anlatının içinde bir köşesinde yerleştiriveriyor.
    Unutulmuş gibi sağa sola serpiştirdiği detaylarla son sözlerine ısındırıyor.
    Acelesi yok.
    Her yapımda propaganda yapmak, belli kodları kullanmak derdinde değil.

    Dünyada artık bir ‘netflix ahalisi’ var. Netflix yurttaşları, Netflix toplumu, Netflix nesli…
    Netflix, yorgun Hollywood’u ABD topraklarından çıkarıp dünyaya taşımakla meşgul.
    Eski kodların yerine kendi kodlarını özenle yerleştiriyor, her boşluğu değerlendiriyor. Her soruna, her olaya yetişiyor ya da yetişeceği umudunu canlı tutuyor.

    Netflix bir yol açıcı, bir yön gösterici, bir şekil verici, bir dizayn edici olarak geleceğin dünyasını kurmaya çalışıyor.
    Türkiye, İngiltere, İspanya, Almanya, Brezilya gibi ülkelerde ‘yerli’ dizi ya da film yapımına da el atmış durumda. Türkiye’de gelişmiş dizi sektörünün geniş imkanlarını kullanıyor. Mahallenin en güzel senaryosunun peşine düşebiliyor ve onu ikna edebiliyor.

    Bu anlamda Türkiye pazarında, daha doğrusu Türkiye sosyolojisinde hızlı adımlarla ilerliyor. Abone sayılarındaki artıştan, ortaya çıkardıkları işlerin etkisinden ve geri dönüşlerden memnun olsalar gerek.
    Dijital çağın imkanlarıyla açılan geniş ve giderek genişleyen pencerelerden biri Netflix. Türkiye toplumu da bu pencereden bakmaya, gördüklerinden etkilenmeye pek hevesli görünüyor.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum