• Reklam
İsmail SERT

İsmail SERT


MEMLEKETİN BÜTÜN ÇADIRLARI

01 Mart 2023 - 11:32

Nerden başlamak gerek? Kızılay’ın görevini mi hatırlayalım?
Kendileri adını ‘misyon’ koymuşlar ve internet sitelerinde şöyle belirlemişler:
“İyiliğin gücüyle insanın ve toplumun onurunu korumak, dirençliliğini arttırmak ve ızdırabını dindirmek için çalışmak.”
‘Temel ilkeler’ başlığı altında devamını da getirmişler:
“Amacı insan hayatının, sağlığının korunması ve insan onuruna saygı duyulmasının sağlanmasıdır”. Dahası da var: “İnsan ıstırabını, en ivedi ve zaruri ihtiyaçlara öncelik vererek dindirmeye çalışır”.
Nerden başlamak gerek?
6 Şubat’ın ve sonraki günlerin ne kadar özel ve olağanüstü zamanlar olduğunu anlatarak mı başlayalım?

Gereksiz olsa da özetini yazalım:
“Kışın en soğuk günlerindeydik. Gecenin yarısıydı. Bin kilometre kare genişliğindeki alan üst üste ve çok şiddetli sarsıldı. 11 ilimizdeki 13.5 milyon kişi doğrudan etkilendi. Köyler, kasabalar, şehirler yerle bir oldu. Bir felaketti”.
Ve o gün için, aklın, vicdanın, merhametin, insanlığın gereğini en açık haliyle yazalım.
6 Şubat, saat 04.17’den itibaren Kızılay’ın depolarındaki bütün çadırlar artık depremzedelerindir. Satışa konu olamazlar. İster kârına, ister maliyetine satılamazlar. El değiştirmenin konusu değildirler. El değiştiremezler.
Hatta o çadırlar sipariş edenlerin, teslimatını sözleşmeye bağlayan yurt içindeki ya da yurt dışındaki müşterilerin dahi değildirler. O çadırlar artık depremzedelere aittirler. Bir an önce yola çıkarılmalıdırlar.
O gün, rutin işlerin yapılacağı gün değildir. Fatura kesme, gelir elde etme, Kızılay’a bağış toplama günü değildir. Çadırların üzerinde ‘logo’ olmadığını fark etme günü değildir. O gün, “imdat” çığlığını duyma günüdür.

Aklın, vicdanın, merhametin, insanlığın gereğini biraz daha genişletelim.
Bırakalım Kızılay’ın depolarındakileri, o gün memleketin bütün çadırları deprem bölgesinde üşüyen, ihtiyacı olan herkesindir.
Onlar artık sahiplidirler.
O gün başka işlere bakma günü değildir. Sadece Kızılay’a değil, herkese düşen görev onları sahiplerine ulaştırmaktır.
Kızılay’ın yaptığı doğru işleri alt alta sayalım, görevlerini yapmış olsalar da tek tek hepsi için teşekkür edelim. Bu olayı dilimize dolayıp, ‘Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ adıyla kurulan, 155 yaşındaki Kızılay’ın aklımızdaki, gönlümüzdeki yerini bir milim olsun kımıldatmayalım. Kuşaklar boyunca edindiği ‘güven’i bir anda yok etmeyelim.
Ancak beklentimiz de bilinsin.
Burada hatalı davranılmıştır.
Kızılay Başkanı ‘inisiyatifte bulunmuşlar, ben de arkadaşlarımı eleştirdim” diyerek konuyu geçiştiremez.
Geçiştirmemelidir.
Ya arkadaşlar(!) için gereken, ya da ‘kusursuz sorumluluk’ ilkesinin gereği yapılmalıdır. 

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Oğuz Kaçtan
    1 yıl önce
    Gereği istifadır... Kanımızı, kurbanımızı verdiğimiz ve maddi olarak sürekli olarak yanında bulunduğumuz Kızılay, bizleri tarifsiz bir hayal kırıklığına uğrattı. İlkokul çağlarından başlayarak duyduğumuz o sonsuz güven, bir anda yıkıldı, gitti. Bu kurum bir holding mantığıyla yönetilemez, yönetilmemelidir. Küçücük çocukların harçlıklarından biriktirdikleri 40, 50 liraları yardım olarak alıp, 306 bin lira maaş almak nasıl bir ahlak anlayışıdır. Kınıyor ve Kızılayın eski saygınlığına kavuşması için , baştan aşağıya bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum...