• Reklam
İsmail SERT

İsmail SERT


MAHCUPYAN: ERDOĞAN'A OY VEREBİLİRİM -1

26 Ekim 2022 - 12:32

Gazeteci Yazar Etyen Mahcupyan, 20 Ekim Perşembe günü KARAR Tv’de Yıldıray Oğur ile Elif Çakır’ın birlikte hazırlayıp sundukları ‘Bi’Karar Ver’ programına katıldı.
Bir saate yakın sorulara cevap verdi.
2023 seçiminin paradigmasını, ‘Bu düzen devam mı etsin? Yoksa yeni bir düzene mi geçilsin?” olarak belirlemişti. Ne demek istediğini açmaya çalışırken bir örnek verdi. Bütün konuşmasından geriye işte o örnekten bir cümle kaldı.
Oysa konuştuklarının tamamı bir yana o cümle dahi hemen öncesiyle ve sonrasıyla ele alınması gerekiyordu.  
Şöyle diyordu Mahcupyan:
“Çok belli ki ben muhalefete oy vereceğim. Ama son kertede, Erdoğan ile Mansur Yavaş karşılıklı olarak kalırsa kime oy vereceğimi ben şu anda bilmiyorum. Yeniden Tayyip Erdoğan'a da oy verebilirim. Çünkü ana mesele değişmeyecekse, tamamen pragmatik bakılacaksa, o zaman ben şu soruyu soracağım: Putin ile teke tek oturduğunda Mansur Yavaş'a mı güvenirim Tayyip Erdoğan'a mı? Çok açıkça Tayyip Erdoğan'a güvenirim.”
Mahcupyan devamında analizinin diğer yarısını örnekleyerek düşüncesini tamamlıyordu; “Ama Tayyip Erdoğan’la Kemal Kılıçdaroğlu karşı karşıya kalırsa o zaman Kılıçdaroğlu’nu tercih ederim.”
Konuşmasından alıntılanan “Yeniden Tayyip Erdoğan’a oy verebilirim” cümlesi gün boyu, hatta günler boyu konuşuldu. Twitter listelerinin en tepesine kadar çıktı, ‘Top Tweet’ oldu. Halen de konuşuluyor. Belki de unutulmasına asla izin verilmeyecek, hep gündemde tutulacak.
Mahcupyan’ın söylediklerine şaşıran çok oldu. Ne demek istiyor? Bu da nereden çıktı? diye sordular.
Cumhur İttifakı kanadı, artık şöhretli olan o cümleyi “Muhalefetin bir aydınının daha gerçeği görmesi” olarak yorumladı. Eninde sonunda, seçimde oluşacak dengenin, karar noktasının pekala burası olabileceğini vurguladı. Millet İttifakı cephesindeki akıl karışıklığının, moral bozukluğunun bile ‘% 50 + 1’ sisteminde bir karşılığı olabilirdi.
Doğrusu ben, seçim aritmetiğine girişip oy hesabı yapan gazete yazılarına, tivit mesajlarına şaşırmadım. Ancak Halil Berktay’ın Mahcupyan’ın konuşmasının hemen ertesinde, 21 Ekim Cuma günü Serbestiyet’te yayınlanan ‘Bir siyasî basiret ve dirayet sorunu’ başlıklı yazısını okuyunca epey afalladım. Hocanın konuya bu düzeyden dahil olmasını anlayamadım, kızgınlığını anlamlandıramadım.
Berktay yazısının hemen başında, Cumhur ittifakı/Millet ittifakı ayrışmasında toplumun geldiği yere dair kendi tespitini olanca özgüveni ile ortaya seriyor.
Şöyle diyor:
“Oysa toplumun önemli bir kesimi, büyük ölçüde o son altı yıl yüzünden, “asla Erdoğan’a oy vermem” ya da hattâ “Erdoğan’ın karşısında kim olursa olsun ona oy veririm” noktasına gelmiş.”
Açarsak, demek istiyor ki hoca; “Erdoğan yaptığı hatalarla seçmeni kendisinden uzaklaştırdı. Bu eğilimin devam edeceğini varsayarsak, Millet İttifakı zorlanmadan bu seçimi kazanacak. Mahcupyan tam burada devreye giriyor, bu havayı, bu ambiyansı dağıtıyor”. Kısacası; hoca Mahcupyan’ın, ‘altı yılda pişirilmiş aş’ soğuk su kattığını iddia ediyor. O’na göre, ‘toplumun bir kesimi Erdoğan’ı seçenekler arasından bile çıkarmışken, Mahcupyan Erdoğan’ın adaylığını yeniden normalleştiriyor, rasyonel ölçüler içinde düşünülür hale getiriyor. Erdoğan’dan uzaklaşan seçmeni duraklatıyor, sorgulama sürecini başa döndürüyor.
Halil hoca öyle kızmış ki; bir ara Mahcupyan’ı iktidara yanaşmaya başlamakla, çıkar elde etmekle suçlama aşamasına geliyor. Neyse ki; bunların, ‘iftira’ olacağına uyanıp o yoldan hızla dönüyor.
Entelektüel analiz yapmasını beklediğimiz Berktay ‘bu konjonktürde’ diyor. Ne demek istediği çok açık:
“Tam da Erdoğan gönderilecekken, kitleler bu yöne kanalize olmuşken bu sözlere ne gerek vardı?” diye soruyor. Adeta “Seçimden sonrasını düşünmenin, değişime ve dönüşüme dair sorular sormanın sırası mıydı?” diye çıkışıyor. En sıradan, en kaba seçim hesabını yapıyor Berktay hoca. Bir ara göz kırptığını bile görür gibi oluyorum: “Bir şey değişmeyecek olsa da çaktırmanın ne alemi var!”
Özetin özeti; Öğrencisi de olduğum koskoca Berktay hoca ‘Erdoğan’ı gönderelim de sonrasına sonra bakarız” kervanına katılmış. İşte benim afalladığım yer de burası.
Etyen Mahcupyan’ın dedikleri ile Halil Bektay’ın yazdıkları arasında söyleyeceklerim bitmedi.
Sabrınızı zorlamayayım. Devamı yeni yazıya kalsın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum