İsmail SERT

    İsmail SERT


    KENDİ POLİTİKANA MUHALEFET

    23 Kasım 2022 - 12:31

    Son iki yıldır Türkiye’nin BAE, İsrail ve Suudi Arabistan ile yürüttüğü ülkelerarası ilişkileri normalleştirme politikasının son adımı Mısır yönünde atıldı.
    Diplomatik temaslar zaten başlatılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Kupası’nın açılış töreni için gittiği Katar’da, Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi ile tokalaştı.
    Şimdiden tarihe geçen o ünlü karede Erdoğan ve Sisi sıkıntılı görünüyorlar, geri plandaki Katar Emiri, buluşmanın mimarı olarak gülümsüyor.

    Fotoğraf, Türkiye ve Mısır ilişkilerinin normalleşmesinin en yüksek işareti, Erdoğan’ın dönüş uçağındaki açıklaması ise fotoğrafın altyazısı olarak kabul edilebilir:
    “Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir. Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın?”

    2013 yılında Mısır’da, sivil yönetimi darbeyle deviren Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi iktidara el koydu. Darbeye en sert ve en uzun süreli tepki Türkiye’den geldi.
    Dünyayı ve Arap ülkelerini karşısına alma pahasına Türkiye büyükelçisini geri çekti. İlişkilerini maslahatgüzar seviyesine indirdi. Demokrasi havarisi batı hiç oralı olmadı. Ne de olsa devrilen İslamcı bir yönetimdi. İhvan-ı Müslimin hareketini, iktidar konforları açısından sakıncalı gören İslam dünyasının sultanları ise olan biteni görmezden geldiler.

    O gün Türkiye, Mısır’ı, Sisi’yi, İhvan’ı, Mursi’yi soğukkanlı analiz edebilmiş miydi?
    Bugün hangi noktaya geldi?
    Bu sorulara cevap bulmak için çok çetin analizler gerekiyor. Reel politik, devlet yönetimi, ilkeler, idealler, çatışmalar, krizler, çıkarlar… Bu kavramların bağlantılarını bulup çıkarmak da çok zor.   

    Uluslararası ilişkilerin zemini hızlı değişiyor ve bu değişkenlerin çoğu, tek ülkenin kontrolünde değil. Dolayısıyla her ülke kendi politikasını sürekli gözden geçiriyor ve yeni oluşan dengelere uyum sağlamaya çalışıyor.
    Türkiye ile Mısır, Dışişleri Bakanları düzeyinde başlatılan görüşmeler, beklenen hızla ilerlemiyor. Mısır, Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasına karşı çıkıyor. Sorunların çözümüne dair belirginleşen bir netlik yok. Şimdilik, karşılıklı iyi niyet açıklamalarını ve irade beyanlarını artı hanesine yazmakla yetiniyoruz.
    Geçen 9 yıl içinde, dış politikayı kendi dinamikleri ile değerlendirmek adına çok değerli tecrübeler kazandık. Konum almaların, dostlukların ve düşmanlıkların baki olmadığını yeniden gördük.
    Dostluk-düşmanlık diyalektiği zaten hep böyle işlemiyor mu? Yüz yıl önce, vatanımızda emelleri olan yedi düvele karşı göğsümüzü siper etmiş, istiklal mücadelesi vermiştik. O düşmanlık tablosunu aynen korusaydık, bugün batıya açılan kapılarımızın hepsini  kapatmış olmamız gerekmez miydi?
    Sisi katil, Sisi darbeci, Sisi zalim. Ancak bu gerçeğin bir de alt katmanı var: Türkiye’yi hariç tutarsak; neredeyse bütün dünya, onun suçlarına az ya da çok oranda ortak. Darbeyi onaylayarak ya da derin susarak…
    Bugün bu fotoğrafı eleştiren, “o da yanlıştı, bu da yanlış” diyen çok kişi var. Ara renklerde, hak verenleri, doğruluk payı bulanları da seçebiliyoruz.
    Siyasi muhaliflerin eleştirilerinde ya da entelektüel kanattan gelen itirazlarda “peki şimdi, gelinen bu noktada ne yapmak gerekiyor?” sorusunun cevabının en küçük izi yok.
    O gün dünya, demokratik seçimde halkın yüzde 52 desteğini alarak iktidara gelen Mursi yönetimini deviren Sisi’yi tanımasaydı, durum ne olurdu?
    Herhalde böyle olmazdı. İslam ülkeleri Türkiye’ye benzer bir tepki verseydi, ya da en azından Türkiye’nin yanında dursalardı sonuç böyle olur muydu?
    Herhalde olmazdı. Kısacası; Sisi sadece kendi gücüyle iktidarda durmuyor. Batının iki yüzlülüğü ve desteği, Arap dünyasının vurdumduymazlığı ve dolaylı kabulü olmasa, Sisi geçici geldiği koltukta 9 yıl oturamazdı. Kaldı ki; askeri yönetimin ne kadar süreceği de belli değil. Zira seçim sandığı henüz ufukta görünmüyor.

    İktidarlar, hele ki ömürleri uzun olanlar ve muhalefetten sadece itiraz duyanlar kendilerini nasıl yenilerler? Elbette kendi politikalarına kendileri muhalefet ederek!...

    YORUMLAR

    • 0 Yorum