İTTİFAKIN KRİTİK GÜNDEMİ

Başlığın kısaltılmamış hali şöyleydi:
MİLLET İTTİFAKININ, KRİTİK VE DEĞİŞMEYECEK GÜNDEM MADDESİ OLARAK KILIÇDAROĞLU’NUN ALEVİ KİMLİĞİ.

Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökenli oluşu daha önceden de gündeme gelmişti. Ancak bu defa başka. Seçime gidiyoruz ve ‘Millet İttifakı’ demokrasi literatüründe yeri olmasa da ‘mutlaka kazanacak bir aday’ arıyor. Üstelik altı parti, kendi penceresinden bakarak ortak adaylarının kesin kazanacağına ikna olmak istiyor. Listenin en üstüne yazılan bu ağır kriter, alttakilerin hepsini belirliyor. Belirlemek bir yana eziyor, hırpalıyor.
Bu iddia, doğal biçimde adayların tepeden tırnağa didiklenmesi gibi bir süreç doğuruyor. Mezhebi, milliyeti, nerede doğduğu, kiminle akraba olduğu, kimlerle yol yürüdüğü, siyaset yolculuğunda bugüne kadar uğradığı duraklar, söyledikleri, yazdıkları sorgulanıyor. “Aman genç olmasın, tecrübesiz kabul edilir, yaşı ilerlemişse seçmen tercih etmeyebilir” diyerek yaşına dikkat ediliyor. Siyasetçi mi, bürokrat mı, yoksa teknokrat mı olacağı sorgulanıyor. Daha da ileri gidip saçının, sakalının, bıyığının gözden geçirileceğini söylemek bile abartı sayılmaz.  
Artık bir kere bu yola girildiğine göre, ‘mutlaka kazanacak aday’ arayışında sonuna kadar gidilecek. Adayın herhangi bir özelliğinden dolayı oy kaçağına sebep olmaması için olabildiğince özen gösterilecek.
Zaten öyle de oluyor. Ve kamuoyu, kapalı kapılar ardında konuşulanları farklı vesilelerle öğreniyor. Cüretkar biri kendince yaptığı hesabı ortaya döküyor. Dobra dobra konuşan bir başkası dostça uyarıyor.

Konu MİLLET İTTİFAKI İÇİ BİR GÜNDEM.

Cumhurbaşkanlığı adaylığına bağlı olarak Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini ilk dile getiren de, son söyleyen de ittifak içinden kimselerdi. HDP listesinden Meclise girip sonra TİP'e geçen ve daha çok sokakları karıştırmaya çabalarken gördüğümüz, Millet İttifakı’nın doğal bileşeni gibi konuşan Ahmet Şık, “Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasının Türkiye toplumu ve siyaseti için bir mesele olduğunu kavrayarak hareket etmek gerekiyor” sözleriyle ilk taşı attı. Son konuşan İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral ise “Kılıçdaroğlu'nun Alevi olması, Sünni Müslüman kesim tarafından bir endişedir” deyiverdi.
Aradaki zamanda benzer biçimde başka konuşmaların olmaması bizi yanıltmasın.  ‘Kazanamayacak aday’ olarak dolaylı biçimde Kılıçdaroğlu’nu işaret edenlerin söylediklerinin makyajını silin. Aynı endişe, katlanmış biçimde ve “herşeyi ortalık yerde konuşturtmayın!” gerilimini kuşanmış olarak apaçık ortaya çıkacaktır.
Gazeteciler de konuya dahil oldular. Sevilay Yılman’dan Soner Yalçın’a kadar pek çok gazeteci, kaygılarını bildiren yazılar kaleme aldılar.
Millet İttifakı dışından Alevi kimliğini olumsuzlayan, dışlayan, ötekileştiren olmadı. Tam aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede kimsenin ötekileştirilmesine izin vermeyiz. Senin de yanında dimdik dururuz Bay Kemal” dedi. 

Konu, Millet İttifakı için KRİTİK BİR GÜNDEM.

Altılı masada Genel Başkan sıfatıyla oturan Temel Karamollaoğlu, 1994'te Madımak olayı yaşandığında Sivas Belediye Başkanı idi. Karamollaoğlu’nun o günlerden bugünlere getirdiği bir siyasi çizgisi var. Konuşması, anlatması, sorulara cevap vermesi, ittifakın diğer partilerinin sadece başkanlarına değil, seçmenlerine de dünkü ve bugünkü konumunu izah etmesi gerekiyor.

Konu, Millet İttifakı için aynı zamanda DEĞİŞMEYECEK BİR GÜNDEM.

Çünkü Millet ittifakı ince ince yaptığı hesabını tam tutturmak istiyor. “Altı partiye de uyan bir aday olsun. Bir partinin seçmenine sempatik gelirken, diğer partinin tabanına mesafeli durmasın” deniyor.
2009 yılında Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla Alevi çalıştayları yapılmıştı. 2011 yılında açıklanan sonuç raporunda, Alevilerle ilgili önyargıların bulunduğuna, çok kullanılan deyimle; böyle bir ‘fay hattı’nın olduğuna dair tespitler yer aldı. Evet -maalesef- öyle.
Kamuoyu Millet İttifakı içinde Alevilik tartışmasının yaşandığını artık biliyor.
Peki ne zaman sona erer? Sona erer mi? ‘Garanti kazanacak bir aday çıkarma’ arayışından vazgeçilmeyeceğine göre, halk arasında fısıltıyla konuşulan bu gerçekliğe dair tartışmayı masadan kaldırmaya kimin gücü yetebilir?