• Reklam
İsmail SERT

İsmail SERT


İNCE'NİN YÜRÜYÜŞÜ

27 Mart 2023 - 10:39

Uzun ve iddialı bir cümle ile başlıyorum: Kendisinden “Millet İttifakı” olarak söz edilmesini isteyen, 5+2 toplam yedi Cumhurbaşkanı yardımcılığı öneren, başta “güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyerek yola çıksa da, geldiği son aşamada “güçlendirilmiş Kılıçdaroğlu sistemi”ne demir atan, aslında yedi sandalyeli Altılı Masa, seçime ‘siyasetsiz’ giriyor.

Tek bir siyasetleri var; o da Erdoğan’ı yenmek.
Bu tek ortak noktadan fazla uzağa gidemiyorlar. Oradan uzaklaştıkça, ittifak içi çatışmaların tehlikeli bir hâl aldığını görüyor, acilen geri dönüyorlar.
Sayfalar dolusu mutabakat yazmaları sadece bir yanılsama. Onlar, iddiaları aşındırılmış, renkleri soldurulmuş ortalama metinler. Bugünlerde yutkunarak, asıl söylemek istediklerini zamana bırakarak, açığa düşmeden, en az yara bereyle seçime gitmeye çalışıyorlar.
Arada bir, kendileri gibi konuştuklarına şahit oluyoruz.
Akşener’in “seçim sonuna kadar kırgınlıkları buzdolabına kilitledim” deyişi bu türdendi. İttifak duymazdan geldi.
Yavaş “biraz zamanımız olsaydı, genel başkanların Cumhurbaşkanı yardımcısı olmalarına itiraz edecektik” dedi. O da es geçildi.
Ağıralioğlu, “cumhurbaşkanlığı makamı, bölücülüğün pazarlık konusu haline getirildi” deyince, Garo Paylan üzerine alındı ve “kullanmak istemediğim sıfatları kullanabilirim. Ama dilimizi ısırıyoruz” dedi.
Kısacası; Millet İttifakı’nda kampanya, akıl, fikir, strateji, proje, öneri, çözüm, hepsi tek bir cümleden ibaret; “hele bir kazanalım, sonrasına sonra bakarız”. Bu tek cümle, seçmenin kulağında şöyle yankılanıyor: “hele bir kazansınlar, asıl kavga o zaman başlayacak”

Hedefteki siyasetçi
Millet İttifakı ve özellikle CHP son günlerde Muharrem İnce’yi hedef tahtasına oturttu. İnce’nin anketlerdeki yükselişine şaşırıyor, cumhurbaşkanı adaylığına feryat ediyorlar. Oysa İnce, siyasetin pratiği açısından son derece akılcı bir iz takip ediyor. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki kutuplaşmaya tepkili, ikisine de ikna olmayan, kararsız seçmenlerin sayısının büyüklüğünü fark etmiş durumda. O seçmen kitlesinin siyasi profilini keşfetmeye ve onlarla buluşmaya çabalıyor.  
Bunun yanında ‘Millet İttifakı’nın ‘imkansıza talip bir kurgu’yla, HDP ile İYİ Parti’yi buluşturma çabasının ortaya çıkardığı boşlukları siyaseten yönetmeye çalışıyor.
‘İmkansız’ dediğimden neyi kast ettiğimi sorularla açayım: HDP’nin, bırakın ortak olmayı Millet İttifakı’nı teslim aldığı açık değil mi? Kandil’den gelen seslere, İYİ Parti seçmeninin tahammül etmesi beklenebilir mi? HDP ile İYİ Parti arasındaki uçurumun üstü, retorikle kapatılabilir mi?  
Akşener’in, ‘kazanamayacak aday’ kodlamasıyla, Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması için çalışırken ikna ettiği gençler, kandırılmışlık hissiyle, kendilerine yeni adres arıyor, İnce’nin etrafında toplanıyorlar. Bunun anlaşılmayacak nesi var?

İnce’nin koordinatları
İnce, eski ile yeninin ortasında bir yerde. Önceki kuşak siyasetçileri andıran bir havası var. Seçim otobüsünün üzerine çıkıp mikrofonu kaptığında büyüyor. Kitleleri avucunun içine alıyor, heyecanlandırıyor. O’nun miting performansı kimsede yok.
Bir yanıyla da yeniyi yakalıyor İnce. Gençlerin dilini kullanabiliyor. Samimiyetiyle onları etkiliyor.
Deprem sonrasında görüldü ki; hızlı inisiyatif alabiliyor ve harekete geçiyor.
Yazının başına dönelim. Erdoğan’ı yenmeye kilitlenen Millet İttifakı’nın siyasetsizliği, Muharrem İnce’ye itiraz ederken bir kez daha ortaya çıktı. Siyaseten diyecek hiçbir şeyleri yok. O hırsla hain ilan ediyor, insan içine çıkartmamakla tehdit ediyorlar.
Kendileri AK Parti’den ayrılan iki parti ile güle oynaya ittifak yaparlarken, Kılıçdaroğlu’nun etmediğini bırakmayıp CHP’den uzaklaştırdığı İnce’nin adaylığını lekelemeye çalışıyorlar.

Buna karşılık İnce sakin, kararlı. ‘Pozitif siyaset’le önümüzdeki seçime ve sonraki seçimlere doğru, partisini ve liderliğini inşa etmeyi sürdürüyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum