İsmail SERT

    İsmail SERT


    İNCE BİR YOL AYRIMI

    29 Mart 2023 - 14:16

    Muharrem İnce, anketlerdeki yükselişiyle seçimin hiç hesapta olmayan, en çok konuşulan ve tartışılan gündemi haline geldi.
    “Nasıl oldu da anketlerde yükseldi?” sorusu ayrı bir konu. Biz olanı biteni konuşalım.   
    CHP mahallesinde alternatif arayanların sayısı zaten bir hayli fazlaydı. Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Nuşirevan Elçi’nin, partinin kurumsal basın toplantısı odasında, Türk bayrağını kaldırtarak röportaj vermesi bile, tek başına partiden kopmak için yeterliydi. Kandil’deki terör baronlarının adayı olması bile, Kılıçdaroğlu’ndan soğumaya yetiyordu.
    Bunlara bir de gençler eklendi. Onlar, şuradakiler kadar milliyetçi, buradakiler kadar solcu, ötekiler kadar muhafazakar değillerdi.
    Siyasetçilerin ciddi tavırlardan sıkılan, üstten bakışlarından soğuyan, azıcık neşe, bir miktar ironi arayan gençlerin bir kesimi İnce’nin çekim alanına girdiler.  
    Memleket Partisinin seçim barajını (% 7) geçebileceği, İnce’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak bu oranın da üstüne çıkacağı konuşulmaya başlandı. Hemen bütün anketlerde buna yakın sonuçlar çıkıyordu.  

    Linç kampanyası
    Anketlerden korkan amansız İnce düşmanları beklemeye başladılar. Beklentileri, İnce’nin 100 bin imza toplayamayıp rezil olmasıydı. Olmadı. İnce 4. gün 100 bin imzayı topladı. Bu defa buna bir kulp buldular. 5 yıl önce Akşener, Cumhurbaşkanı aday adayı olduğunda, ilk günde 100 bin imzaya ulaşmıştı.
    Buna rağmen aday olarak partisinin oyunu bile yakalayamamış, yüzde 7.5’da kalmıştı. Bu hesaba göre, ancak 4. gün 100 bin imzayı toplayabilen İnce’yi ciddiye almamak gerekiyordu.   
    2018’in Akşener’i ile 2023’ün İnce’sini karşılaştırmanın aklı kârı olmadığı çok geçmeden anlaşıldı. İnce 100 bin imzanın 4. güne kalmasının hikayesini bir siyaset bilimci edasıyla soğukkanlı biçimde anlattı. Burada tekrar etmeye gerek yok. Konu anlaşıldı.
    İnce muhalifleri yine de yılmadılar. Araştırmacılardan, oy oranı tahminlerinin bir ‘şaka’ olduğunu söylemelerini beklediler. O da olmadı. Seçime az kalmıştı ve İnce’nin taraftarları kımıldamıyorlardı. Memleket Partisi çıktığı basamakta duruyordu.
    İnce aleyhinde kampanya başlattılar. Tehditli, hakaretli, şantajlı, küfürlü, ağır, organize bir kampanya!…

    2018 seçiminden bugüne
    2018’de Kemal bey ince bir hesap yapmıştı. Seçimi kazanamayacaklarını çok kuvvetle tahmin ediyordu. “Gel bakalım Muharrem” diyerek İnce’yi aday gösterdi. İfade kadar, geri planındaki niyet de kötüydü. İnce kazanırsa, CHP’ye de kazandırmış olacaktı. Ona adaylık teklif etme cesaretini gösteren Kılıçdaroğlu da bu başarıdan aslan payını alacaktı. Seçimi kaybetmesi halinde ise Kılıçdaroğlu, partideki güçlü bir rakibinden kurtulacaktı. Partiyi kendine göre dizayn ediyor, seçim kaybetmeyi hiç de önemsemiyordu.  
    İnce seçimi kazanamadı. Bir gazeteciye attığı “adam kazandı” mesajı ile seçim sonucunu aleyhine kurgulamak isteyenlerin eline koz verdi. O koz tepe tepe kullanıldı. İnce’nin %30 oy alma başarısı gölgede kaldı.
    Bugüne geldiğimizde ise durum şu: Kılıçdaroğlu 2018’deki seçimde, “gel bakalım Muharrem” küçültmesiyle İnce’yi reddedemeyeceği bir aday yarışına itmişti. 14 Mayıs 2023 seçimi için ise kendi adaylığını dayatıyor.

    Görüşmeyi beklerken
    Kopartılan büyük yaygara sonuç verdi. Kılıçdaroğlu ile İnce görüşecekler. İnce’nin artık bir seçim pazarlığına feda edemeyeceği kadar değerli bir siyasi kimliği var.
    Günümüzde bir masası, iki sandalyesi olmayan şirketler milyon dolarlık cirolara ulaşabiliyorlar. Çağımız öyle bir çağ. Bunun siyasetteki karşılığı olarak, kalabalıkları bir jestle, bir espriyle, belki bir dansla yakalamak ve desteklerini almak, büyük işler başarmak neden mümkün olmasın?
    Kendisine yönelik “saraya giden CHP’li” suçlaması, 37. Olağan Büyük Kurultay’da oturtulduğu yer henüz hafızalarımızda taze. Dahası da var.
    İnce bir yol ayrımında. Adaylık kararında ısrar ederse, 14 Mayıs’ta seçimi kaybetse de yoluna devam edecek. Yok adaylıktan vazgeçer, imzacılarını yarı yolda bırakır, onların umutlarını bir manevra malzemesi olarak kullanırsa partisini de kapatmış olacak.
    14 Mayıs’ta ‘Millet İttifakı’ kazansa da İnce kaybedecek, siyasi yürüyüşü sonlanacak.  Varlığını Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının CHP’si içinde eritmiş olacak.  
    Seçim elbette önemlidir, ancak siyasetin sadece bir parçasıdır. Siyasetçiler ‘elde demir asa, ayakta demir çarık’ uzun yol yürürler. Ve yol ayrımlarında verdikleri cesur kararlarla büyürler.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum