İsmail SERT

    İsmail SERT


    DÜNYAYA BARIŞ GELİR Mİ?

    03 Mart 2022 - 14:48

    Dünyaya barış nereden gelecek?
    Barışı kim getirecek?
    Daha gerçekçi bir soru: Toprağı, suyu, havayı, güneşi, enerjiyi, gücü, malı, mülkü, itibarı, kısacası dünyayı, kavga etmeden, ‘öteki’nin elindekini almak için silaha sarılmadan paylaşmayı başarabilir miyiz?
    Ukrayna ile Rusya arasında ateşkes umudu var. Umut etmek güzel. Ancak ‘ateşkes’ barış anlamına gelmiyor.
    Ateşkes başka, barış başka. Üç gün ateşkes yaşansa da, dördüncü gün silahlar yeniden ateşlenebilir.
    Kaldı ki; Ukrayna’ya barış gelmesi başka, dünyaya barışın egemen olması başka. Barış içinde yaşamak, yeni nesillerin barış içinde yetişmesi bambaşka.
    Nükleer silah tehdidini son 4 günde iki kez telaffuz eden Putin’i, dehşet dengesi piramidinin en tepesine koyalım. Ancak Putin’i hedefe oturtmakla yetinmeyelim. Tabana bakalım ve tek tek tuğla taşıyarak o piramidi inşa edenleri görelim.
    Sayılamayacak kadar çok örnek var. Yakın zamandan birkaçını hatırlayalım.
    İspanya’da oynanan Villareal-Barcelona maçında korner atışına hazırlanan siyahi futbolcu Dani Alves’e bir taraftar muz atmıştı. Mesajı çok çirkindi. Dani Alves beklenmedik bir hamleyle muzu alıp yedikten sonra atışını yaptı. Gülüp geçemezdik.
    Bireysel(!) olduğunu kabul edip rahatlayamazdık. Bir kültür havzasında yaşayanların ortak duygusu, sosyolojik bir kümenin ortak tavrı olmalıydı.
    Nitekim devlet katına yükselmiş örneğini gördük. 2021 yılı ağustos ayı idi. Belarus Polonya sınırında göçmen krizi yaşandığı ortaya çıktı. Afganistan gelen, 27 erkek, 4  kadın, bir kız çocuğu olmak üzere, toplam 32 kişiydiler. Bir de kedileri vardı. Can hesabıyla ifade edersek; 33 can.
    Polonya, Belarus’un göçmenleri AB’ye karşı silah olarak kullandığını iddia ediyor, kapıyı açmıyordu. Belarus, sınırı geçtiklerini öne sürüyor, geri almıyordu. Ortada kalmışlardı. “Başkalarına yol olur” diye su veren bile yoktu. İnsanlığın utanacağı bir manzaraydı.
    O sıralarda Macaristan, göçmenlere yaptığı zalimliklere meşruiyet kazandırmak için “Avrupa’da Hıristiyanlığı yıkmak için Müslüman göçü körükleniyor” iddiasında bile bulundu. Sınırlarına gelme ihtimali olan göçmenlere ‘kirli bir istila tezgahının parçaları’ gözüyle bakıyordu.  
    Avrupa haritası artık jiletli tellerle, duvarlarla, takviye edilmiş silahlı kuvvetlerle, tazyikli sularla, biber gazıyla, plastik mermileriyle çiziliyordu.
    Göçmenler konusunda manzara bu iken, Rusya Ukrayna’ya saldırdı. Siviller batıya doğru yollara dökülünce, Avrupa tavrını kökten değiştirdi. İsviçre 207 yılın ardından, tarafsızlık ilkesini bozdu. Almanya 2. Dünya savaşından sonra ilk kez, savunma harcamalarını artırmaya karar verdi. AB, kuruluşundan bu yana ilk kez, silahlanmaya kredi vereceğini açıkladı.
    Ve ABD, ve İngiltere ve Fransa… Akdeniz’de botlarını patlattığı Suriyelilerin denizde boğulmalarını seyreden Yunanistan bile Ukrayna’dan gelecek göçmenleri almaya hazırlanıyor.
    Ukraynalılar adına seviniyoruz. Ancak ortaya çıkan ikiyüzlü tavır üzüntü verici. Bu kocaman ikiyüzlülüğün kökenini Ukrayna’da gördük. Dünyayı bataklığa çeviren ırkçı çekirdeğin, savaşın ateşi içinde bile uç verebildiğine şahit olduk. Siyahi birkaç yolcu, Ukrayna’da, savaştan kaçanların bindiği trenden yaka paça indirildiler. İnsanoğlu kendisine zulmedilirken bile, ayrımcılık yapacağı birilerini bulabilmişti. Kısacık olsa da dehşet veren görüntülerdi.  
    O duygunun kaç tank kuvvetinde, kaç kurşun acımasızlığında olduğunu ölçmek çok zor.  Nükleer silahların etkisiyle karşılaştırmak, serpinti etkisinin kaç yıl süreceğini tahmin etmek de zor.  
    Saldırgana “saldırgan” diyelim. Kendisini, vatanını savunanı ayırt edelim. Mazluma mazlum olduğuna dair bir hassasiyetle yaklaşalım. Ancak mazlumun içinden -üstelik en dar zamanda- çıkan zalim ırkçıyı da görelim. O ırkçı tavrın dalga dalga yayıldığını, en geniş alanları tuttuğunu, gücü elinde bulunduranları kışkırttığını da anlayalım.
    Bu önyargı, bu kategorik bakış her yanımızı sarmışken, dünya barış yurdu olur mu? Barış bu dünyanın neyine!

    YORUMLAR

    • 0 Yorum