• Reklam
İsmail SERT

İsmail SERT


BİR MEKTUBUN ANALİZİ

10 Kasım 2020 - 14:53


Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti. Alışkın olduğumuz şekliyle ‘gördüğüm lüzum üzerine’ diyerek yapmadı istifasını. Anlatacakları varmış. Uzun sayılacak bir mektup yazarak ‘kamuoyunun dikkatine’ sundu.
Herkes Cumhurbaşkanının ne diyeceğini merak ederken, piyasalar hızla öne geçti ve Türk lirasına değer kazandırarak istifayı kabul ettiğini açıklayıverdi. Mektup nihayet 24 saat sonra işleme kondu.
Ben bu yazıda, bakan değişikliğin analizini bir kenara bırakıp mektuba eğilmeyi tercih ediyorum.
Bakan ilk satırda, sağlık sorunları sebebiyle ‘göreve devam edememe’ kararı aldığını açıklıyor. Bir kere ‘göreve devam edememe’ kararı alınmaz. Sizin kararınızsa göreve devam etmeyeceğinizi beyan edersiniz. Sağlık sorunlarınız engelliyorsa ‘göreve devam edemeyeceğinizi’ açıklarsınız. Arada esaslı bir fark var.
“Sağlık sorunlarım var” diyen birine hiç tereddüt etmeden “geçmiş olsun” demek ve şifa dilemek gerekir. Ancak iyi haber alan kaynaklar bile “bakanın görevi bırakmasını gerektirecek sağlık sorunları var” demediği için bu açıklama neredeyse hiç dikkate alınmıyor. Bu beyan üzerinden yorum yapana da rastlamadım. Dolayısıyla ‘sağlık sorunları’ sadece bir örtüyse, abartılarak öne sürülmüş bir mazeretse, en azından ayıp.
Albayrak ikinci cümlesinde, bundan sonraki zamanını kimlere ayıracağını anlatıyor. İfadesinde “ayırmayı planlıyorum, düşünüyorum.” gibi bir yumuşatma yok. Tersine bir kesinlik var. Bu doğrultuda artık kamuoyu, onu annesi, babası, eşi ve çocuklarıyla görmek ister. En azından belli bir süre.
İkinci paragrafta Albayrak, meramını zor anlatsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğine saygılarını sunmuş.
Üçüncü paragrafta, kendisini tarihe yazdırma çabası öne çıkmış. Oysa bu ifadeleri başkalarına söyletebilmesi gerekir ve ancak böyle olursa asıl anlamına kavuşur. 
Paragraf ifade bozuklukları ve yazım yanlışlarıyla yaralı. Bir kere ‘da’ ekini ‘ta’ olarak yazmış ve üstelik birleşik. Ve cümlenin yüklemine bakarsak; ‘çınarlara dönüşeceğine’  demesi gerekirken ‘çınarlara dönüşecek’ diyor.
Dördüncü paragrafta yüklendiği görevin kutsallığından söz ediyor bakan. Bu mantığı genişletirsek, devlette kutsal olmayan görev kalmayacaktır. Bütün görevlere ‘kutsal’ dediğimizde ise kavramın içi boşalacaktır.
‘At izinin it izine karıştığı’ ifadesi ise içi dolu bir el bombası kasası sanki. Günü geldiğinde “ben demiştim” diyerek tek tek alacak, pimini çekecek ve atacak! Öyle görünüyor. Üstelik hedeflerinin her anlamıyla ‘dışarda’ değil, ‘içerde’ olduğu da açık.
Bu paragrafta da yazım hataları var. Ancak geçelim.
Beşinci paragrafta bakan, yaptığı işleri ve dolayısıyla kendisini yükseğe çıkarmak için görev aldığı zaman dilimini ‘Türkiye tarihindeki belki de en kritik dönemlerden biri’ olarak tanımlamış. Ne diyelim, bir iddia!
Ve peşinden gelen ‘ülkeme hizmet’ ifadesini anlasam da ‘ümmete hizmet’i tam  kavrayamadım. Ümmet nerede? Ve sen ümmete nasıl hizmet ettin? Devlet başkanı olsan ve ülke politikasının tamamını yönetsen ve yönlendirsen, itiraza açık olsa da vereceğin cevaplar olabilir. Ancak bu görev tanımıyla bu ifade çok orantısız kalmış. Olsa olsa sadece retorik olarak kabul edilebilir.
Bu paragrafta da yine yazım hataları var. Geçelim.
Altıncı paragraf bir dua. İstifa mektubundan bağımsız bir dua olarak diyecek sözümüz olmaz. Ancak burada neden yer aldığını izah etmek zor. Üstelik ‘niyetleri bilen mutlak güç sahibi’ demesi yeterliyken, yetinmemiş ve bir müdahalede bulunmuş. Niyetleri ‘hakiki olanlar ve olmayanlar’ olarak ayırma hakkını kendisine tanımış.  
Sondaki “sonumuzu hayreylesin” ifadesi de bütün yorumlara açık ve elverişli biçimde mektubu tamamlıyor. Biri çıkıp burada “göreceğiz bakalım!” demek istemiş derse, nasıl karşı çıkarız?    
Mektup kafa ve ruh hali karışıklığının yazıya yansımış bir örneği.
Aslında verilişindeki karışıklık için de ayrı bir başlık açmak gerekiyor. Özetle söylersem; kendisine makam veren ve bütün eleştirilere karşı arkasında duran Cumhurbaşkanına yönelik olması açısından yakışıksız.

Son bir not: Bu anlatım düzeyi ve yazım hataları da bir neslin yazar abisi Sadık Albayrak’ın oğlu olarak kendisine yakışmamış.

YORUMLAR

  • 0 Yorum