İsmail SERT

    İsmail SERT


    BEĞENİRSİNİZ YA DA BEĞENMEZSİNİZ

    05 Ocak 2023 - 14:59

    Anlatacaklarımı bir fıkraya bağlayacağım. Ancak adettendir; sona bırakayım.
    Bugün Altılı Masa’nın toplanma günü. Adaylarını açıklayacaklarına dair bir beklenti yok. Ancak ‘adayın kim olacağı’ konusuna gelecekleri, en azından konuşmaya başlayacakları umut ediliyor.
    CHP cephesinde değişen bir şey yok. CHP’nin çekirdek ekibinin Kılıçdaroğlu’ndan başka  adaya “evet” demesi mümkün görünmüyor. Zaten bütün arızalar tek bir isim üzerinden çıkıyor. Her şey yolunda ilerlerken, ikide bir İmamoğlu parantezleri açılıyor. Açılınca da zor kapanıyor, yıpranmayla sonuçlanıyor. İmamoğlu, zihniyle ve motivasyonuyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı çoktan gerilerde bırakmış. Bütün ‘U’ dönüşlerini bilerek kaçırıyor. Cumhurbaşkanı yarışına girme hevesi bir türlü yatışmıyor.
    Kontrolü kaybetmemek için sürekli el yükselten Kılıçdaroğlu, en sonunda baba-oğul benzetmesi bile yaptı. Diyor ki; “Bizim aramızda savaş olur, barış olur, ancak biz eninde sonunda baba oğuluz. Aramıza girmeyin. Girmeye çalışmayın”.
    Kılıçdaroğlu’nun verdiği mesajlar buhar olup uçuyor. İmamoğlu’nun yangınına körükle giden akıldaneler, koluna giren ablalar işleri iyice karıştırıyorlar.
    Bugünlerde, kulağına şiirimizin uçbeyi Ece Ayhan’ın, göndermeleri pek bi uzaklara giden ‘Mor Külhani’ şiirini okuyor bile olabilirler. Okuyor ve şiirin bir yerine gelince duruyor olabilir. “Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler”
    Açıkçası; oğul bütün hesapların karıştığı bir kavşakta, gözünü karartıp bambaşka bir yol deneyemez mi? Oğulluğu bırakıp kendi yolunu yürümeye cesaret edemez mi? Eder mi eder. Neden olmasın!
    CHP’nin içindeki bu karışıklık tek başına, ‘Altılı Masa’nın aday belirleme enerjisini soğurmaya yetecek kadar büyük. Kaldı ki; Altılı Masa’da CHP’nin dışında da sırasını bekleyen başka adaylık soruları/sorunları var.
    En son Ali Babacan gönlünde yatanı diline taşıdı. Altılı Masa’nın adayı olabileceğini açıkladı. Doğrusu da buydu. Aksi halde ‘ikili oynayan Ali’ olmaya devam edecekti.
    Babacan burada duruyorsa, Başbakanlık yapmış Davutoğlu’nun başka yerde olması beklenir mi? Asla. Ancak O, Altılı Masa’nın, Erdoğan dönemini bitirmeye en azimli üyesi. Saraçhane mitinginde ‘Altılı Masa’nın dağılmayacağına dair en sert sözleri söyledi. Neredeyse yemin edecekti. Her fırsatta, masayı dağıtmamak için her şeye “evet” diyeceğini açıklıyor. Ancak diğer yandan, seçimi kazanırlarsa, her kararın kendi kontrolünde olmasının düzenini kuruyor. Davutoğlu’nu tanıyanlar taktiğini okuyabiliyorlar. Seçimin yapılacağı pazar’a kadar her şeye “evet”, pazar’dan sonra her şeye “hayır”.
    Altılı Masa’nın en hareketlisi Akşener. Öyle bir havası var ki; her an, her şeyi yapabilir. Geriye Karamollaoğlu ve Uysal kalıyorlar. Onların uyumlu duruşları neyi kurtarır? Altılı Masa’nın salimen aday belirlemesine yeter mi? Yetecek demek saflık olur.
    Sözü uzatmayalım: Aslında ‘Altılı Masa’nın baştan bu yana, aday belirleme değil, mevcut adayı kabullenme sorunu var. Bu sorun bir türlü aşılamıyor. Çünkü ‘sorun’ adıyla, sanıyla masaya getirilemiyor.   
    Fıkramız belki konunun anlatılmasına ve anlaşılmasına yardımcı olabilir.
    Karadeniz’de bir otelin ilanı şöyledir: Oda, kahvaltı ve akşam yemeği. Akşam yemeği ifadesinin yanında da bir açıklama: ‘Menümüz seçeneklidir’.
    Müşteri otele gelir. İlk gün akşam yemeğinde tek menü vardır: hamsili pilav. Ertesi gün akşam yemeğinde yine aynı menü. Üçüncü gün yine aynı yemeği gören müşteri müdüre gider:
    - Hani akşam yemeğinde seçeneğiniz vardı!
    Müdür kendisinden emin cevap verir:
    - Seçeneğimiz vardır efendim. Yersiniz ya da yemezsiniz!
    ‘Altılı Masa’da seçenek var gibi görünse de gerçekte yok. Masa dağılmayacaksa aday tek. Beğenirsiniz, ya da beğenmezsiniz…

    YORUMLAR

    • 0 Yorum