Hasan ÇÖLMEKÇİ

    Hasan ÇÖLMEKÇİ


    AK PARTİLİ BAŞKAN, İLÇESİ İÇİN ENERJİ BAKANLIĞI'NI BİLE KARŞISINA ALDI

    29 Kasım 2021 - 14:09

    Son yazımda Sındırgı ve buradaki jeotermal kaynaklardan elektrik üretmek isteyen Mado dondurma ve kafeteryalarının sahibi Mehmet Kanbur'a ait Enerjikan firması arasındaki sürtüşmeyi aktardım.
    Bu mücadeleyi acaba kim kazanacak dedim:
    Mado mu yoksa "Mehmet Ağa'nın Dediği Olur"un kısaltması olarak aktarılan Mado'daki harfleri, "Mehmet Ağa'nın Dediği Olmaz"a çeviren Sındırgılılar mı?

    Bu mücadelede ön saflarda bulunan, hatta Enerji Bakanlığı'nı, MTA'yı karşısına alma pahasına ilçesini koruyan AK Partili Belediye Başkanı Ekrem Yavaş ile konuştum.
    Başkan Yavaş'ın sözlerini aynen aktarıyorum...

    Bir şehir nasıl gelişir, nasıl büyür dediğimizde bizim en büyük argümanlarılarımızın başında jeotermal kaynaklarımız geliyordu. Sındırgı 2 jeotermal kaynağına sahip. Birisi 32 derecelik Emendere, diğeri de 98 derece sıcak olan sıcak su kaynağı Hisaralan.
    Bu şehri büyütmek için önce bu kaynakların kullanım haklarını aldık. Akabinde haritalarını yaptık ve burayı termal turizm alanı haline dönüştürdük.

    Emendere, radyoaktif bir suya sahip olduğundan dolayı şifalı.. Burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir otel yaptırdık. Otelle beraber buranın kaderi de yavaş yavaş değişti. Yani turizme açılmış olduk.
    2006 yılında Hisaralan’daki su kaynaklarını kendi belediyemize aldık. Belediyemizin herhangi bir bütçesi olmadığından yap işlet devret metoduyla 24 kilometre uzaktaki bu alandan sıcak suyu getirmekle alakalı 2008 yılında bir ihale yaptık. İhaleyle beraber 30 yıllığına, sıcak su kaynaklarının ilçeye getirilmesi, konutların ısıtılması, otellere, seralara verilmesi ile alakalı bir proje gerçekleştirdik. 2014'ün Ekim ayında da sıcak su Sındırgı’ya kazandırıldı.
    Böylece değişim başladı.

    Sıcak su evlere girmeye başlayınca göç tersine dönmeye başladı. TOKİ başta olmak üzere özel sektörden 20'ye yakın müteahhit geldi ve 3 bin konut yapıldı. İzmir, Manisa veya başka bölgelerde bulunan insanlar bir daire alıp emekliliğini burada geçirmeyi planlamaya başladılar.
    Bununla beraber de Laguna, Özdil, Obam gibi oteller ile sıfır yatak olan şehir, 1200 yatak kapasitesine sahip oldu. Bu Balıkesir merkezden daha büyük bir rakam ve bundan kaynaklanan sebeple 2 yıl önce ilçeye dışarıdan insan gelmeye başladı.
    Turistler gelmeye başladı ki burada yiyor içiyor, bir şeyler alıyor. Biz de buna ilave olarak işte kurutma tesisi yaptık. Burada meyve sebzeyi kurutarak tarımdaki Sındırgılı'nın ürünlerini değerlendirmeye başladık.
    Şehirde jeotermal her şeyi değiştirdi. 5 bin konut ısınmaya başladı. 
    Türkiye'de emlak değeri son 10 yılda en çok artan 10 ilçe arasında 7. olduk. 5000 liralık arsa bugün 250 bin liraya çıktı.
    Bizim bütün kalkınma modelimiz jeotermal üzerine. İşte bu jeotermal şehri hakikaten ciddi manada değiştirdi. Çünkü turizmin ana maddesi.
    İnsan burada otel niye yapsın?
    Termal olmasa Sındırgı bugün 15-16 bin nüfuslu bir ilçe olurdu. Sıcak su olmadığı anda TOKİ yok. 20 müteahhit yok, 3 bin konut yok, otel yok, istihdam yok, işçi yok. Çalışacak yer yok. Kim kalır burada: Yaşlı nüfus. Bunun dışında bir şey olma şansı yok.


    Jeotermalle yatırımcı da gelmeye başladı dedik, biz de tabii bunu destekleyen işler yaptık. Jeotermali tarımda da kullanmaya başladık.

    Mado, şimdi ilçemizin kaderini değiştirecek jeotermalimizi elimizden almak istiyor.
    Eğer biz o problemi çözebilseydik şimdiye kadar Sındırgı’da bugün 2 bin yatak olurdu. Bu çözülmediği için yatırımcı gelmez, gelmiyor.
    Bugün devlet maalesef bizim jeotermalimize sadece para ve enerji olarak bakıyor. Sıcak suya turizm termal olarak bakmıyor. Konut, ısınma, su olarak hiç bakmıyor. Yani 'elektrik üretilsin' diyor.

    Biz burada doğal gazla ısınmıyoruz. Yani yerli olan sıcak su ile ısınıyoruz. Paramız dışarı gitmiyor. Türkiye'de bu şekilde ısınan şu anda 18 yerleşim yeri var. Birisi biziz. Bunlar da tamamen belediye işletmeleri. Yani devlet nezdinde de bugün jeotermalle ısınma, bir yenilenebilir enerji statüsünde değil.
    İyi mi? Kötü…

    Yani devlet bu yerlere elektrik enerjisi üretme yeri olarak bakıyor. Ama her yerin kalkınma yöntemi farklıdır. Elektrik santrali kurulursa devlet kazanır mı? Kazanır ama şehir kazanır mı? Ona bakmak lazım. Bakış açım bu.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum