Hasan ÇÖLMEKÇİ

    Hasan ÇÖLMEKÇİ


    MAHKEME KARARI ÇIKTI, MALLARI ÜZERİNE ALMADI

    22 Ağustos 2022 - 20:47 - Güncelleme: 22 Ağustos 2022 - 21:11

    2014’te vefat eden ünlü işadamı Gündüz Arel’in, ölmeden önce anlaşmalı boşanma sonrası Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Başak Yasemin Kumaş’a verdiği 60 mülkün davalık olduğunu önceki yazılarımda aktardım.
    70 yaşında vefat eden Arel’in çocuklarının anlaşmalı boşanmanın iptali için açtığı davada sürecinde yaşanan olayları tek tek sıraladım.

    İki taraftan da görüş istedim. Ancak şu ana kadar Başak Yasemin Kumaş'ı cephesinden bir açıklama gelmedi.
    Bana yapmadıkları açıklamayı gidip başka bir yayın organına yaptılar. Hem de, haber müdürü ve yazı işleri müdürü olarak toplam 14 yıl 7 ay görev yaptığım Yeni Asır’a…
    Haberi yapan benim gazetem yani Manşet Türkiye, onlar gidip Yeni Asır aracılığıyla cevap veriyor.
    Her neyse..

    Daha önceki iki yazımda mahkeme kayıtlarına dayanarak yaşananları sıraladım.
    Başak Yasemin Kumaş’ın eşinden boşanırken aldığı malları, büyük ihtimal işadamının çocuklarından kaçırmak için önce Yalçın S. ardından İzmir Buca Baptist Kilisesi Pastörü Ertan Çevik’e hem de yok pahasına devredilmesine değindim.

    Ardından dürüstlük, haksızlık, ahlaklılık ve çevreyi koruma adına CİMER’e onlarca dilekçe veren Ekinoks Derneği’nin başkanı olan Başak Yasemin Kumaş’ın bu muvazaalı satışı itiraf ederek mahkemeye dava açtığını, bu hileli durumu din adamı Ertan Çevik’in de kabullendiğini yazdım.
    Tek satır kendimden eklemedim..
    Mahkeme kararlarının bir adım dışına çıkmadım.
    Ve Başak Yasemin Kumaş’ın bu malları geri almak için açtığı davayı kazandığını duyurdum.

    İşte o Başak hanım, 19 Ocak 2016’da gerekçesi yazılan mahkeme kararıyla kazandığı malları, üzerine hala almadı.

    Mallar kimin üzerinde biliyor musunuz?
    6 yıldır hala papaz Ertan Çevik’in…

    Nedenini bilmiyorum..
    Çünkü sorularıma cevap alamıyorum.
    Eğer konuşmak istiyorlarsa, bu konuda da bir açıklama yapmak istiyorlarsa köşemde yayınlayacağımı bir kez daha duyuruyorum.

    Sonrasında kimse “cevap hakkı verilmedi” teranesi yapmasın.

    Süreç o kadar uzun ki daha paraların çekilmesi, tanıkların suçlanmasına gelemedim.
    Çünkü avukat geçinen bir kabadayının yaptıkları var.

    Gelelim o konuya..
    İlk yazı çıktıktan sonra bende kayıtlı olmayan bir numaradan arandım.
    Kendisini avukat Mehmet Demirlek olarak tanıtan kişi, Başak Yasemin Kumaş temsil ettiğini ve onun isteği üzerine aradığını söyledi.
    "Ne güzel" dedim, haberim için istediğim açıklama yapılacaktı.
    Ama maalesef öyle olmadı.

    Mehmet Demirlek adlı kişi, haber içeriğinde yer alan (ancak isim ve soy ismi yayımlanmamış olan) Başak Yasemin Kumaş’la ilgili haberi neden yazdığımı, onu tehdit ettiğimi belirterek saçma sapan sözlerle üzerime gelmeye başladı.
    Sonra beni itham etmeye başladı.
    O iftiracı ve müfteri avukat, benim haberi karşı taraftan para alarak yazdığımı, kendi müvekkilinden de para sızdırmak isteğimi ahlaksızca, fütursuzca söyledi.
    Ahlaksızlığını, iftiralarını ileri taşıyıp tehditler etmeye başladı.
    Vatandaşın hakkını savunma, adaletin tecellisine yardım etme görevi olan avukatlık mesleğini yerlerde çiğneyip, işi kabadayılığa vardırdı.

    1983 yılından bu yana sürdürdüğüm gazetecilikte, polis adliye muhabirliği yaptığım dönemde nice çakallarla karşılaştığımı, hepsinin boyunun ölçüsünü aldığını bilmeyen bu zat, bana sataşmaya kalktı.

    Kendisine bu konuşmayı banda kaydettiğimi, bilmesi gerektiğini, sesini kaydettiğimi bilirse mahkemede geçerli olacağını, suç teşkil eden sözlerinden ötürü suç duyurusunda bulunacağımı ifade ettim.

    Onur kırıcı sözlerini buna rağmen sürdürüp, “Kaydet kaydet. Sen bana dava açamazsın ama ben sana açarım” dedi.

    Tehdit hakaret içeren sözlerini sürdürdü. İşte o kayıttan bölümler:

    • “ben sizin niyetinizin ne olduğunu çok iyi biliyorum”
    • “ben sizin niyetinizi tahmin edebiliyorum. Karşı taraftan bir şeyler koklamışsınız bu taraftan da koklamak istiyorsunuz.”
    • “Sen beni Google’dan araştır”
    • “Yanına kalmayacak”
    • “Sen araştır beni”
    • “kaydet kaydet.. sen bana dava açamazsın, ben sana açacağım ama”
    • “görüşeceğiz seninle”
    •  “sen yazmaya devam et”
    •  “senin ipliğini ortaya çıkarttırma bana,  araştır beni”
    “Avukat olarak benimle bu şekilde konuşamazsınız haberin yanlış olduğunu düşünüyorsanız tekzip gönderirsiniz. Ama haber doğru” dememe rağmen hakaret ve tehditlere devam etti.

    Onunla hesaplaşacağız.
    Yaptığı hakaretler hukuk adına yanına kar kalmayacak.

    İki lafından biri “beni araştır.. google’a sor” olan, kendisinin ne olduğunu anlatamadığı için başka yerlere referans veren bu “düzgün” avukatı, yaşadığı Turgutlu’daki dostlarıma sordum.
    Hiç biri iyi konuşmadı… Bu bir yana, yaka silktiler. Marifetli avukatın marifetlerini anlatıp durdular.

    Sonra isteği üzerine Google hazretlerine de sordum.
    Ben de başarılarla, kazandığı davalarla karşılaşacağımı umuyordum.
    Karşıma çıka çıka, “Facebook sayfasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretleri nedeniyle tutuklanan, hapis yatan bir avukat” çıktı.
    Yani diyor ki ben ona hakaret ettim, sana mı edemem..
    Dahası var… Onlar da gelecek yazıya kalsın..
    ‘Çakallarla Dans’a devam..

    YORUMLAR

    • 0 Yorum