Otofajinin anlamı kendi kendini yemektir. Vücudunuzu da kendi kendini yemesi için eğitebilirsiniz.
Vücudunuzdaki hücreler ölü ve hasar görmüş hücre atıklarını temizleyen membranlar üretir. Membranlar atıkları yakalar, parçalara ayırır hızla yok ederler.
Bu süreçte ortaya çıkan moleküller yeni hücre oluşumunda gerekli enerji ihtiyacı için kullanılır. Yani yaşlanmayı durdurmanın yolu vücudun ev temizliği yapmasına izin vermektir.
Vücudun geri dönüşüm programı olarak da adlandırılan otofaji ile hücreler işlevsiz kalan unsurlardan arınıp onları geri dönüştürür.
Otofaji kanserli büyümeye, obezite, diyabet gibi metabolik bozukluklara dur diyebilecek bir güce sahiptir.
Vücudun kendi kendini yemesi için 3 yol vardır.
EGZERSİZ YAPMAK
Egzersizin vücuda verdiği stres, antremanın kaslara verdiği zarar belli seviyede bir terleme yaratır. Terlemeyi durdurmak için vücut harekete geçer ve kasların karşılaşacağı hasara karşı dirençli olmasını sağlamak adına otofajiyi başlatır.
Özellikle zorlu antreman yapanlar bir adım öndedirler.
Antreman sırasındaki stres karşısında hücreler kendine ait organelleri yiyerek bir süre daha enerji kazanırlar (mikro otofaji). Ancak şartlar düzelmiyorsa programlı olarak kendilerini öldürürler (makro otofaji).
2 ÖĞÜN BESLENMEK
İlk bakışta öğünleri atlamak vücuda stres veren bir durum olsa da vücudumuza büyük faydaları vardır. Diyabet, kalp hastalıklarının yanı sıra alzheimer ve parkinson hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
Ciddi bir sağlık sorunu olmayan 20 yaş üstü 75 yaş altı herkes bu metodu uygulayabilir.
Aç kalma süresi 10-12-14 maksimum 16 saat olmalıdır. Kadınların 14, erkeklerin 16 saati geçmesi önerilmez. Başlangıçta bir iki günle başlamak sonra süreyi yükselterek alışmak uygundur.
Sabah kahvaltısı ile saat 20 yi geçmeyecek şekilde yenen akşam yemeği arasında ve sonrasında uykuya kadar bir şey yememek, gün içersinde iki öğün arasında bol su, bitki çayı, hafif şekersiz sıvı içecekler, sebze suyu, kahve içmek gerekir. Bu biçimde beslenmeden yarar sağlamak için kahvaltı ve akşam yemeğinde asit yükü fazla olmayan sağlıklı beslenmenin tercih edilmesi protein ve sebze ağırlıklı olmasına dikkat edilmesi lazımdır. Yani unlu hamur işlerini, nişastalı, şekerli, yükte ağır pahada hafif besinleri tüketmemelidir.
Bu süreçte aşırı aktivite yapmamak orta ağırlıkta (mesela yürüyüş gibi) bir egzersiz planı uygulamak doğru olur.
KARBONHİDRAT ALIMINI AZALTIN
Uzun süre aç kalmak, 2 öğün beslenme bazıları için zorlayıcı olabilir. Bu durumda karbonhidrat (un ve unlu gıdalar, şeker ihtiva eden tüm besinler, meyveler, nişastalılar) alımını en aza indirmek ve vücudun enerji kaynağı olarak yağları kullanmasını sağlamak gerekir.
Vücudunuz yağları yakarken kaslarınızın yerinde kalmasını sağladığı için kas yoğunluğunda bir azalma olmaz.
Bu beslenmede proteinler günlük enerjinin %20- %30'unu oluştururken günlük karbonhidrat alımı toplam 50 gramın altında tutulmalıdır.
Örneğin günde 2 ince dilim ekmek tüketilecekse (pilav, patates, bulgur, buğday, mısır, meyve, şeker, hurma pizza, mantı, dondurma vb) karbonhidrat ihtiva eden her besinden uzak durmak gerekir.
SU ORUCU TUTMAK
3 gün boyunca sadece yüksek sodyumlu su tüketimi ile oluşan açlık durumunda vücudun yeni alyuvarlar ürettiği ve bağışıklık sistemini yenilediği ileri sürülmektedir.
Başarılı bir sonuç için 3 günün üstüne çıkılmaması, 3 gün sonunda çok fazla ya da aşırı yağlı, şekerleme, tatlı, hamur işi gibi asit oranı yüksek gıdaların alınmaması gerekir.
3 günlük su diyeti boyunca ağır spor yapılmamalıdır.
Yukarıda yazılı beslenme biçimini uygulamadan önce hangisinin sizin için uygun olduğunu anlamak için mutlak bir uzmana başvurmak lazımdır.
YORUMLAR