Emin YEĞİNBOY

    Emin YEĞİNBOY


    HER ŞEY ŞOV İÇİN

    29 Eylül 2019 - 15:32

    Vox Lux

    Yönetmen: Brady Corbet.

    Oyuncular: Nathalie Portman, Raffey Cassidy, Jude Law, Stacy Martin

    “Vox Lux” günümüzün aşırılıklar, çelişkiler dolu yaşamına ait bir şeyler anlatan farklı, şaşırtıcı bir film.

    Oyunculuktan gelen yönetmen Brady Corbet, öyküyü sanal ortamda, alt alta yapılan farklı mecralardaki paylaşımlardan etkilenerek yazdığını söylüyor.

    Bir öğrencinin okulunda yaptığı silahlı saldırı sonrası sınıf arkadaşı Celeste’in bir pop yıldızına dönüşmesini anlatıyor. Katliamdan hafif yaralarla kurtulan Celeste’in cenaze töreninde söylediği şarkının bir anda tüm ülkede ünlenmesi, şarkıcılık gibi yeteneği ve isteği olmayan genç kızın yaşamını kökten değiştiriyor.

    Corbet’in etkilendiği sanal ortam mesajları gerçekten trajedi ve mutluluğu alt alta sıralamıyor mu? Bir ölüm haberinin altında, mutlu yüzlerin öne çıktığı bir evliliğin veya başarının paylaşımı sıralanıyor. Kafası karışık modernitenin en güzel örneği. Corbet trajik bu olay sonrası, adını vermese de Columbine Lisesi saldırısını anımsatıyor, masumiyetin ve mağduriyetin satın alınmasıyla gelişen bu başarı öyküsünde, seyirciye şaşırtmalar sunuyor.

    Rahat ve konvansiyel anlatım yollarını kullanmaktan imtina ediyor. Senaryo dört bölüme ayırmış filmi; Prelude, Yaratılış, Yeniden Doğum ve Final.

    Willem Defoe’nun seslendirdiği anlatıcı sözleri alaycı, eleştirisel bir hava getiriyor. Başta hemen araya giren home video estetiğinde çekilmiş görüntüler Celeste’in yaşamının ilk 13 yılını özetliyor, arkasından 1999 yılında sınıfta gerçekleştirilen katliamı izliyoruz.

    Katliamdan çarpıcı ve yakın plan çekilmiş görüntüler, seyirciyi etkileyen şiddet dolu kareler. Arkasından gelen Yaratılış bölümü 2000-2001 dönemine ait olayları anlatıyor. Celeste’in bir pop yıldızına dönüşümünü gösteriyor.

    İkinci Perde Yeniden Doğum ise 2017 yılına atlayarak, geçen yılları pop yıldızı olarak geçirmiş Celeste’in yıpranmış, şımarmış pop yıldızı döneminden bir günü anlatıyor. Memleketi Staten Island’da uzun zaman sonra vereceği ilk konserin hazırlıklarına, Celeste’in psikolojik iniş ve çıkışlarına, öfkeli davranışlarına tanık oluyoruz. Bu bölümde de, Celeste ve terör arasında bir ilişki ortaya çıkıyor. Bir grup terörist, onun sahne şovlarındaki maskelere benzeyen maskelerle toplu bir katliam gerçekleştiriyor. Bu olay üzerine Celeste teröristlere şöyle sesleniyor: “Eğer inanmak için bir şey arıyorlarsa, bana inanabilirler. Çünkü yeni inanç benim.”

    Pop müzik ve dini inanç arasında yapılan bir gönderme. Malum pop veya rock tarihinde Madonna, Lady Gaga, John Lennon gibi yıldızların dine karşı provokatif tutumları hep oldu.

    Final bölümü ise tamamen farklı bir havada, Celeste’in dönüş konserinden, kesintisiz 15 dakikalık bir bölümü izliyoruz.

    Corbet seyirciye konvansiyel sinemanın kurallarına uymayan bir anlatım sunuyor. Sahnelerin uzunluğu ve kısalığıyla serbestçe oynuyor, ikinci bölümde yetişkin Celeste’i canlandıran Nathalie Portman’ın yanına kızı Albertine olarak, ilk bölümde gençliğini oynamış olan Raffey Cassidy bir kez daha karşımıza çıkıyor.

    Ayrıca ilk bölümde kardeşi Elley’i oynamış olan Stacy Martin, bir kez daha, hem de hiç yaşlanmamış olarak rolüne devam ediyor. Onların değişmezliği karşısında pop yıldızı Celeste’in değişimini vurgulamak isteyen Corbet finaldeki konser bölümüne kadar 35 mm kamerayla çekimler yapmış. Finalde konser çekimlerinde TV kameralarına geçiş yaparak, parlak ve popüler bir şov sunuyor. Sıradanlık ve görkem arka arkaya.

    Nathalie Portman şarkıcılık performansı için bayağı kasmış. Kostümü, dansı, şarkısıyla sakillik ve görkem arası gidip gelen konser sahnelerinde başarılı. Konser öncesi kızıyla yaptığı anlamsız konuşmalar, çevresine olan agresyonu, şımarıkca davranışları hepsi, bıkmış bir pop yıldızının portresi.

    Sahnede dönüştüğü pop ikonu imajının farklı yüzü. Şöhretin yarattığı kimlik değişimini bilinçli bir aşırılıkta oynuyor.

    Filmin müziklerini yapmış olan ve adı yapımcılar arasında geçen şarkıcı Sia, senaryoya, içinde yaşadığı pop dünyasının tutarsızlıklarından bir tutam eklemiş gibi. Karakterini, hikayesini, duygularını, düşüncelerini ciddiye almayan bir öykü anlatıyor Corbet.

    Alaycı, yer yer şaşırtan sinema dili orta akım seyirciye ters gelebilir. İlk 45 dakikanın etkileyiciliğinden sonra ikinci yarı seyirciyi içine alamıyor, irtifa kaybediyor.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum