Tuncay DAĞLI

    Tuncay DAĞLI

    SÜZGEÇ

    UYARILARI TAKMAYANLAR!

    11 Haziran 2020 - 01:34

    Bugün koronavirüs salgınından dolayı koyulan yasaklar kaldırıldı ya, herkesin gözü birbirinin üzerindeydi, “acaba sokakta kim ne yapacak, nasıl davranacak” diye.
    Ben de evden çıkıp, hem günlük işlerimi hallettim, hem de yeni normale dönüşü gözlemlemek için şehir merkezinde yaya olarak şöyle geniş bir tur attım. Her zamanki gibi maskemi de takmıştım tabi.

    Dolaşırken gözüme çarpan herkesi, her yeri inceledim.
    Kaldırımda yürüyenlere, kafelerde oturanlara, marketlerde alışveriş yapanlara baktım, lokantalardaki müşterileri, taksi duraklarındaki araç sahiplerini, semt pazarındaki esnafı, bakkalı, manavı gözlemledim.
    Fiziksel görünümlerinden 65 yaş üstü oldukları anlaşılan vatandaşlarımız ile 18 yaş altındaki gençlerimizin ortasında kalan ve onlar kadar kısıtlamadan etkilenmeyen yaş grubunu teşkil edenler maalesef ki, bu olaydan fazla ders çıkarmamış gibi geldi bana.
    Çünkü sağlık adına yapılmış bile olsa aylarca evlerinde kısıtlı kalan gençlerle, yaşlı grubunda kabul edilen vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu maskeyle dolaşıyorlardı.
    Ve özellikle de oturan değil, yürüyen kitleyi temsil ediyorlardı. Çünkü hal ve hareketlerinden de anlaşıldığı üzere evde oturmaktan hem sıkılmış hem de fiziksel olarak hareketsiz kalmışlardı.

    Orta kesime gelince; gerçekten de gördüğüm ve gözlemlediğim kadarıyla hem bu olaydan ders almamış, hem de o kadar söylenip, uyarı yapıldığı halde sanki kendilerini kapsam dışı görüyor tavırlarındaydılar.
    Çünkü ana cadde üzerindeki bir kafenin bahçesine koyulan masaları dolduran gençlere baktım -hem de durup özellikle inceledim- hiç birinde maske olmadığı gibi, dip dibe ve masalarda üçer beşer gruplar halinde oturuyorlardı.
    Bir dönerci dükkanının önü, aynı şekilde yakın mesafelerdeki masalara oturarak, mini mini çocuklarıyla birlikte karınlarını doyuran ailelerle doluydu.
    Çay bahçelerinde sarmaş dolaş oturan sevgililer, omuz omuza sohbet eden arkadaşlar, samimi bir sosyal davranış görüntüsü oluştururken, koronavirüs önlemleri için Sağlık Bakanı’nın devamlı dile getirdiği, “maske, sosyal mesafe ve hijyen” unutulmuştu sanırım.

    Demek ki bazı şeylerin insan aklında kalıcı olması için onda olumsuz etki yapması gerekiyor. Bu gibi kişilere “yapma” demek yetmiyor, “önlem al hastalanırsın”, “başkalarına bulaştırırsın” demek yetmiyor. Her gün “şu kadar vaka ortaya çıktı”, “şu kadar insan hayata veda etti” denilmesinden de pek bir şey anlamıyorlar demek ki.
    Bazıları için ya taşın başa düşmesi, ya da ateşin eli yakması gerekiyor. Bunun için de elinde ceza makbuzları olan kolluk kuvvetlerinin köşe başlarını tutup, maske zorunluluğu olan yerlerde takmayanlara cezayı yazması, alınması gereken önlemleri almayan işletmeleri de anında kapatması gerekiyor ki olayın ciddiyetini kavrasınlar.
    Bu kadar insan boşa mı öldü, bu kadar sağlık çalışanını boş yere mi kaybettik, milyonlarca genç, yaşlı vatandaşımız aylarca keyiflerinden mi evlerinden çıkamadılar.
    Bunu anlamayan, anlamak istemeyenlere gereken ceza verilmeli ki uyarılar akıllarında kalsın.
     
    Çünkü kaybedilen para değil, mal değil, insan canı. Bunu görmeyenler, önemsemeyenler hak ettikleri cezayı almalılar.
    Yoksa o kadar insanımızı hayattan koparan, aylardan beri işyerlerini açtırmayan, işine, okuluna göndermeyen, kısacası hayatı felç eden koronavirüs belasından kurtulmak mümkün olmayacak.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum