YETİŞKİN VE ÇOCUKLARDA KAYGI: ANKSİYETE

Necla KARACA

Kaygı, gerginlik, endişe.
Bazen kaygının nedenini tespit etmek kolaydır, diğer zamanlarda ise bu kadar kolay olmayabilir. Herkes ara sıra bir miktar endişe hisseder. Ancak fazla, tekrar eden veya "nedeni bilinmeyen" korku, insanları derinden etkileyebilir.
Anksiyete böyle bir aşamaya geldikten sonra, bir terapistle konuşmak yardımcı olabilir.

ANKSİYETENİN İŞARET VE BELİRTİLERİ

Anksiyetenin teşhisi, bir kişinin endişe ve kaygı duygularına bağlıdır, bu nedenle semptomlar değişiklik gösterir. Kaygı, müdahaleci veya takıntılı düşüncelere sebep olabilir. Anksiyetesi olan bir kişinin kolayca kafası karışabilir veya konsantre olmakta zorlanabilir. Huzursuz veya sinirli hissetmek de bir endişe belirtisi olabilir.

Kaygı belirtileri fiziksel de olabilmektedir. Anksiyete, aşırı gergin kaslara veya yüksek tansiyona neden olabilir. Titreme, terleme, hızlı kalp atışı, baş dönmesi ve uykusuzluk da anksiyeteden kaynaklanabilir. Anksiyete baş ağrısına, sindirim sorunlarına, nefes almada zorluğa ve mide bulantısına bile neden olabilir.

Fiziksel anksiyete semptomları şiddetli ve ani ise, bu bir panik atak olabilir.

KAYGI NEYE BENZER?

İnsanlar pek çok şekilde endişe belirtileri gösterebilirler. Bazıları daha konuşkan hale gelirken, diğerleri geri çekilebilir veya kendini soyutlayabilir. Dışa dönük, arkadaş canlısı veya korkusuz görünen insanlar bile endişeye sahip olabilir. Anksiyetenin birçok semptomu olduğundan, bir kişininin nasıl göründüğü, bir başkasının göründüğü gibi değildir.

Tanıdığınız birinin anksiyete yaşayıp yaşamadığından emin değilseniz, anksiyete yaşamadıkça bu konuyu gündeme getirmek faydalı olmayabilir. Bununla birlikte, endişeli olabilecek bir kişiyi daha rahat ettirmek istiyorsanız, almayı düşünebileceğiniz bazı eylemler vardır.

Bunları yapabilirsiniz:

Onlara karşı sabırlı olun.
Teşvik edici veya takdir edici sözler paylaşın.
Öngörülebilir olun.

KAYGILARA NE NEDEN OLUR?

Kavga, kaçış veya donma tepkisi gibi kaygı da hayatta kalmak içindir. İnsanların zarar görmesini önlemek için kendilerini korumalarına izin verir. Bazen bir kişi düzenli olarak yüksek düzeyde kaygıya sahiptir. Belirtileriyle baş etmede çaresiz hissedebilirler.

Hem biyoloji hem de çevre, bir kişinin kaygısı olup olmayacağını belirler. Başka bir deyişle, endişeli davranış kalıtsal olabilir, öğrenilebilir veya her ikisi birden olabilir. Örneğin, araştırmalar endişeli ebeveynlerin endişeli çocukları olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, ebeveynler endişeli davranışları da örnek alabilir. Eğer öyleyse, aynı davranışı çocuklarına da aşılayabilirler. Stresli bir yetiştirilme tarzına sahip olmak, bir kişinin endişe duyma şansını da artırabilir. Bunun nedeni, anksiyetenin tehlikeyi tahmin etmenin ve güvende kalmanın bir yolu haline gelmesidir.

ÇOCUKLARDA KAYGI

Yetişkinler gibi çocuklar da kaygı yaşayabilir. Bununla birlikte, çocuklar yetişkinlerden farklı semptomlar gösterebilir. Ebeveynler, çocuklarının kaygıyı nasıl yöneteceklerini öğrenmelerine yardımcı olmak için bir çocuk terapisti veya psikolog ile görüşebilir.

Bir çocuk kendi yaşındaki çoğu çocuktan daha sık ve daha yoğun duygular hissediyorsa, bir tür kaygı yaşıyor olabilir. Kaygısı olan bir çocuk okula gitmekte zorlanabilir. Ayrıca spor gibi sosyal etkinliklerden veya ders dışı etkinliklerden de kaçınabilirler. Anksiyetesi olan bazı çocuklar, arkadaş edinmek veya bağımsız olmak gibi bir çok  alanda yaşlarının gerisindedir. Çocuklarda anksiyete ağlama, ebeveynlere tutunma veya öfke nöbetleri olarak görünebilir.

Kaygılı çocuklar, takıntıları veya zorlamaları taklit eden belirli davranışlar gösterebilir. Deride veya saçta sürekli yolma veya çekme kaygılı bir davranış olabilir. Ayrılık kaygısı belirtileri de gösterebilirler.
Ayrılık kaygısının belirtileri arasında ebeveynlere sarılmak, ağlamak veya okula veya arkadaşların evine gitmeyi reddetmek yer alır. Çocuklar ayrıca genel kaygı yaşayabilir ve neden endişeli hissettiklerini belirleyemeyebilirler. Çocuklar ergenliğe girdikçe, kaygı geliştirmeleri daha olası olabilir.

Daha büyük çocuklar veya gençler, yemek yeme bozukluğuna yol açabilen yiyecekle ilgili kaygı geliştirebilir. Kontrol edilmezse, bu ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Yiyecekle ilgili anksiyete kendi başına ortaya çıkabilse de, genellikle obsesyonlar ve zorlamalar gibi diğer kaygı ile ilgili durumlarla birlikte ortaya çıkar. Düzensiz yeme, ergenlerde anksiyete, stres veya travmayla başa çıkma mekanizması olarak da gelişebilir.