Mehmet Asil YILMAZ

Mehmet Asil YILMAZ


Zirai Zehirlerin Reçete ile Satılması

25 Kasım 2025 - 11:23


Prof Dr Mehmet Asil Yılmaz
Gurbetçi Böcek Ailesi’nin, bilinçsizce kullanılan zirai ilaç kalıntıları nedeniyle yaşamlarını yitirmesi, toplumda derin bir acı yaratmış ve zirai ilaçların reçete ile satışının ne kadar hayati bir uygulama olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ne yazık ki, bu konuda kamuoyuna yapılan bilgilendirmeler ve bakanlık açıklamaları olayın ardından gündeme gelmiş; yani gerekli farkındalık geç oluşmuştur.
Oysa biz Bitki Koruma Bölümü olarak, zirai ilaçların bilinçli kullanımını sağlamak, tarımsal ürünlerdeki pestisit kalıntılarını azaltmak, tüketicilerin güvenli ve sağlıklı gıdalar tüketmek ,reçete sisteminin  beşeri ilaçlar gibi   reçete ile satılmasını zorunlu hale getirilmesini teşvik etmek amacıyla yıllar önce  Bitki Koruma Bölümü olarak bilimsel projeler geliştirdik ve Projemizi
Yaklaşık 35–40 yıl önce, (Gap Projesi olarak Devlet Planlama  Teşkilatına  sundukSunduğumuz  kapsamlı projemizde, araştırmalar tamamlandıktan sonra şu önerileri getirdik:
    -----Zirai ilaçların mutlaka reçete ile satılması,
       -----Reçetelerin yalnızca Bitki Koruma Bölümü mezunu Ziraat Mühendisleri tarafından yazılması,
        -----Kontrolsüz ve bilinçsiz ilaç kullanımının önlenmesi,
           -----Gıda güvenliği ve halk sağlığının korunması.
Bu önerileri daha sonra Tarım Bakanlığı’na seminerlerle, raporlarla ve bilimsel sunumlarla tekrar aktardık. Ancak ne yazık ki ülkemiz bu konuda  (zirai ilaçların reçete ile satılmasının yönetmeliğini çıkmasına rağmen bu  yönetmenliğini  uygulamaya konulması kağıt üzerinde kalmış ve/veya  yıllarca geniş çapta uygulaması göz ardı edilmiş, veya  geciktirilmiş)  uygulamaya da geçişi bugünlere kadar ertelenmiştir.
Yine de geç de olsa Tarım Bakanı Sayın Yumaklı’nın:
“Mevcut uygulamalara ek olarak zirai ilaçların satışında köklü bir değişikliğe gidilecek; zirai ilaçlar da beşerî ilaçlar gibi yalnızca bir ziraat mühendisinin reçetesiyle alınabilecek.”
şeklindeki açıklaması kamuoyunu memnun etmiştir.
Bu uygulama sayesinde:
----Vatandaşların ve işletmelerin izinsiz, kontrolsüz ve bilinçsiz zirai ilaç alımının önüne geçilecek,
-----Pestisit kalıntılarının azaltılması sağlanacak,
         -----İnsan ve çevre sağlığı daha etkin biçimde korunacaktır.
Bilimsel verilere dayalı bu düzenlemenin, yıllardır savunduğumuz bir yaklaşımın hayata geçirilmesi bakımından son derece önemli olduğunu vurgulamak isterim
Neden Reçete Şart? İki Yaşanmış Örnek…
Zirai ilaçların da tıpkı beşerî ilaçlar gibi reçete ile satılması ve reçetelerin yalnızca konunun uzmanları tarafından yazılması gerektiğini yıllardır bilimsel platformlarda anlattım. Bu görüşümün temelini oluşturan iki yaşanmış anımı paylaşarak yazımı sonlandırmak istiyorum
1. Anı: Diyarbakır’daki Güller  :Ziraat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Diyarbakır Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’ne atanmıştım. Enstitünün yanındaki evin sahibi, bahçesinde birbirinden güzel güller yetiştiriyordu. Bir gün güllerin dallarının ve yapraklarının hastalandığını gördüm. İncelediğimde bitkiye külleme hastalığının bulaştığını tespit ettim.
Ev sahibi, güllerini ilaçlattıktan bir süre sonra tüm güllerin dalıyla, yaprağıyla kuruduğunu söyledi. Araştırınca, hastalığa karşı kullanılması gereken kükürtlü preparat yerine yanlışlıkla bakırlı preparat kullanıldığını öğrendim. Güllerin çöküşünün sebebi buydu.
O gün içimde büyük bir üzüntü ve şu düşünce yer etti:
“Zirai ilaçlama işini yapan kişi, hastalığı doğru teşhis etmeden asla ilaca yönelmemeli; bilgisi yetersizse bu işten uzak durmalıdır.”

Bu olaydan sonra, ilaçlamada uzmanlık zorunluluğunun önemine daha sıkı sarıldım.

2. Anı: Tarsuslu Üreticinin Kavunları
Ziraat Fakültesi’nde görev yaptığım yıllarda bir gün kapım çalındı. İçeriye yüzünde kaygı ve yorgunluk olan bir üretici girdi.
“Hocam,” dedi, “sorunumu size anlatmamı söylediler.”

Durumu şöyle anlattı:
“Ben Tarsus’tan geldim. Tarlama bu yıl kavun, karpuz ve kabak ektim ama hepsi bir hâl oldu; yapraklar bükülüyor, sararıp soluyor. Bayilere danıştım, biri ‘şu ilacı at’, öteki ‘bu ilacı at’ dedi. Hepsini yaptım ama hiçbiri fayda etmedi. Ne olur benimle gelip tarlayı görür müsünüz?”
----Kabul ettim ve birlikte tarlasına gittik. Bitkileri incelediğimde, hepsinin virüs hastalığı ile enfekte olduğunu gördüm. Üreticiye:
-----“Bu hastalığa ilaç yok. Sakın boşuna ilaç atma. Bitkilerini düzenli gübrele; meyve tutanları pazarda satabilirsin.” dedim. Üretici bana teşekkür etti ama giderken şunu da söyledi:
“Hocam, bir ziraat mühendisi bana ‘tarlayı sök, bitkileri yak’ dedi.” Ben  ‘’ne yapayım’’ dedi  Ben de üreticiye ‘Sen o ziraat mühendisinin dediğini  as yapma  buna karşın

----“Sakın bir daha  bitkilerine  ilaç atma, sadece gübrele. Ürün alabileceğin kadarını pazara götür ve   sat ‘’dedim
Yaklaşık bir ay sonra kapım yeniden çaldı. Aynı üretici, elinde bir kavunla karşımdaydı.
Gözleri dolarak:

“Allah senden razı olsun hocam. Sayende zararı kapattım, kara bile geçtim,” dedi.
“Bu kavun da sana hediyem olsun.”

O gün bir kez daha anladım ki:
Yanlış ilaç, yanlış yönlendirme; hem üreticiyi hem ülke ekonomisini hem de tüketiciyi ağır şekilde mağdur eder.
Zirai ilaçlar, rastgele satılamayacak kadar riskli; yanlış kullanıldığında yalnızca bitkilere değil, insan sağlığına da zararlı olabilecek kimyasal maddelerdir. Bu nedenle:
‘’Zirai ilaçlar reçete ile satılmalıdır. Reçeteler yalnızca Bitki Koruma Bölümü mezunu Ziraat Mühendisleri tarafından yazılmalıdır. Denetim mekanizması bilimsel standartlara göre yapılmalıdır’’. Aksi hâlde verim azalır, üretici kaybeder, toplum sağlığı tehlikeye girer
.Benden söylemesi…






 

YORUMLAR

  • 0 Yorum