Sicilya'nın doğusu... Bir kez daha: Catanya ve Taormina

    Ocak ayında, Sicilya'nın doğusundaki Catanya ve Taormina şehirlerini ziyaret etme fırsatı buldum. Hava biraz kapalı olsa da, bu güzel şehirlerin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek benim için unutulmaz bir deneyimdi.

    Sicilya'nın doğusu... Bir kez daha: Catanya ve Taormina
    24 Ocak 2024 - 16:43 - Güncelleme: 24 Ocak 2024 - 17:11
    Sicilya'nın kapılarını ikinci kez araladığım bu seyahatte, adanın doğusundaki Catanya'nın tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme ayrıcalığı yaşadım. Otelime yerleştikten sonra, kahvaltı için bir kafeye uğrayarak cappuccino eşliğinde arancinilerimi (içi değişik dolgulu pirinç topları) sipariş ettim. Kahvaltımı tamamladıktan sonra hemen yakınındaki Duomo'yu ziyaret ettim.



    Piazza Duomo, Catanya Katedrali ve Fontana dell'Elefante'nin çevresindeki tarihi binalarla çevrili, tarihle iç içe geçmiş bir açık hava müzesine dönüşmüş gibiydi. Catanya Katedrali, barok mimarisi ve içerisindeki sanat eserleriyle sadece dini bir mekan olmanın ötesinde bir kültür hazinesi sunuyor. Gotik ve barok tarzların uyumu, katedrali sadece dini bir yapı olmanın ötesine taşıyor; aynı zamanda şehrin tarihi derinliğini yansıtan önemli bir anıt haline getiriyor.



    Piazza Duomo'dan sonra Ursino Kalesi'nin etkileyici surları beni tarihi bir yolculuğa çıkardı. Orta Çağ izlerini taşıyan bu kale, içerisindeki müze ile Catanya'nın stratejik konumunu ve zengin tarihini anlamama yardımcı oldu. Ziyaretim sırasında, Catanya'nın önemli tarihi dönemlerinden izler taşıyan bu yapıyı keşfetmek, şehrin geçmişine dokunma deneyimimi zenginleştirdi.



    Castello Utveggio ve Bellini Parkı, şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini bir araya getiren önemli noktalardan biriydi. Bu bölgelerde, Catanya'nın zengin kültür mirası ve çeşitli ekosistemleri iç içe geçmiş bir şekilde hissedilebiliyor. Tarihî mekanları gezerken aynı zamanda doğanın güzelliklerini keşfetmek, bu şehri çok yönlü kılan bir deneyim yaşattı. Buradan şehrin giriş kapısı olan Porta Garibaldi'yi ziyaret etme fırsatı buldum. Porta Garibaldi, Catania'nın tarihi şehir merkezinin girişini simgeliyen etkileyici bir kapıdır.
    Bu kapı, Sicilya'da 19. yüzyılın başlarında gerçekleşen Garibaldi'nin İtalya'nın birleşmesi sürecindeki rolünü ve önemini yansıtmak amacıyla inşa edilmiştir. Giuseppe Garibaldi, İtalyan bir devrimci ve askeri lider olarak bilinir ve bu süreçte birçok İtalyan şehrinin birleşiminde etkili olmuştur. Porta Garibaldi, aynı zamanda Catania'nın tarihindeki önemli olaylara da tanıklık etmiştir. 1849 yılında Sicilya'daki isyanlar sırasında önemli bir rol oynamış ve olaylara tanıklık etmiştir. Porta Garibaldi, Catania şehrine gelen ziyaretçileri tarihî bir atmosferle karşılamakta ve şehrin geçmişi ile günümüzü birleştiren sembolik bir yapıdır.



    Balık Pazarı Catanya'nın Denizinden Sofranıza Taze Lezzetler
    Ve tabii ki, bu büyüleyici şehirdeki lezzet durakları da unutulmazdı. Yerel kafelerde ve restoranlarda tadına baktığım nefis Sicilya mezeleri, Catanya'nın gastronomik zenginliğini keşfetmemi sağladı.
    Catanya'da geçirdiğim zaman içinde, şehrin kalbinde yer alan balık pazarını ziyaret etmek de aklımdan çıkmayacak anılar arasında yer aldı. Tezgahların üzerinde renk cümbüşü oluşturan taze balıkların ve deniz ürünlerinin çeşitliliği, adeta bir denizaltı şölenine davet çıkarıyordu. Balıkçı teknelerinden sabahın erken saatlerinde çıkan bu lezzetler, tezgahlarda doğallığı ve tazeliğiyle bütünleyerek, gastronomi tutkunlarını cezbetmeye devam ediyordu. Özellikle balık pazarının atmosferi çok iyiydi, mangalda balık yapıldığı için koku ve duman etrafı sarmıştı, ayrıca balıkçıların çığırtkan sesleriyle birleşince ortalık bir cümbüş yeri gibiydi.



    Ziyaretim sırasında tezgahlardan birinde, canlı istiridyelerin taze ve lezzetli hallerini gördüm. Denizin tuzlu nefesiyle doldurulan bu istiridyeleri tezgahtan taze taze yemek, Catanya'nın denizle bütünleşmiş lezzetlerini damaklarımda hissettirmemi sağladı. Balık pazarındaki bu lezzetli serüven, Catanya'nın zengin deniz ürünleri kültürünü bir kat daha derinlemesine keşfetmemi sağladı. Her bir tezahh, adanın sularından çıkan bir hikayeyi anlatıyor gibiydi. Bu taze balık çeşitleri ve istiridyeler, Catanya'da geçirdiğim anların lezzetli bir hatırası olarak belleğimde yer etti.



    Al Vicolo Pizza & Vino: Sicilya'nın Pizza Lezzetini Yaşamak
    Catanya'da akşam saatlerinde uğradığım Al Vicolo Pizza & Vino isimli pizza restoranı, Sicilya'nın muhteşem pizza kültürünü benzersiz bir şekilde yansıtıyor. Bu enfes mekan, özellikle büyük boy pizzalarının geniş çeşitliliği ve uygun fiyatlarıyla dikkat çekiyor. Rustik dekorasyonu ve sıcak atmosferi ile öne çıkan restoran, Sicilya'nın enerjik atmosferini yansıtarak keyifli bir akşam geçirmeme olanak tanıdı. Menüdeki geniş pizza seçenekleri arasında favori pizzanızı seçmek zor olabilir, çünkü her biri özenle hazırlanmış ve özgün lezzetlere sahip. Pizza fiyatları 8 ila 15 euro arasında değişmektedir.



    Taormina: Tarihi ve Doğanın Buluşma Noktası

    Taormina'ya ulaşmak için tercih ettiğim otobüs yolculuğu, sadece 5 euro karşılığında gerçekleşti. Bu bir saatlik yolculuk, etkileyici manzaralar eşliğinde Etna Yanardağı'nın zirvesine doğru yapılan bir keşif gibiydi. Kıvrıla kıvrıla yükselen dağ eteğindeki manzara, adeta bir tablo gibi önümde seriliyordu.



    Taormina'ya vardığımda, Teatro Greco'nun antik sahnesi ilk dikkatimi çeken noktalardan biriydi. Bu antik tiyatro, Ege Denizi manzarası eşliğinde tarihi bir yolculuğa davet ediyor gibiydi. Antik Yunan mimarisinin zarafeti, bu sahnenin her anında tarihle iç içe geçen bir atmosfer yaratıyordu. Taormina bulunduğunuz zamandan sizi bir anda mistik çağlara taşıyan, ama doğanında tüm güzelliklerini aynı anda sunan küçücük bir kasaba.
    Muhteşem kuş bakışı uçsuz bucaksız bir Akdeniz manzarası düşünün, tablonun yan tarafına vakur ve başı dumanlı Etna’ya karşı konumlanmış inanılmaz güzellikte bir antik tiyatro ekleyin, aralara minik yüzyıllık şirin kiliseler, çeşmeler, meydanlar serpiştirin, iki antik kapıyla bağlanan caddenin üzerinde, tarihi evler ve sıra sıra minik muhteşem dükkanlar, pastaneler, daracık yokuşlu sokaklar, dik sokak ve merdivenlerle caddeye bağlanan evlerin arasında sıkışıp kalmış portakal bahçeleri, duvarlardan, balkonlardan, çatılardan sarkan begonvillerle resmi tamamlayın.



    Caddede gezdiğim San Nicolo Katedrali, Taormina'nın tarihî dokusunu yansıtan bir diğer önemli yapıydı. Gotik mimarisi ve iç mekanındaki sanat eserleri, ziyaretçilere geçmişin izlerini takip etme fırsatı sunuyordu. Katedralin etrafındaki dar sokaklarda gezinirken, her bir taşın hikayesini hissetmek, kasabanın sıcak atmosferini daha da derinden hissettiriyordu. Etna Yanardağı'nın bu kez farklı bir perspektiften görünen manzarası, Taormina'nın benzersiz coğrafi konumunu vurguluyordu.
    Etna'ya yönelik bir tur, volkanın eteğindeki köyleri ziyaret etme ve bölgenin jeolojik zenginliklerini daha yakından keşfetme şansı sunuyorlar. Zamanımın kısıtlı olması nedeniyle ben Etna Turuna katılamadım.



    Kasabanın daracık sokaklarında yürürken, büyük zevk aldım, her bir pencere bir bina, sokak ayrı bir güzellikte. Özellikle Corso Umberto caddesi, Taormina’nın en hareketli ve gezmeye değer caddesi. Müthiş atmosferiyle insanı büyülüyor. Yol boyunca şirin alışveriş dükkanları, restoranlar bulunuyor. Hava artık kararmaya yaklaştı. Corso Umberto’da yürümeye devam ediyorum. 9 Nisan Meydanı’na (Piazza IX Aprile) varıyorum. Bana kalırsa şehirdeki en güzel yer burası. Saint Augustine ve San Giuseppe kiliseleri de burada bulunuyor. Özellikle St Augustine Kilise’si ihtişamıyla göz dolduruyor.
    Meydanın denize bakan tarafı açık. Tepede olduğu için tutunma demirleri var. Burası harika bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Bir tarafta İyon Denizi, öteki tarafta Etna Yanardağı. Cadde de onlarca restaurant mevcut. Yalnız burada fiyatlar biraz yüksekçe, bir şişe içecek 8-10 eurodan bir kahve 5 eurodan başlıyor. Tabii süpermarketler iyi bir alternatif olarak size yardımcı olabilir :)



    Seramik Kafalar
    Sicilya da dünyanın başka biryerinde göremiyeceğiniz ilginç seramikten yapılmış kafa saksıları ve süs eşyaları var.Birçok çeşidi bulunan bu ilginç turistik eşyaları her sokakta ,evde ,camekan ardında görmeniz mümkün. Adam, kadın, beyaz, esmer, süslü, sade… Çiçekli, biberli, limonlu, kaktüs desenli…
    Türlü türlü ifadeli insan kafaları, adanın dört bir yanında saksı, bardak veya büst olarak karşıma çıkıyordu. Öylece ,sadece başıyla bana doğru gülümseyen renkli renkli adamlar, raflara dizilmiş  güzel kadınlar, balkonlarda içlerine çiçek dikili, her an hüzünlü bir şarkı söyleyecek gibi duran siyahi yüzlerin her biri, bir şeyler fısıldıyordu sanki.
    Sicilya tarihinde ortaya çıkmış efsaneler, mitolojik ve aşk hikayelerinden nasibini almış bir geçmişi vardı bu kafaların. Birkaç farklı anlatı arasından en sevdiğim ise şu oldu:
    Adada Arap egemenliğinin son döneminde, Palermo’da delikanlı bir Müslüman tüccar, adalı bir kıza âşık olur.  Aralarında bir ilişki başlar. Kız bir gün, sevdiği gencin geldiği yerde bir karısı ve çocukları olduğunu öğrenir. Kıskançlık ve intikam ateşiyle dolup, bir gün sevgilisi uykudayken kafasını kesip saklamaya karar verir. Böylece, onunla sonsuza dek birlikte kalabilecektir. İçine ektiği fesleğenler, verimle büyümeye başlayınca bunu gören adalılar da renkli kafa şeklinde seramikten vazolar yapmaya başlarlar. Dilden dile yayılan bu hikâye ve seramik geleneği böylelikle günümüze kadar gelir.
    “Testa di moro” siyahi adam ve kadın seramik kafalarına verilen ad. Günümüzde adanın Caltagirone kasabasında bu gelenek sürdürülüyor. Kafa şeklinde olanların yanı sıra, farklı şekil ve tarzlarda el yapımı seramik mutfak malzemeleri, vazolar ve duvar süsleri üretiliyor. Ayrıca çam kozalağı şeklinde yapılan seramik balkon çiti süsleri de çok meşhur.



    Ve bu özel kasabada geçirdiğim zamanın en keyifli anlarından biri, "New Mamma Mia" adlı şarküteri mağazasındaki lezzet dolu mola oldu. İşletme sahibi Fabritzio'nun samimi sohbeti ve Sicilya mezeleri, bu gezimin unutulmaz lezzet anıları arasında yer aldı.
    Taormina'nın tarihi dokusunu daha da zenginleştiren bir ayrıntı da, "Baba" film serisinin bu kasabada çekilmiş olmasıydı. Baba 1 ve Baba 3 filmlerinin bu tarihi kasabada çekilmiş olması, mekanların efsanevi hikayelerle daha da zenginleştiğini gösteriyor.
    Taormina'nın çekici atmosferi, Teatro Greco'nun antik ihtişamı, San Nicolo Katedrali'nin tarihi zenginlikleri ve doğanın muazzam güzelliği bir araya gelerek beni büyüledi. Corso Umberto üzerindeki gezintilerim, yerel esnafın samimiyeti ve geleneksel el sanatlarına olan ilgim, bu kasabanın sıcak atmosferini tam anlamıyla yansıttı.



    Sicilya'nın eşsiz güzellikleri içinde kaybolmak, bu seyahatin en değerli anılarından biri oldu. Her anı, Catanya'nın tarihi atmosferinden Taormina'nın büyüleyici manzaralarına kadar, adanın zenginliklerini ve çeşitliliğini keşfetme yolculuğumu daha da özel kıldı. Sicilya'nın sıcakkanlı insanları, lezzetli mutfağı ve tarihi dokularıyla bu seyahat, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Sicilya'nın kapılarından bir kez daha geçmek için sabırsızlanıyorum.



    "Sicilya'nın sıcak topraklarında, zaman eski taşları bile sıcak tutar. Aynı şekilde, geçmişin izleri de bugünün atmosferini sıcaklığıyla sarar."

    Sevgiyle ve sıcak kalın..

    YORUMLAR

    • 0 Yorum