Azerbaycan izlenimleri-2: Karabağ – Sessizlikten Dirilişe
Küresel Gazeteciler Konseyi ve Bakü Parlamento Jurnalistleri Birliği Başkanı Elşad Eyvazlı öncülüğünde düzenlenen Azerbaycan-Türkiye Medya Buluşması'nda ikinci günkü durağımız özgürlüğüne kavuşan Karabağ oldu.

02 Haziran 2025 - 22:15
HASAN ÇÖLMEKÇİ
GİTTİ, GÖRDÜ, YAZDI
BÖLÜM 2: KARABAĞ
Medya buluşmamızın ikinci günü, tarihin ağır izlerini taşıyan Karabağ bölgesindeydik. Azerbaycan’ın kalbinde yer alan Karabağ, 30 yılı aşkın bir süredir süregelen çatışmaların, acıların ve özlemin simgesi oldu.
27 Eylül 2020’de başlayan ve tam 44 gün süren savaş, 10 Kasım 2020’de ateşkesle son buldu. Bu kısa ancak şiddetli savaş, Azerbaycan’ın bölgedeki kontrolünü yeniden sağlamasıyla sonuçlandı.

Hocalı: Unutulmaması Gereken Acı
Karabağ’daki ilk durağımız, 25-26 Şubat 1992 tarihlerinde yaşanan ve 613 soydaşımızın katledildiği Hocalı bölgesi oldu.
Tarihe kara bir leke olarak geçen bu vahşetin acısı, sadece Azerbaycan için değil, insanlık tarihi için de unutulmaması gereken bir trajedidir.

Burada yaşananları, bölgedeki tanıklıklardan dinlemek tarifsizdi. Özellikle, o katliam gecesinde henüz 19 yaşında ve hamile olan 33 yıl sonra topraklarına dönen bir kadınla karşılaştık. Hocalı’dan kaçarken yaşadığı dehşeti anlattı bize; bir apartmanın bodrum katında saklandığını, günlerce orada kaldığını ve ardından yoğun yağmur altında, bir umutla Ağdam’a ve oradan da Bakü’ye ulaşmayı başardığını…

O günlerden sonra başlayan zorlu göç yolculuğu, onun ve ailesinin hafızasında derin yaralar açmıştı.
Bugün Selimzade ailesinin o başı dik kadını, hâlâ o acı günleri unutmuyor; ancak yaşananları nesilden nesile aktarmanın, unutulmamasını sağlamanın önemine vurgu yapıyor.

Selimzade ailesi, gazeteci Nigar İbrahimova'ya anlattı.
Doğa da Yas Tutuyor: Çiçeklerin Hüzünlü Sessizliği
Hocalı’nın etrafındaki doğaya baktığımızda, yaşanan trajedinin sadece insanlara değil, doğaya da ağır bir yük bıraktığını hissetmek mümkündü.
Boynu bükük ağaçlar, solgun çiçekler sanki yaşanan katliamın hüzünlü tanıkları gibiydi. Toprağın, havanın, bitkilerin bile o acıyı paylaşıyor olması, oranın atmosferini daha da iç burkan hale getiriyordu. Doğa sessizce yas tutuyordu.

Mayınlar ve Güvenlik Önlemleri
Ağdam’dan başlayarak Karabağ’a kadar olan yolda sıkı polis ve asker kontrolleri dikkat çekiyordu. Çünkü Ermenistan, geri çekilirken bölgeyi mayınlarla doldurmuştu. Yetkililer, yaklaşık 400 bin hektarlık alanın mayınlarla kaplandığını ve bugüne kadar sadece 100 bin hektarlık bölümün temizlenebildiğini belirtti.
Bu durum, bölge halkının güvenliği ve yeniden imar faaliyetleri için büyük bir tehdit teşkil ediyor.

Karabağ’da Yeniden İnşa ve Yeni Hayat
Karabağ’da adeta bir şantiye gibiydi her yer. Azerbaycan hükümeti, işgal edilen toprakları geri aldıktan sonra bölgeyi mamur, yaşanabilir bir hale getirmek için büyük bir seferberlik başlatmıştı. Evler, oteller, kamu binaları, okullar ve yaşam alanları hızla inşa ediliyor; yollar, köprüler ve tüneller yapılıyordu. Gittiğimiz yol boyunca bunun canlı tanığı olduk.

Hocalı, Hankendi, Fuzuli, Ağdam ve Şuşa başta olmak üzere her yerde hummalı bir çalışma vardı. Bazı bölümler tamamlanmış, aileler yeni yerleşimlerine başlamıştı bile.
İşgal döneminde topraklarını terk etmek zorunda kalan bir milyondan fazla aileden, yaklaşık 50 bin kişi eski topraklarına geri dönmüştü.
Bu dönenlerin çoğu, mezalimi bizzat görmemiş; doğrudan o acıları yaşamamış, çoğunlukla Bakü ve diğer şehirlerde doğmuş genç nesillerdi.
Ama hepsi, tarihlerini hissederek, köklerine ve vatanlarına duydukları bağlılıkla buraya gelmişti. Karabağ’da yeni bir hayat doğuyor, acılar unutulmamakla birlikte umuda yer açılıyordu.

Şuşa: Zaferin Sembolü
Karabağ’ın kültürel ve tarihi merkezi Şuşa, 44 günlük savaşın kaderini değiştiren kilit bir noktaydı. Buradaki Çıdırdüzü, savaşta stratejik önem taşıyan bir zirvedir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, burada askerlerle birlikte üniformasıyla verdiği poz, askerlerin moralini artırdı ve dünya kamuoyuna güçlü bir mesaj oldu.

44 Günlük Savaş: Kısa ve Yoğun Mücadele
27 Eylül 2020’de başlayan ve 10 Kasım 2020’de sona eren bu savaş, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlamasında belirleyici oldu. Azerbaycan ordusu, modern askeri strateji ve teknolojiyi kullanarak önemli bölgeleri Ermeni işgalinden kurtardı. Şuşa’nın geri alınması, savaşın dönüm noktasıdır.

Karabağ’da Yeniden Doğuş
30 yıla yakın süren işgalin ardından, savaş sonrası Azerbaycanlılar evlerine dönmeye başladı. Yakılmış, yıkılmış evlerin arasından yeni bir hayat kurma mücadelesi devam ediyor. Mayın tehlikesi nedeniyle güvenli olmayan bölgeler var. Ancak kararlılık, umut ve yeniden doğuş hissi tüm bölgeye yayılıyor.

GİTTİ, GÖRDÜ, YAZDI
BÖLÜM 2: KARABAĞ
Medya buluşmamızın ikinci günü, tarihin ağır izlerini taşıyan Karabağ bölgesindeydik. Azerbaycan’ın kalbinde yer alan Karabağ, 30 yılı aşkın bir süredir süregelen çatışmaların, acıların ve özlemin simgesi oldu.
27 Eylül 2020’de başlayan ve tam 44 gün süren savaş, 10 Kasım 2020’de ateşkesle son buldu. Bu kısa ancak şiddetli savaş, Azerbaycan’ın bölgedeki kontrolünü yeniden sağlamasıyla sonuçlandı.

Hocalı: Unutulmaması Gereken Acı
Karabağ’daki ilk durağımız, 25-26 Şubat 1992 tarihlerinde yaşanan ve 613 soydaşımızın katledildiği Hocalı bölgesi oldu.
Tarihe kara bir leke olarak geçen bu vahşetin acısı, sadece Azerbaycan için değil, insanlık tarihi için de unutulmaması gereken bir trajedidir.

Burada yaşananları, bölgedeki tanıklıklardan dinlemek tarifsizdi. Özellikle, o katliam gecesinde henüz 19 yaşında ve hamile olan 33 yıl sonra topraklarına dönen bir kadınla karşılaştık. Hocalı’dan kaçarken yaşadığı dehşeti anlattı bize; bir apartmanın bodrum katında saklandığını, günlerce orada kaldığını ve ardından yoğun yağmur altında, bir umutla Ağdam’a ve oradan da Bakü’ye ulaşmayı başardığını…

O günlerden sonra başlayan zorlu göç yolculuğu, onun ve ailesinin hafızasında derin yaralar açmıştı.
Bugün Selimzade ailesinin o başı dik kadını, hâlâ o acı günleri unutmuyor; ancak yaşananları nesilden nesile aktarmanın, unutulmamasını sağlamanın önemine vurgu yapıyor.

Selimzade ailesi, gazeteci Nigar İbrahimova'ya anlattı.
Doğa da Yas Tutuyor: Çiçeklerin Hüzünlü Sessizliği
Hocalı’nın etrafındaki doğaya baktığımızda, yaşanan trajedinin sadece insanlara değil, doğaya da ağır bir yük bıraktığını hissetmek mümkündü.
Boynu bükük ağaçlar, solgun çiçekler sanki yaşanan katliamın hüzünlü tanıkları gibiydi. Toprağın, havanın, bitkilerin bile o acıyı paylaşıyor olması, oranın atmosferini daha da iç burkan hale getiriyordu. Doğa sessizce yas tutuyordu.

Mayınlar ve Güvenlik Önlemleri
Ağdam’dan başlayarak Karabağ’a kadar olan yolda sıkı polis ve asker kontrolleri dikkat çekiyordu. Çünkü Ermenistan, geri çekilirken bölgeyi mayınlarla doldurmuştu. Yetkililer, yaklaşık 400 bin hektarlık alanın mayınlarla kaplandığını ve bugüne kadar sadece 100 bin hektarlık bölümün temizlenebildiğini belirtti.
Bu durum, bölge halkının güvenliği ve yeniden imar faaliyetleri için büyük bir tehdit teşkil ediyor.

Karabağ’da Yeniden İnşa ve Yeni Hayat
Karabağ’da adeta bir şantiye gibiydi her yer. Azerbaycan hükümeti, işgal edilen toprakları geri aldıktan sonra bölgeyi mamur, yaşanabilir bir hale getirmek için büyük bir seferberlik başlatmıştı. Evler, oteller, kamu binaları, okullar ve yaşam alanları hızla inşa ediliyor; yollar, köprüler ve tüneller yapılıyordu. Gittiğimiz yol boyunca bunun canlı tanığı olduk.

Hocalı, Hankendi, Fuzuli, Ağdam ve Şuşa başta olmak üzere her yerde hummalı bir çalışma vardı. Bazı bölümler tamamlanmış, aileler yeni yerleşimlerine başlamıştı bile.
İşgal döneminde topraklarını terk etmek zorunda kalan bir milyondan fazla aileden, yaklaşık 50 bin kişi eski topraklarına geri dönmüştü.
Bu dönenlerin çoğu, mezalimi bizzat görmemiş; doğrudan o acıları yaşamamış, çoğunlukla Bakü ve diğer şehirlerde doğmuş genç nesillerdi.
Ama hepsi, tarihlerini hissederek, köklerine ve vatanlarına duydukları bağlılıkla buraya gelmişti. Karabağ’da yeni bir hayat doğuyor, acılar unutulmamakla birlikte umuda yer açılıyordu.

Şuşa: Zaferin Sembolü
Karabağ’ın kültürel ve tarihi merkezi Şuşa, 44 günlük savaşın kaderini değiştiren kilit bir noktaydı. Buradaki Çıdırdüzü, savaşta stratejik önem taşıyan bir zirvedir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, burada askerlerle birlikte üniformasıyla verdiği poz, askerlerin moralini artırdı ve dünya kamuoyuna güçlü bir mesaj oldu.

44 Günlük Savaş: Kısa ve Yoğun Mücadele
27 Eylül 2020’de başlayan ve 10 Kasım 2020’de sona eren bu savaş, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlamasında belirleyici oldu. Azerbaycan ordusu, modern askeri strateji ve teknolojiyi kullanarak önemli bölgeleri Ermeni işgalinden kurtardı. Şuşa’nın geri alınması, savaşın dönüm noktasıdır.

Karabağ’da Yeniden Doğuş
30 yıla yakın süren işgalin ardından, savaş sonrası Azerbaycanlılar evlerine dönmeye başladı. Yakılmış, yıkılmış evlerin arasından yeni bir hayat kurma mücadelesi devam ediyor. Mayın tehlikesi nedeniyle güvenli olmayan bölgeler var. Ancak kararlılık, umut ve yeniden doğuş hissi tüm bölgeye yayılıyor.

YORUMLAR