Mehmet Asil YILMAZ

    Mehmet Asil YILMAZ


    Z KUŞAĞINI GÖZARDI EDEN KAYBEDER!

    15 Aralık 2021 - 18:42

    Ne zaman erken seçim gündeme gelse, halk tarafından evde, sokakta, çarşıda pazarda konuşulmaya başlansa, içim bir tuhaf olur. Duygularım karmaşıklaşır.
    Çünkü bilirim ki her seçim döneminde olduğu gibi yine partilerin araç konvoyları cadde ve sokaklarda dolaşacak, bilboardlarda adayların boy boy fotoğrafları olacak. Parti logo ve sloganlarının basılı olduğu afiş ve flamalar gözümüze sokulurcasına her yere asılıp, büyük bir görüntü ve çevre kirliliği yaratılacak.
    Tabii bu arada rekabetten kaynaklanan pankart kesme kavgası, afiş yırtma tartışması, adayların fotoğraflarındaki gözleri oyma, bıyıksızlara bıyık, sakal yapma ya da gözlük takma gibi etik olmayan davranışlar sergilenecek. Sokaklarda sevimsiz ve rahatsız edici görüntüler oluşacak.
    Bu arada parti araçlarından yapılan anonslarla birlikte yayılan müzik kulaklarımızı tırmalayacak. Duyurunun biri bitip, öteki başlayacak. Bizlere de “olmaz olsun seçiminiz, bitse de kurtulsak” dedirtecek.
    Kısacası yaşamımız günler aylar boyu çekilmez bir hale gelecek.
    Hele hele durum bugünkü gibiyse, yani ekonomik sıkıntı, işsizlik, yoksulluk diz boyuna çıkmışsa, insanlar sefalet içinde yüzüyorsa ve bu yüzden seçim yapılması zaruri hale gelmişse, saydığım bu davranışlar, canı burnundaki vatandaş için işin tuzu biberi olacak. 
    Ama tüm bunlara karşın artık ülkemizde bir genel seçim yapılması da neredeyse zorunlu bir hale gelmiş durumda. Çünkü iktidar ne yaparsa yapsın, hangi önlemi alırsa alsın bir türlü düzlüğe çıkıp, rahat bir nefes alamıyoruz. Bu yüzden de yapamayan gidip, yapanın gelmesi gerekir. Ya da uygulanan ekonomik programın değiştirilip, rayına oturmayan siyasi sistemin düzeltilmesi gerekir.
    Yazmaya ve söylemeye hiç gerek yok aslında. Olanı biteni herkes görüyor. Herkes kişisel ve toplumsal yaşamında her şeye tanık oluyor. Bizzat yaşıyor.
    Ülkenin ekonomik gidişatı hiç iç acı görünmüyor. Gelir dağılımı eşit değil. Türk Lirası, dolar, Euro veya diğer para birimleri karşısında her geçen gün daha fazla değer kaybediyor. Paramız pul oluyor. Cari açık artıyor. Her hafta doğal gaza, elektriğe, akaryakıta,  LPG‘ye ve temel tüketim maddelerine zam üstüne zam geliyor. 
    Yoksulluk, işsizlik, adam kayırmacılık diz boyu. Tarımda ve sanayide yatırım yok. Tarım ülkesi olarak bilinen ülkemizde buğday ithalatı, buğday üretimimizden fazla. Mercimek dahil çok sayıda tarım ürününü ithal ediyoruz.
    Köylü, esnaf, işçi, memur, emekli, üretici, tüketici, tüm vatandaş hepten borç içinde.  Millet devamlı surette sırtına yüklenen zamlar nedeniyle geleceğinden kaygılı. Yönetim adalet, hukuk, eğitim, iç ve dış işler, sağlık gibi konularda başarılı değil. İşler iyi gitmiyor.
    Yöneticilerimizden bazıları fakir, fukarayla adeta alay eder gibi davranıyor. “Yatağa   kuru ekmek yiyerek girin. Çünkü peygamberimiz yatmadan önce bir hurma yiyerek yatağa aç girerdi” diyen var.
    Bazıları da, “turfanda sebze sağlığa zararlı. İki kilo domates yerine iki tane domates yiyini. Bir kilo biber yerine üç tane biber yiyin. Porsiyonlarınızı küçültün. İsraf haramdır” diye öğüt veriyor.
    Genç öğretmen ve hemşireler işsizlik nedeniyle intihar ediyor. Kadınlar sokakta öldürülüyor. Ekonomik buhranın gittikçe derinleşeceğini gören halk “aş, iş” diyerek, hükümeti istifaya davet ediyor.
    Muhalefet halktan aldığı güç ve cesaretle medya ve meydanlarda ağırlaşan ekonomik kriz, yargı ve demokrasi sorunlarını dile getirip, “hemen seçim, erken seçim” diyerek,  hükümete baskı yapıyor.
    Bu güne kadar ülkemizdeki çoğu seçimi, parti değil liderler arasında en güzel  konuşanı, bol vaatte bulunan, eski siyasiler ve yöneticiler aleyhinde konuşan, hizmetlerini küçümseyen, dış ülkelere kafa tutan, ABD‘ye şirin görünüp, dini figürleri halkı inandırmak ve ikna etmek için kullananlar kazandı.
    Halkımızın büyük bölümünün eğitim düzeyi düşük olduğundan, adayları araştırma ve soruşturma zahmetine katlanmadı. Çabuk unuttuğu, duyduklarına da kolaylıkla inandığı için dini kelamlarla bol bol vaatte bulunanlar seçim kazandı   
    Ancak bugün durum biraz başka! Eskiden geçerli olan bazı kriterler artık ilgi görmüyor.
    Mesela bu gün seçim yapılsa büyük bir olasılıkla, Z kuşağını oluşturan 18 yaş üzerindeki gençlerin desteklediği partinin kazanacağı iddia ediliyor.
    Bu gençler; bilginin, teknolojinin ve sosyal medya araçlarının en iyi kullanıldığı bir dönemde doğdular. Özgürlüklerine daha fazla düşkünler. İnsan haklarına, eşitlik ilkelerine, kadın haklarına daha fazla değer veriyor, doğaya, çevreye karşı daha fazla duyarlılar. Hayat bilgilerini, felsefi bilgilerini daha iyi geliştirmiş durumdalar.
    İşlerini de, güçlülere bırakmadan, çalışarak kendileri hallediyorlar. Önceki nesillere göre de İngilizce, Almanca, Fransızca dillerini daha güzel ve akıcı konuşuyorlar. Müziğe, güzel sanatlara daha fazla zaman ayırıyorlar. 
    Bu gençler eski kuşaklara göre de daha bilgili, daha anlayışlı, daha demokrat ve sosyal yönleri daha gelişmiş kişiliğe sahipler. Çoğunun ebeveyni üniversite mezunu olduğundan, yaşamları da genellikle daha düzenli, daha özgüvenli ve daha kaliteli.
    Sosyal ağlar üzerinden ulusal ve uluslar arası düzeyde insanlarla kolaylıkla ilişkiye girebiliyor ve onlarla daha çabuk irtibat kurmayı becerebiliyorlar.
    Doğayı seviyor, çevreyi kirletmemeye özen gösteriyor, ormanını, dağını, taşını, merasını, toprağını, kurdunu, kuşunu özveriyle kucaklamayı biliyorlar.
    Saydığım tüm bu nedenlerden dolayı Z kuşağının, yeşili seven, özgürlüğü, demokrasiyi savunan, kültürlü, liyakatli ve çağdaş partilerde görev alan siyasileri destekleyecekleri apaçık ortada.
    Bu gençler asla ve asla insan haklarını ihlal eden, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışan, halkının yarınlarını yoksullaştıran, dini duygularını sömüren ve yönetimlerinde ehil olmayan kişileri istihdam eden partilere oy vermeyeceklerdir.
    Sonuç olarak; Z kuşağı, ülkemizin 6-7 milyon nüfusunu oluşturması nedeniyle önümüzde yapılacak genel seçimlerde hangi partiyi desteklerlerse, o parti iktidara gelecektir. Z kuşağını göz ardı eden kaybeder. Benden söylemesi..

    YORUMLAR

    • 0 Yorum