• Reklam
Mehmet Asil YILMAZ

Mehmet Asil YILMAZ


YEŞİL ALANLAR BİR ÜLKENİN KÜLTÜR YAPISINI GÖSTERİR

05 Ekim 2021 - 12:58

Yazılı ve görsel basında bugünlerde Central Park'tan söz edilir oldu.
Nedenini araştırınca gördüm ki Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy ile Ticaret Bakanı Mehmet Muş, bu parkta sabah yürüyüşlerini yapmışlar.

Ne mutlu onlara görevli gittikleri New York'ta onca işleri arasında vakit bulmuşlar da Amerika'nın en büyük şehir içi partı Central Park'ta yürüyüşlerini yapabilmişler.


Duyumlarımıza göre bakanlarımız Central Park'ta tazecik, el değmemiş ve kirletilmemiş oksijeni içlerine çekerek, güzellik kaynağı yeşilliğin, ormanın tadını çıkarmışlar.
Keşke İstanbul’da, Ankara'da veya İzmir’de yaşayan insanlarımız da özlemini çektiği, hasret kaldığı, kültürle ve sanatla bürülü, aynı yeşillikteki parklarda temiz temiz havasını içine çekerek benzeri yürüyüşler yapabilseler.
Bizim parklarımız  ziyaretçilerine boz boz, üzgün üzgün bakarken Central Park  ise ziyaretçilerine yeşil yeşil bakıyor.
Niye?


Umarım sayın Bakanlar, Central Park yürüyüşleri sürecinde sohbet ederken "niye ülkemizde bizim de böyle donanımlı, cennet görünümlü geniş yeşillik alanlara sahip bir parkımız yok" diyerek birbirlerine sormuşlardır.

Ancak bizimkiler yıllardır kıyıda köşede, kenarda, sağda solda boşlukta, ressamın çizdiği tablolara benzeyen pek çok güzel ve bakir alanlarımızı imara açarak her santimetrekaresine onlarca katlı binalar dikiyor. Dikilmelerine izin vererek    insanlarımızı yeşile hasret bırakıyor.
Yeşilliklerin betonlaşmasından dolayı; Central Park'ta iki bakanımızın aldığı kaliteli ve temiz soluğu bizim halkımız kolay kolay alamıyorlar.
Dileğim o ki, umarım sayın Bakanlar yurda döner dönmez Central Park'ın    aynısı olmasa bile benzerini İstanbul'da, Ankara’da, İzmir’de veya Adana’da hayata geçirirler.


New York çok kalabalık bir şehir. Bu şehir, dünyanın dört bir yanından kaçak yollardan gelen insanlarla dolmuş taşmış. Bu göçler şehrin nüfus yoğunluğunu  artırmış. Bu şehrin gecesi veya gündüzü hep cıvıl cıvıl ve de hareketli.
Bu şehirde trafik yoğun, gürültü yoğun, kapkaççı yoğun, sarhoşlar yoğun, stresli  insanlar yoğun, sevda yoğun, hüzünler yoğun, hareketlilik  yoğun.
Velhasıl  herşey yoğun.
Hafta içinde veya hafta sonu şehrin karmaşasından kaçan insanlar, huzur bulmak için Central  Park'a koşarlar.

Gelelim tarihi Central Park'ı tanımaya:
Central Park, New York’un Manhattan semtinde 1857 yılında 3 bin dönümden fazla  büyüklükte, Ankara Gazi Orman Çiftliği gibi bataklık bir arazi üzerine  kurulmuş. Dikkatinizi çekmek isterim çünkü Amerika savaş yıllarında ve alanlarında savaşırken bile yeşilin değerini önemsemiş ve özenle dünyanın en güzide parkını inşa etmeyi başarmışlar. Parkın yapımı da yaklaşık 10-12 yıl sürmüş.

Yeşillik alanlar bir ülkenin kültür yapısını, betonlaşma da o ülkenin geri kalmışlığını gösterir.
Central Park cennet gibi görünümüyle ve huzur verici özelliğiyle mükemmel bir konuk evi.
Parkın etrafında onlarca yüzlerce lüks evler, lüks gökdelenler, işyerleri varken hiçbir güç, hiçbir başkan bu alanı imara açmayı düşünmemiş.

Parkta oturma grupları aletler fabrikasyon değil, her şey el yapımı.
Her şey doğal ve yerli yerinde güzelliklere bürülü duruyor. New York'un sembolü Central Park'ın içinde ayrı ayrı türlerden onbinlerce ağaç dikilmiş ve farklı farklı  türlerden de çok çeşitli sayıda bitkiler ekilmiştir.
Parkın içinde yine çok sayıda Amerika’ya, Amerikalılara hizmet etmiş insanların    heykelleri  bulunmaktadır.
Parkın içinde ayrıca göller, köprüleri, su kemerleri, yürüyüş alanları, spor alanları, buz pisti, bisiklet yolları, çeşmeleri, tuvaletleri, konser salonları, tiyatro-sinema salonları var.
Onlarca  hayvan türlerinin  barınabileceği hayvanat bahçesi mevcut. Mısır'dan getirilmiş Dikilitaş var.

Bu parkı yılda 30 milyondan fazla insan ziyaret ediyor. Bu parkta yok yok. 

Darısı bizim başımıza..

YORUMLAR

  • 0 Yorum