Mehmet Asil YILMAZ

    Mehmet Asil YILMAZ


    AŞI BİLİMSEL BİR MÜCEVHERDİR

    17 Eylül 2021 - 10:09

    Virüs; diğer hastalık gruplarına nazaran konukçularına en fazla zarar veren, nispeten kolay ve hızlı bulaşarak yayılan en tehlikeli hastalık yapıcılardan biri olarak tanımlanır.
    Virüs tek hücreliden tutunuz da file kadar her canlıyı hastalandırıp, öldürebilecek güce sahip bir mikroptur.

    Bugüne kadar hiçbir bilim insanı bakterilere ve funguslara (mantar) karşı kullanıldığı gibi virüslere karşı da kullanılabilecek etkin bir ilacı keşfedememiştir.
    Bilim insanları sadece koruyucu özelliği taşıyan aşılar bulabilmiştir.


    İnsanoğlu 1918 yılına kadar ölümcül bir virüs hastalığının salgını ile karşılaşmamıştı. Bu korkutucu ve tehlikeli hastalığa ilk olarak savaş sırasında askerlerde rastlanmış ve İspanya basınından da dünyaya salgın bir virüs hastalığı diye duyurulunca, bu virüs vakasına “İspanyol  Nezlesi” veya “İspanya Gribi” adı verilmiştir.
    Bu salgın virüs hastalığı yüzünden 1918 - 1922 yılları arasında 100 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetmiştir.

    İnsanlık İspanyol Nezlesi’nden bir asır sonra ise onun bir benzeri ama daha tehlikeli ve saldırganı olup, ondan daha hızlı yayılabilen bir virüs hastalığıyla karşı karşıya gelmiştir. Virüs partiküllerinin taca veya çelenge benzemesi nedeniyle bu virüse bilim insanları “Corona” adını vermiştir.
    Yapılan araştırmalara göre bu virüs grip, nezle, sars ve mers virüslerinden daha bulaşıcıdır. Korona virüsünün diğer virüslere göre çabuk bulaşması ve ortamda da daha uzun müddet kalma özelliği Tütün Mozaik Virüsü’ne (TMV) benzemektedir.
    TMV, dünyada ilk keşfedilen ve bugünlerde dahi yetiştirdiğimiz birçok önemli bitkiyi enfekte (hastalandıran) eden bir virüstür. TMV sadece bitki hücrelerinde çoğalır. İnsan ve hayvan hücrelerinde çoğalma özelliği yoktur.

    Korona ise birçok hayvan türü ile insanları infekte eden bir virüstür. Ancak bitkileri infekte edemez ve bitki hücrelerinde çoğalamaz.
    Her virüs kendini kopya etmek suretiyle çoğalıp, bir hücreden diğer hücrelere yayılmak ister. Bu çoğalma sırasında virüs hem kendi hem de konukçu hücreye ait organelleri ve enzimleri kullanmak zorundadır. Bu enzimlerden en önemlisi replikasyonda (kopyalanmada) kullanılan virüse ait bir enzimdir (protein).
    Fakat bu enzim bazen virüsün genetik maddesini yani RNA’sını kopyalarken hata yapabilir. Bu hatalara mutasyon denir. Bu mutasyonlar çoğu zaman virüse ve konukçuya pek bir fayda veya zarar vermez. Bu mutasyonlara ‘silent’ yani sessiz (veya önemsiz) mutasyonlar denir.
    Ancak bazen, özellikle konukçu (mesela hasta insan) hücreleri bu virüse karşı güçlü bir savaş açtığı zaman, virüste kendini koruyabilmek veya adapte olmak için, daha önemli ve gerekli mutasyonlara sebep olur.
    İşte bu yüzden korona virüsü de doğal olarak birçok mutasyona uğramış ve insan hücrelerinde daha hızlı  ve etkili bir şekilde çoğalmak için (adaptasyon için) yeni genetik materyali (ki bunlara ‘variant’ yani çeşit denir) oluşturmaya başlamıştır.
    O yüzdendir ki ilk korona virüsünden hemen sonra insanlarda daha iyi bir şekilde çoğalabilen ve insandan insana daha etkili bir şekilde yayılabilen değişik ve yeni virüs ‘variant’ veya ‘çeşitleri’ görülmeye başlanmıştır .
       
    Virüslere en hızlı ve etkili mücadele etmek sadece aşı ile mümkündür. Aşı hem insanlar hem de hayvanlar için her gün kullanılan ve virüsleri etkisiz hale getirmek için en etkili bilimsel bir ‘mücevherdir’.
    Aşı yapımı çeşitli şekilde olmasına veya yapılmasına karşın genelde etkisiz hale getirilmiş virüs, aşı dozu olarak kullanılır. Mesela Çin bilim insanlarının ürettiği Sinovac tamamen bu klasik metotla, yani çoğalamayan ve ölü olan Covid virüsünü kullanarak geliştirilmiştir.
    Fakat, bu günlerdeki bilimsel gelişmeler bu metottan daha da etkili ve hatta daha güvenli olan metotlar geliştirdiler.
    Örneğin, şu günlerde kullanılan Moderna ve Biontech (Pfizer) aşıları bilimsel en yeni metot olan mRNA teknolojisi ile üretilmiştir. Bu metot da etkisiz hale getirilmiş tüm virüsü kullanmak yerine, virüse ait bir geni, özellikle insan hücresini tanıyan ve yapışan ‘spike protein’ leri üreten geni, kullanıp insanlara aşı olarak verilmektedir.
    Böylece bu aşı sayesinde insan hücreleri daha virüs gelmeden önce virüsün bu proteini tanıyacak ve etkisiz hale getirecek antibodileri üretip virüse karşı hazır bir duruma geçerler.
    Şu anda piyasada mevcut ve kullanımda olan tüm aşılar Covid hastalığını önlemede çok etkilidir ve kesinlikle kullanılmalıdır.
    Özellikle herhangi bir kronik hastalığı olanlar, 65 yaş ve üstü ve ‘immune deficent’ olan (bağışıklığı yeterli olmayan) her insan korona virüsüne karşı aşı olmalıdır. Aşıdan başka bu insanları korumak için etkili hiç bir ilaç şuan mevcut değildir.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum