Çalışmayanın canını sıkacağım ona göre!

İzmir'in Gaziemir Belediye Başkanı CHP'li Halil Arda ile sohbetimiz sürüyor. Başkan Arda, çalışanlara seslendi: çalışmayan adam, çalışanın da hakkını yememiş olacak yani. Motive etmek için 15 aydır çok büyük çaba sarf ediyoruz. Para olarak da gerekeni yaptık. Bundan sonra onların bileceği iş. İşlerini keyifle yapsınlar.



2. BÖLÜM

 
* Bugüne kadar ki yaptığınız projeler içinde ilk 5'e sayarsanız hangileri olur? Birinci herhalde çöp devrimi.
 
* Evet çünkü çöp 6.5 milyon liralık bir yatırım. Belki bir daha belediye başkanlığı sürecinde tek kalemde o kadar büyük bir yatırım olamayacak. Tek kalemde 6.5 milyon. Ne dedik zaten koyduğumuz bir hedef vardı. Tasarruf.
19 tane taşıt aldık. Şimdi ne oldu? Çok basit bir örnek söyleyeyim. 637 bin lira ilk hak edişimiz nisan ayında oldu. 8 Nisan'da mart hakedişi geldi taşeronun. 637 bin lira. Biz kamyonları aldık 6.5milyona. 193 bin lira kredi taksidi ödüyoruz. 450 bin lira aylık tasarruf. 1 Şubat'ta toplu sözleşme imzaladık. Kanun hükmünde kararname ile taşerondan bize geçen160'a yakın temizlik işçisini -asgari ücretle çalışıyorlardı- 1 Temmuz'dan itibaren DİSK ile yaptığımız toplu sözleşmeye dahil ettik. Bu ay itibariyle 2 gün önce maaşlarını aldılar. 2300-2400 lira alan adamlar 4000-4500 lira oldu.
 
* O zaman birincisi çöp devrimi, ikinci zam mı diyelim?
 
*Tabii ki yani o tasarruf, işçinin cebine girdi. Şimdi bazıları diyor ki 4-5 bin lira maaş çok. Yahu piyasa belli, peynir olmuş 60 lira. Neyi çok arkadaşım? O yüzden bu bir numaralı yatırımımız. Hem parasal anlamda hem büyük bir yatırım hem de işçilere döndü bu para. O yüzden keyifle çalışıyorum ama ben de çalışmayanların canını sıkacağım onu da söyleyeyim. Yani öyle yağma yok.
 
* Nasıl tespit edeceksiniz çalışmayanı?
 
* E müdürleri tespit edecek ben değil. Müdürleri, başkan yardımcıları tespit edecek.
 
* Denetim mekanizması olacak mı?
 
* Tabii ki. Ben DİSK ile sözleşme imzaladım. DİSK ile sözleşmeyi imzalarken onlara söyledim. Çalışanın hakkını koruyacaksınız. Yarın öbür gün çalışmayan ile ilgili bir tasarrufta bulunurken karşıma gelmeyin. Siz onları çalışmaya teşvik edeceksiniz. Denetimi siz kuracaksınız. O yüzden çalışmayan adam, çalışanın da hakkını yememiş olacak yani. Motive etmek için 15 aydır çok büyük çaba sarf ediyoruz. Para olarak da gerekeni yaptık. Bundan sonra onların bileceği iş. İşlerini keyifle yapsınlar. Bu alanda bu çok büyük bir proje ve sonraki süreçte biz taşerona olan borçlarımızı da kapattık. Sadece taşerona değil, 2019 sonu itibariyle piyasaya olan bütün borçlarımızı kapattık.



Ne yaptık başka? Geri dönüşüm yaptık. Bir yatırım değil aslında ama kaynak yaratma anlamında ilk defa Gaziemir'deki geri dönüşüm atıklarını toplayan firmalardan ben para alıyorum şu an. Bugüne kadar alınmamış bir şey. Dolayısıyla yani burada ilk bir yıllık gördüğümüz hedefte tasarruf demiştim. Tasarrufu yapıyoruz.
Kamusal alanları genişletme demiştik. Taşerondan kurtulma demiştik. İdari bir devrim demiştik. Mali anlamda kaynak yaratmak. Bizim kaynağa ihtiyacımız var. Ben şimdi bu ay mesela maaşları ödedim. Önümüzdeki ay çok büyük bir sıkıntıya girebilir. Ben 15 aydır işçinin, memurun maaşını asla aksatmadan takır takır ödedim. Ama bu son geldiğimiz süreç. Benim şimdi net maaşlarının yarısından daha azını İller Bankası gönderdi. Yani ülkenin ekonomisinin bozulması, vergi tahsilatlarının düşmesi bizim de genel bütçeden aldığımız payı düşürüyor. Bu anlamda bu yarattığımız şeyler, yeni kaynaklar bizim elimizi güçlendirdi. Bu süre içerisinde ilk defa yaptığımız bir ihale daha var. Yani ben sayılarından gitmiyorum ama giysi atıklarıyla ilgili yaptığınız bir ihale var. Daha önce bunlar hep bedelsiz verilmiş şeyler. Yaklaşık 220-230 bin lira civarında ekstra bir kaynak yarattık.



Sosyal Market projemiz bizim çöp kamyonlarından sonra ikinci projemiz.
Ondan sonra Porta Kafe diye bir inşaata başladık şu anda. Porta Kafe belediyenin işleteceği bir kafe ama aynı zamanda Porta kafenin içinde yaklaşık 16 tane mutfağımız var. 16 kişinin aynı anda üretim yapacağı, eğitim alacağı bir mutfak atölyesi. Üretici kadınlar kooperatifimiz var. O kooperatifteki kadınların çalışacağı hem belediye kafelerinde satılacak şeyleri üretecekler hem belki bir tık ötesi catering hizmeti verebiliriz başka yerlere. Orada yemek kursları düzenlemeyi düşünüyoruz. Yani ben geçen gün gördüm lokantanın biri aşçı arıyor. Kadınlar bir sürü şey yapıyorlar ama gel profesyonel bir aşçılık yap desen eli ayağı dolaşır. Orada profesyonel eğitimle hem üretim hem eğitim. Aynı zamanda o marketçi kafenin içerisinde ön tarafında zeytin evi diye bir satış bölümümüz olacak. Orada da üretilen şeylerin ayrıca perakende satışı da yapılacak. Porta kafede bu anlamda büyük bir projemiz.
En büyük projelerimizden birisi Gaziemir'deki futbol sahası. Spor sahamız var, oranın yenilenmesi. Burası 14 yıl önce benim İl Genel Meclisi üyeliğinde Plan Bütçe Komisyonu başkanlığında benim ayırdığım bir kaynakla yapılmış bir tesisti. 14 yılda çok yıprandı. Festival alanının bitişiği. Orası bize ait. Orasını yeniliyoruz şimdi. Yaklaşık 3 milyon liralık bir yatırım. Büyükşehir'le yaptırıyorum. Bütün her şeyin hazırlığını yaptık. Temmuz ayı meclisinde Büyükşehir Belediye Meclisi'nden oybirliğiyle bu karar çıktı. Orayı yeniliyoruz. Bu da bizim projemiz. Kaynağını büyükşehir sağlıyor ama bütün takibinin hazırlığını yapan biziz. Dolayısıyla kaynağı kimin değil, nereye yapıldığı, kimin faydalanacağı önemli. O da bugün yarın ihale ile yapılacak bir proje, dosyası hazırlanıyor. Futbol sahası, sentetik çim konteynerini etrafı tartan pist, yürüyüş parkuru yapılıyor. Şu an çok kötü durumda.
Başka neler var derseniz? Mesela burada bu cadde üstünde belediyemize ait bir kafe var. Yaklaşık 20 yıldır aynı kişi tarafından işletilmiş. Kamusal alanların genişleteceğiz diyorum. Orayı ben işletmek istiyorum belediye olarak. Kiracıyı biz oradan çıkardık. Bir hukuki süreç var. İtiraz ettiler. Halbuki biz yasal olarak bütün tebligatlarımızı zamanında yaptık. Bir başkasına vermeyi düşünmüyorum. Öyle bir niyetim yok. Öyle olsaydı aynı arkadaş devam ederdi. Onunla da ilgili bir problemimiz yok kişisel olarak. Orasını da belediye olarak işletmek istiyorum.
 
* Peki kar ediyor mu buralar? Mesela kira geliri mi daha fazla olur, işletme mi daha fazla kar getirir?
 
* Birincisi, faydalanan insanlara katkısına bakmak lazım. Kiralandığında 5 liraya çay içiliyor. Ama ben işlettiğimde 1 liraya içilecek. Vatandaş, belediye güvencesiyle fiyatını bildiği bir mekanda rahat rahat oturacak. Self servis olacak. Gidecek kendisi parasını ödeyecek, alacak, oturacak, içip gidecek.
 
*Yani kalkıp da ben oraya işçi dolduracak değilim diyorsunuz.
 
* Yok asla. Ben mali müşavirim. Yani o kar-zarar dengesini hep gözeteceğim. Buraya yük olmayacak para da kazanacak. Tamam öyle devasa paralar kazanmasın. Amaç zaten para değil. Ben kaynak yaratacağım yerlerden yaratıyorum. Ama burada kamusal faydaya bakıyorum. Kamusal fayda için para kısmına bakmıyorum ama asla zarar da ettirmem. 1 lira değilse 1.5 liraya satacağız çayı. Ama orası zarar etmeyecek.
Tarihimize de sahip çıkmak anlamında Rumlardan kalan bir taş binayı kamulaştırmak amacım var. 2 milyon 800 bin lira. Hepsi bunların pandemi öncesi oldu. 15 aylık belediye başkanıyım, 5 aydır pandemi ile mücadele ediyoruz. Onu geçtim 10 aylık belediye başkanıyken hemen 10 milyonluk yatırım yaptık. O 10 milyonluk yatırımı birer milyonluk 10 tane projeye yaysaydık belki göze farklı görünürdü. Ama bizim yaptığımız yapısal bir devrim. Yani çöp kamyonları ile ilgili şey yapısal bir devrim. Şu anda diğer belediye başkanı arkadaşlarla konuşuyorum. Kıskanıyorlar... Yani Menderes, Buca taşerona, çöp taşeronlarına borçları var. Onlar da dönüştürmek istiyor. Çünkü aklın yolu bir. 10 aylık hakediş parasıyla 19 tane sıfır kamyon alıyorsun. Bana diyorlar ki, bunun tamiri ne olacak? Lastiği ne olacak? Her yıl ben 19 tane sıfır kamyon alsam 2 ay yine tasarrufumuz var. Önemli olan senin yaptığın tasarruf. 450 bin lira tasarruf yapıyorsun çarpın 12 ile 5.5 milyon eder. Bu işçinin cebine gidiyor ama önemli olan sağlanan fayda ve o faydadan kimlerin yararlandığı. Taşerona giderken işçi 2300 lira alıyor. Taşeron ordan kendi karını alıyor, kendi vergisini ödüyor. Şimdi direkt işçiye faydası var. Tabii bu neyi getiriyor beraberinde müthiş bir şekilde iş talebini.
Herkes belediyeye girmek istiyor. Temizlik işine girmek istiyor. 4 5 bin lira maaş alıyorsun. 5 bin 200 lira maaş aldıysa bunu piyasada bulma şansı yok. Bu yüzden şimdi insanlar diyorki: Hiç önemli iş değil çöpçülükte de bu çalışırız. Yeter ki paramızı alalım.


 
Yukarıda bahsettiğim Rumlardan kalan evi kamulaştırdık. 1800 metrekare bahçesi olan 2 katlı bir taş bina. 2 milyon 800 bin lira verdik. Şimdi oranın restorasyonunu yapacağız. Restorasyonu yaptıktan sonra bir edebiyat evi, bir kültür evi olarak burasını kullanmak istiyoruz. Çok da güzel bir bahçesi olacak. Bizim eski tren istasyonunun bitişiğinde istasyon binası ile birlikte bir bütünlük sağlayan alan. Orası da benim için çok büyük bir yatırım para anlamında. Bunun dışında devam edersek bir dil merkezi açmak istiyoruz. Yerimiz hazır, projemiz hazır. İnşaat ruhsatımız tamam. Şu anda makineyi sokup temelini kazabilecek durumdayız. Ama orayı nasıl yaptırırız, parasını, kaynağını bulmaya çalışıyoruz. O yüzden Büyükşehir Belediye Başkanımız’I konuk ettik.
Dil merkezi için düşündüğümüz yere şu anda kazma vurulacak. O binayı dil merkezi yapmak istiyoruz. Yani Gaziemir ile ilgili baştan beri söylediğimiz her gencin bir dili iyi şekilde konuşmasını hayal ediyoruz. Dil kursları açmak istiyoruz. Bizim vizyonumuz ona uygun Gaziemir olarak.
Hep söylüyorum tekrar olacak belki ama köyümüz yok, tarımımız yok, tarımsal ürünümüz yok, arkeolojik kalıntımız yok, denize kıyımız yok. O yüzden bizim dinamiklerimiz farklı, diğer ilçelere benzemiyor.
YARIN: HATA YAPMA LÜKSÜM YOK