Tutmadı oynadığınız oyun, tutmadı!

    AK Parti İzmir teşkilatı kurucularından işadamı Tahsin Güzel, son gelişmeleri yorumladı. İşte o yazı..

    Tutmadı oynadığınız oyun, tutmadı!
    22 Aralık 2021 - 12:39 - Güncelleme: 22 Aralık 2021 - 12:55
    EURO VE DOLARLARI SOL CEBİNİZE KOYUN…

    Kabine sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülke ekonomisi üzerine yaptığı açıklamalar adeta bir şiir dinler gibi mest etti beni. Etkisinden ve biraz da hainlere sitemimden olsa gerek, kafiyeli iki satır ile başlayayım dedim yazıma…

    Muharrem İnce’nin tabiriyle her seçimde “çıkıp çıkıp yenilen” CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanına, "ABD Başkanı Biden bile seçimlerde seni kurtaramayacak" diye ibretlik bir söz sarf etmişti.. O ibretlik söze karşılık geçen hafta ‘Cumhurbaşkanını Türk halkı kurtarır da seni ve Biden’ı kim kurtaracak Kılıçdaroğlu?’ başlıklı bir yazı yazmıştım.

    O yazımı okuyan bazı fanatik siyasetçi ve "tabela Atatürkçüsü" olan müzmin Tayyip Erdoğan düşmanı kişiler, dövizden ve asgari ücretten dem vurarak sınır koymadan beni eleştirmişlerdi. O küçük beyinlilere söylenecek çok sözüm var lakin onların seviyesine inmeyeceğim ve bu zihniyetlerin ekmeğine yağ sürmeyeceğim.
    Yıllarca kendilerini bu devletin tek sahibi sanan ve kendileri gibi düşünmeyenleri ikinci sınıf vatandaş gören bu zihniyetlerin tek amacı istikrarı bozmak, geçmişte izlediğimiz entrikalı filmleri tekrar devreye sokmaktır, ama bu halk onların oyununa gelmeyecek.
    Bu zihniyetler merhum Erbakan hükümetlerine de aynı oyunları oynamışlardı, hazır kıta sözde sivil toplum örgütlerini, basın yayın kurumlarını devreye sokmuşlardı. Meşhur beşli çete ile patronlar kulübü TÜSİAD, bu entrikacıların en büyük destekçileri arasındaydı.

    Bugünde iktidar namzeti CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun halkı sokağa çağırması, devletin her tür nimetini yedikleri halde üreterek kazanmaktan ziyade faaliyet dışı gelirlerle servet üstüne servet yapanlar kulübünün hükümete aba altından sopa göstermelerinin amacı ülkenin bekası için falan değildir!

    Sosyalist, aynı zamanda emekçiden, köylüden, işçiden yana bir partinin genel başkanının işçiyi, emekçiyi sömüren, sermaye sahibi patronlar kulübü burjuvalarla birlikte hareket etmesi şirazenin kaydığı anlamına gelir. 

    Altı ok’un yanına bir ok da ben ekleyeyim: ‘PATRONCULUK’… 

    Maalesef ülkenin menfaatine, yol gösterici ve çözüm odaklı çaba sarf eden bir muhalefet yok karşımızda.
    “Bu iktidar dünyanın en iyi işini de yapsa alkışlayacak değiliz” diyen bir anlayışın geldiği nokta kendi ilkelerinden ve ideolojilerinden sapma noktasıdır! 

    Kılıçdaroğlu’nun ekonomiyi düzeltecek reçetesi(!): “Sandık geldiği an döviz düşer”, “Biz iktidara gelince faiz de düşer, dolar da düşer.”, “Güven verdiğiniz andan itibaren her şey çözülür.”

    Allah aşkına kim sana neden güvensin?
    aşarı hikâyen nedir?
    SSK’yı batırmanın, kaset kumpası marifetiyle koltuğa oturmaktan gayri bir hikâyen mi var?

    Oturun da halinize yanın…

    Kılıçdaroğlu’nun TBBM’de yaptığı el hareketi, Devletin başkanına hasta adam demesi, sokaklardan medet umması, döviz kuru yükseldikçe avazı çıktığı kadar bağırması seçim yok zamanında yapılacak denildiği halde seçim şarkısı söylemesi de işe yaramadı…
    Yaramayacak da...

    YORUMLAR

    • 0 Yorum