• Reklam

Sistemden beslenenler sistemi değiştiremezler

Sanayici yazar Tahsin Güzel, bürokrasi, adalet ve yeni hukuk reformunu yazdı. İşte o yazı...

Sistemden beslenenler sistemi değiştiremezler
26 Kasım 2020 - 20:20
SİSTEMDEN BESLENENLER
SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEZLER

Ülkemizin en önemli problemi, halen devam eden vesayet sistemi ve onun tetiklediği bürokrasidir.
Yaşanan her tür olumsuzluğa kapıyı açan da bu sistemin ta kendisidir…
Herkes bu sistemden şikayetçi olur ancak bu sistemle vücut bulunulduğu yahut seçildiği, mevki ve makam sahibi olunduğu içinde değiştirme ihtiyacı duymazlar, duymazlar çünkü sistemi değiştirmek işlerine gelmez.
Zaman zaman gündeme getirilir: Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunları,kayıt dışı ekonomi, usulsüzlük, yolsuzluk, kayırmacılık ve adaletteki adaletsizlik denilir, top yekûn bir revizyondan söz edilir ama lafta kalır.
Eksiksiz 40  yıldır bu sistemi ben de eleştiriyorum ve işin içinde devlet ve milleti ilgilendiren konular var ise, şartlar ne olursa olsun, gözümü budaktan sözümü dudaktan esirgemeden her platformda tepkimi gösteriyorum.
Eleştirmeye de devam ediyorum..
Ayrıca ihtisas alanım olan ve yirmi senede  idarecilik yaptığım, kamu kurumu nitelikli kurum ve kuruluşlarda gördüğüm usulsüzlük ve yolsuzlukları da ağır bedeller ödesem de  gazetecilik adına, her yiğidin harcı olmayan cesareti göstererek yazıyor ve kamuoyu ile paylaşıyorum.
Bununla da yetinmiyorum…
Cesur, usta gazeteci arkadaşım Ahmet Tübcel’in moderatörlüğünü yaptığı, kamu erkini ikbali için kullananların korkulu rüyası olan “Temizeller” programında çıkıp anlatıyorum..
Ddaha önce Kanal Avrupa’da, 1.5 yıldır da Time35 televizyon kanalında her cuma saat 20.30’da yayınlanan programda; sistemden beslenenleri, seçildikleri için kendilerini kanunların üstünde gören ve kendilerine dokunulmaz sananları sınır koymadan kamuoyu önünde eleştiriyorum..
Ben eleştiriyorum onlar dava açıyor, ömrüm mahkemelerde geçiyor.
Kamu görevi olarak yaptığım gazetecilik için çevremdeki dostlar bana “mahallenin delisi” deseler de sistemden beslenen bazı sülüklerin yaptıklarını yanlarına kar bırakmamışımdır..
En basit örnek mevcut sistemin büyüttüğü TESK’in haşmetli krallarının aldıkları yüksek kıdem tazminatları, hak etmedikleri halde yıllarca aldıkları kıyak emekli maaşlarının geri alınmasını..
İzmir’in medarı iftiharı esnafın alın teriyle kurulmuş BESAŞ’ın hisse alım satımlarıyla içinin boşaltılarak 121 milyon ABD Doları zarara uğratılmasının hesabının sorulmasını..
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde yaşanan usulsüzlükler…
Bunları ekran üzerinden kamuoyuna taşıdık.
Temizeller ekibi olarak en son CHP’li İzmir Menemen Belediyesi’ndeki dudak uçuklatan yolsuzluğu ilk olarak biz korkusuzca kamuoyu ile paylaştık.
Gerisi çorap söküğü gibi geldi ve başta belediye başkanı olmak üzere 11 kişi tutuklandı.
Neresi olursa olsun bildiğimiz, gördüğümüz ve duyduğumuz tüm usulsüzlükleri kamuoyunun gündemine taşımaya devam edeceğiz.
Şahsen yakaladığım tüm usulsüzlüklerin üzerine bıkmadan ve usanmadan gittiğim için ömrüm mahkemelerde geçiyor geçmesine de beni asıl üzen alenen deliller, raporlar olmasına rağmen davaların uzadıkça uzamasıdır.
Örnek mi?
BESAŞ’ın hileli hisse satışı nedeniyle içerisinin boşaltılması…
ANMASAN, ESBİR, BESAŞ, ANMASAN MADENCİLİK, TÜTSAB şirketlerinin, şirketlerin yöneticisi 43 kişi tarafından zarara uğratıldığı Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından raporlarla tespit edilmesine rağmen dava hala sürüyor.
Düşünebiliyor musunuz bu şirketlerin içerisi boşaltılırken yöneticileri olan Mehmet Ali Susam ve mevcut İzmir Esnaf Birlik Başkanı Zekeriya Mutlu ve şirketin hukuk müşaviri olan ve bu şirketlerde büyük hissesi bulunan avukat Özcan Tokuş, İzmir Vergi Rekortmeni oluyor!
Bu bile başlı başına bir delildir!
Ama mahkeme hala olayı bilirkişiye havale ediyor.
SPK gibi bilirkişi mi var Allah aşkına?
Dedim ya, sistemden şikayetçi olanlar, işbaşına geldiklerinde sistemi hiç eleştirmezler...
“Demokrasi aşığı” ve “adaleti devletin temeli” sayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na onlarca belge gönderdim,..
ANMASAN, ESBİR, BESAŞ, ANMASAN MADENCİLİK, TÜTSAB şirketlerinin, şirketlerin yöneticisi 43 kişi tarafından zarara uğratıldığını yazdım…
Netice? Derin bir sessizlik…
Neden? Çünkü dosyanın baş aktörü CHP eski Milletvekili Mehmet Ali Susam!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yargıda yeni dönem reformuna daha içerik yokken onlarca eleştiri sıralayan, yandaşları mağdur iken hukuku eleştiren, davaların uzadığından şikayetçi olan Kılıçdaroğlu,17 Kasım 2020 günü partisinin grup toplantısında, “Adaletin dibe vurduğunu, adalet kurumuna güven kalmadığını, hâkimlerin, savcıların belli odaklardan talimat almadan karar vermediklerini” söyledi…
Ben de kendisini, bu ilkeleri doğrultusunda ANMASAN, ESBİR, BESAŞ, ANMASAN MADENCİLİK, TÜTSAB şirketlerinin, şirket yöneticileri tarafından içerisinin boşaltılmasıyla ilgili davayı gündeme almasını ve kamuoyuyla paylaşmasını bekliyorum.
Haydi bir yiğit görelim.
Yiğitlerin! Görmek istemediklerini deşifre etmeye devam edeceğim, durmak yok.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum