'Binalar, sıvılaşma olan yerlere inşa edilmiş'

    İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Kahramanmaraş merkezli her iki depremde de sıvılaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle özellikle Antakya ve Gölbaşı gibi yerleşimlerde hem can, hem de mal kaybı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Demek ki sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Depremin suçu yok. Suç bu yanlış işlerin altına imza atanlarda" dedi.

    'Binalar, sıvılaşma olan yerlere inşa edilmiş'
    13 Şubat 2023 - 11:48 - Güncelleme: 13 Şubat 2023 - 11:59
    Türkiye'nin Doğu, Güneydoğu, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Büyük yıkımlar ile binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan depremler sonrası bölgelerde arama- kurtarma çalışmaları ise sürdürülüyor.



    Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, afet bölgesine Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak ve DEÜ-DAUM'dan öğretim görevlisi Dr. Özkan Cevdet Özdağ, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Karabacak ile giderek incelemelerde bulunuyor. Kendisi de Hataylı olan ayrıca bazı uzak akrabaları göçük altında kalan Prof. Dr. Sözbilir, yıkımda sıvılaşmanın etkisini vurgulayıp, "Sıvılaşma, zeminin sarsıntı sırasında taşıma gücünü kaybetmesi olarak tanımlanabilir. Eğer zemin 'alüvyon' dediğimiz, henüz suyunu kaybetmemiş, diyajenez sürecini (taşlaşma-taş haline geçme) tamamlamamış ise, yer altı suyu seviyesi 0-10 metre arasındaysa ve kum-silt boyutundaki malzemeden oluşuyorsa o bölgede sıvılaşma tehlikesi var demektir. Normalde bu tür zeminler üzeri imara açılmadan önce jeolojik-jeoteknik etütlerle belirlenir" dedi.



    Sıvılaşma tehlikesi olan zeminlerin üzerine doğrudan bina yapılamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, "Bu nedenle öncelikle sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmalıdır. Kahramanmaraş merkezli her iki depremde de sıvılaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle özellikle Antakya ve Gölbaşı gibi yerleşimlerde hem can ve hem de mal kaybı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Demek ki sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Yani depremin bir suçu yok. Suç bu tür yanlış işlerin altına imza atanlarda" diye konuştu. 



    SIVILAŞMA NEDİR?
    Zemin sıvılaşması ya da zeminde sıvılaşma yeraltı su seviyesi altındaki tabakaların geçici olarak mukavemetlerini kaybederek, katı yerine viskoz sıvı gibi davranmalarıdır. Sıvılaşma, deprem gibi dinamik yüklemeler altında, gevşek daneli zeminlerde (kumlu-siltli zeminler) görülen bir olaydır.

     

     

     


    YORUMLAR

    • 1 Yorum
    • Prof. Dr. Ömer Aydan
      1 yıl önce
      Tamamen saçma. Sıvılaşmayı bilmeyen deneysel olarak çalışmamış birisinin ahkam kesmesi sadece ve sadece saçmalıktır ve kör cahil demektir. Eğer tüm binalar Türk Deprem Yönetmeliğine göre inşa edilmiş olsa idi kesinlikle böyle bir hasar meydana gelmeyecekti. Kahramanaraş ve Hatay'da alınan ivmelerin spektral davranış spektrası tamamen yönetmelik içersinde kalmaktadır. Aptal *** konuşmayı bırakıp önce deprem mühendisliğini iyice öğrenin. Hem deprem bilimini hemde mühendisliğini öğrenmeleri için yorumcunun yazdığı CRC Press tarafından yayınlanan Earthquake Science and Engineering adlı kitabını tavsiye eder. Bu deprem ilgili bir raporumuzu Japon İnşaat Mühendisliği Deprem Mühendisliği komitesinin web sayfasında da bulabilirler.