10 Kasım: Ağlamak Değil, Çalışmak!
10 Kasım: Ağlamak Değil, Çalışmak! Yazar: Ercan Çölmekçi
09 Kasım 2025 - 14:30
10 Kasım: Ağlamak Değil, Çalışmak!
Yazar: Ercan Çölmekçi
“Yine aylardan Kasım,
Sanki sende kaldı bir yarım,
Her nefesim, her anım
Sanadır canım…”
Bu parça çaldığında, aklıma hep Atam gelir.
Ama eminim, dinleyince içimizi saran o derin boşluğu herkes hisseder. Çünkü Kasım, bizler için sadece bir ay değil; bir hatırlayışın, bir duruşun, bir borcun adıdır.
Yine geldi 10 Kasım…
Ulusumuzun kurucusu, büyük önderimiz, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günü. Her yıl aynı anda durur zaman, aynı sessizlik iner yüreklere. Çünkü O sadece bir lider değil, bir ışık, bir bilinç, bir yaşam biçimiydi.
Atatürk bizlere yalnızca bir vatan bırakmadı.
Düşünmeyi, sorgulamayı, bilime inanmayı, insanca yaşamayı öğretti.
“Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” derken, aslında hepimize görev verdi:
Ağlamayacaksınız, çalışacaksınız.
O’nu anlamak, sadece adını anmakla değil, bıraktığı emanete sahip çıkmakla olur.
Kuru övgüler değil, alın teri gerekir.
Söz değil, üretim.
Duygu değil, ilerleme.
Halim Yağcıoğlu’nun “Atatürk’ten Son Mektup” şiirindeki bu dizeler, bugün hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor:
“Bana muştular getirin bir daha
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan.
Kuru söz değil iş istiyorum sizden, anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülleriyle yazdınız mı?
Mustafa Kemal’i anlamak avunma değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
“Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş bana On Kasımlarda ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların.
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil!”
“Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar.
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
“Demokrasiyi getirmişim size, özgürlüğü.
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş.
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemal’i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
İşte bu yüzden 10 Kasım, yas günü değil; yeniden diriliş günüdür.
O’nun yolunda, çağdaş bir Türkiye için daha çok üretmek, daha çok düşünmek, daha çok çalışmak günüdür.
Ruhun şad olsun Atam…
Biz buradayız, çalışıyoruz.
Senin ışığında, senin yolundayız.
Yazar: Ercan Çölmekçi
“Yine aylardan Kasım,
Sanki sende kaldı bir yarım,
Her nefesim, her anım
Sanadır canım…”
Bu parça çaldığında, aklıma hep Atam gelir.
Ama eminim, dinleyince içimizi saran o derin boşluğu herkes hisseder. Çünkü Kasım, bizler için sadece bir ay değil; bir hatırlayışın, bir duruşun, bir borcun adıdır.
Yine geldi 10 Kasım…
Ulusumuzun kurucusu, büyük önderimiz, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günü. Her yıl aynı anda durur zaman, aynı sessizlik iner yüreklere. Çünkü O sadece bir lider değil, bir ışık, bir bilinç, bir yaşam biçimiydi.
Atatürk bizlere yalnızca bir vatan bırakmadı.
Düşünmeyi, sorgulamayı, bilime inanmayı, insanca yaşamayı öğretti.
“Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” derken, aslında hepimize görev verdi:
Ağlamayacaksınız, çalışacaksınız.
O’nu anlamak, sadece adını anmakla değil, bıraktığı emanete sahip çıkmakla olur.
Kuru övgüler değil, alın teri gerekir.
Söz değil, üretim.
Duygu değil, ilerleme.
Halim Yağcıoğlu’nun “Atatürk’ten Son Mektup” şiirindeki bu dizeler, bugün hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor:
“Bana muştular getirin bir daha
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan.
Kuru söz değil iş istiyorum sizden, anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülleriyle yazdınız mı?
Mustafa Kemal’i anlamak avunma değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
“Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş bana On Kasımlarda ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların.
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil!”
“Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar.
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
“Demokrasiyi getirmişim size, özgürlüğü.
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş.
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemal’i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.”
İşte bu yüzden 10 Kasım, yas günü değil; yeniden diriliş günüdür.
O’nun yolunda, çağdaş bir Türkiye için daha çok üretmek, daha çok düşünmek, daha çok çalışmak günüdür.
Ruhun şad olsun Atam…
Biz buradayız, çalışıyoruz.
Senin ışığında, senin yolundayız.






YORUMLAR