SANDIKTAN NE ÇIKTI?

İsmail SERT

14 Mayıs seçimleri kayda değer bir sıkıntı yaşanmadan bitti.
Sandıktan çıkanları, sayılara ve oy oranlarına dokunmadan, satır başlarıyla kayda geçirmek istiyorum.

1. Halkımızın sandığa ilgisi yine yüksekti. Bağımsız adaylar için imza verenlerden, mitingler için yorulanlara, sandık nöbeti tutanlara ve oy verenlere kadar bu şenliğe katılan herkes, teşekkürü hak ediyor.

2. Erdoğan’ın başarısının hakkını teslim etmeliyiz. 21 yıllık iktidarın ardından girdiği seçimlerde bu sonucu elde etmek, büyük değil, çok büyük bir başarıdır. Bardağın boş tarafını göstermeye çabalayanlar, bir nefes alıp tablonun bütününe yeniden bakmalıdırlar. Partinin oylarının düşmüş olması, Cumhurbaşkanı seçimin 2. tura kalması bu başarıyı gölgelemeye yetmez. Küçükleri saymıyorum, pandemi krizinin, Rusya – Ukrayna savaşının, ekonomik sıkıntıların ve depremin ardından girilen seçimin sonucu Erdoğan için kesin ve net bir zaferdir.

3. CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı çok açıktır. CHP oylarındaki yükselişin CHP’liler açısından sevinilecek bir yanı yoktur. CHP, listelerinde cömertçe yer verdiği 4 partinin seçmenlerinin oylarını alamamıştır. Ya da o partilerden CHP’ye gelecek oyu yanlış hesaplamışlardır.
CHP’liler bir de şuna bakmalıdırlar: Parlamentoya taşıdıkları ve ortak oldukları partilere vereceklerini çıkardıklarında, geriye kalacak CHP Milletvekili sayısı kaç olacaktı? Bunu kabullenmekte epey zorlanacaklardır.

4. Seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi HDP’ye (yani YSP’ye) yaramamıştır. Daha doğrusu bu partiyi kendi sınırlarına çekmiştir. “Baraj altında kalmasınlar”, “Parlamento’da temsil edilebilsinler” kaygısıyla, önceki seçimde verilen oylar asıl adreslerine geri dönmüşlerdir. Oylarının yüksekliğine ve giderek yükseldiğine dair tezleri çökmüştür.

5. MHP’nin kendi adı ve logosuyla seçime girme kararının doğruluğu netleşmiştir. Bütün seçimlerde olduğu gibi anketçilerin MHP’yi düşük gösterme geleneği bu seçimde de tekrarlanmıştır. MHP kalıcı bir parti olduğunu göstermiştir.

6. İYİ Parti için bu sonuçlar çok sıkıntılıdır. Kriz yönetemediği artık belli olan Akşener partisine büyük zarar vermiştir. MHP ile olan ikili yarış az bir farkla da olsa kaybedilmiştir. ‘Ülkücülerin ve milliyetçilerin yeni ve yükselen adresi’ olma iddiası boş çıkmıştır. Buradan parti içine yansıyacak problem, farkın küçüklüğüyle karşılaştırılmayacak oranda büyük olacaktır.

7. DEVA ve Gelecek Partilerinin seçim sürecinde aldıkları, CHP listelerinden seçime girme kararlarının ne kadar yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Henüz kuruluş aşamasında olmalarına rağmen, Erdoğan’ı yenmek için gözlerini karartarak, CHP’nin kanatları altına sığınmaları, yürüyüşlerini durdurmak bir yana, geriye götürmüştür. Artık başladıkları, yani partilerini kurdukları yerdedirler. Kendilerini ‘diğerleri’ kategorisine hapsetmişlerdir. Meclise sokmayı başardıkları arkadaşlarını başarı hanesine yazmaları ancak bir ergen tesellisidir.
8. Ali Babacan, AK Parti’de geçirdiği yıllarda kazandığı tecrübenin ‘siyasete dair’ olmadığını kabullenmelidir. Onlar daha çok uzmanlığına ilişkindir ve bir ekibin içinde olunca anlam kazanacak tecrübelerdir. Kızmasın, darılmasın, ancak siyaset kulvarında henüz ‘Bebecan’dır.

9. Davutoğlu’nun durumu Babacan’dan daha dramatiktir. AK Parti Genel Başkanı olarak girdiği seçimlerde aldığı oyu kendi adına yazdırarak girdiği bu seçimin sonucu onun için bir felakettir. Seçim sürecinde, 14 Mayıs akşamı atacağı tek kelimelik tiviti önceden açık etmesi, hırsının aklının önüne geçtiğini göstermiştir. Kendisine sorması ve cevaplaması gereken çok soru vardır.

10. Saadet Partisi’nin ikili yarışa girdiği Yeniden Refah Parti’sinin çok gerisinde kaldığı ortaya çıkmıştır. Siyaseten inişe geçmişlerdir. Saadet seçmenleri kendilerini, siyaseten olduğu kadar, hâttâ ondan daha derin sorgulayacaklardır.

11. Erdoğan 2. tur için avantajlıdır. Erdoğan’ın yolu daha düz, Kılıçdaroğlu’nun yolu daha engebelidir. Sinan Oğan’ın seçmenlerinin milliyetçi hassasiyetleri baskındır. HÜDAPAR’a tepkileri olsa da, PKK-HDP ilişkisine tahammülleri hiç yoktur. Oğan’ın yönlendirmesine de açık değillerdir.

12. Erdoğan mecliste çoğunluğu ve psikolojik avantajı ele geçirmiştir. Üstelik erken yola çıkmış, balkon konuşması ile 28 Mayıs seçiminin kampanyasını şimdiden başlatmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’li ya da CHP’li olmayan seçmenlerinin moralleri bozulmuştur. Millet İttifakı’nın bileşenleri, kendi içlerinde tartışmaya çoktan başlamış olsalar gerek. Ne de olsa başarısızlığı taşımak, paylaşmak zordur. Çok uzun zaman içinde biriktirilen umut bir gecede uçup gitmiştir. 14 günde aynı havanın yakalanması kolay olmayacaktır.