Belediye, bakanlık ve yargı bir oldu, yıktıramadı

2001 yılında Çeşme Bağcılık şirketi kuran bir zamanların ünlü borsa spekülatörü, MCG Holding sahibi Halil Güvener'in Çeşme'de inşa ettiği, fabrika, ev, depo, restoran, market gibi tesisler 11 yıldır bekleyen yıkım kararı sonrası imar affından yararlandı.

Olayın gelişimi şöyle: Çeşme’de şaraplık üzüm bağı satın alarak, üreteceği şarap ve meyve sularıyla Avrupa’ya açılacağını iddia eden Halil Güvener’in  Ovacık- Ballıdağ mevkiinde inşa ettiği tesislerin kaçak olduğu tespit edildi. Çeşme Belediyesi, kaçak binalarla ilgili 2009 yılında yıkım kararı verdi. Mühürlenen tesisin ilk yıkım işlemi, içinde milyonluk şaraplar ve makineler olduğu, bunların oluşum işlemi tamamlandıktan sonra gerçekleştirilmesi gerekçesiyle ertelendi. Sonrasında da benzer nedenler ya da belediyenin elinde yıkım için gerekli araç gerek olmaması nedeniyle tesis yıkılamadı. Bu arada mahkeme süreci devam etti.

Çeşme Belediyesi Encümeni'nin aldığı kararın iptali için 24 Nisan 2009'da başvuru yapıldı. Ancak İzmir 1. İdare Mahkemesi, 2 Ekim 2009'da verdiği kararla Güvener ailesini haksız, belediyeyi haklı buldu. Son olarak dosya, 2011 yılında üst mahkeme olan Danıştay'a gitti. Danıştay 14. Dairesi 2012'de verdiği kararla İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin kararını bozacak bir gerekçe olmadığını açıkladı.
Mahkeme sürecinin ardından bölgede Halil Güvener'in eşi Aysun Güvener tarafından yaptırılan depo, dükkan, restoran, mutfak, tuvalet, şarap fabrikası, fabrika kulesi ve kafenin; aileye ait şirketler Söksa Pazarlama tarafından yapılan kulübe, AGC Ana Gayrimenkul tarafından yapılan zeytinyağı fabrikası, Güvener Gayrımenkul Yatırım tarafından yapılan depo ve garajın yıkılması için engel kalmadı. 

Ancak yıkım, ilk kararın üzerinden 11 yıl geçmesine karşın yapılamadı. İlk aşamada fabrikanın içinde çok sayıda fermante olmayı bekleyen şarap olduğu için bunlar beklendi. İkincisinde belediye, elinde bu tesisi yıkacak yeterli araç gereç olmadığını bildirdi. 
2015 yılında Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç yönetimindeki Çeşme Belediyesi, şarap, meyve suyu ve zeytinyağı üretilen tesislerdeki ahşap kulübe, restoranın bir bölümü ve tek katlı dükkanları yıkarak sembolik bir müdahale gerçekleştirdi.
Asıl işlem yapılması gerekilen Türkiye'nin bağ ortasındaki tek fabrika binasına, 60 metre yüksekliğindeki kuleye ve yerin altında yüz binlerce şişenin saklanabildiği mahzenlere depolara dokunulmadı. Çeşme Bağcılık, yıkılması gündemde olan yasa dışı inşa edilmiş yapılarda faaliyetini sürdürdü. Sonrasında fabrika kulesinin bir bölümü de yıkıldı. Ama ne belediye, ne mahkeme kararı uygulanmadı.
19 Eylül 2016 tarihinde Çeşme Bağcılık'ın sahibi Güvener Ailesi'ne yıkıma başlanacağı tebliğ edildi. Tesislere giden Çeşme Belediyesi yetkilileri, yeterli ekip ve araca sahip olmadığını belirterek yıkım işlemlerini yarım bıraktı. Bu arada belediye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yardım istedi.
16 Kasım 2016'da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, yıkım işinin kanunlara göre belediye tarafından yapılması gerektiğini hatırlatarak, gerekli iş gücü, teknik ekipman ve personelin ihale yoluyla piyasadan temin edilebileceğini söyledi. Buna rağmen işlemlerin başlatılmaması üzerine, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 14 Nisan 2017'de benzer bir yazıyla belediyeden ivedilikle yıkımın gerçekleştirilmesi talep etti. Ama yine yıkım gerçekleşmedi.
Sonra İmar Affı çıktı.. Ve bu tesis için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvuru yapılarak 'Yapı Kayıt Belgesi' alındı. Yani belediye encümeni, idare mahkemesi, Danıştay kararları bir anda uçtu gitti.

Bunu duyan bazı Çeşme aşıkları Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü'ne aktardı. Müdürlük, 9 Aralık 2019'da bir kez daha Çeşme Belediyesi'ne yazı gönderdi. Vali adına Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak'ın imzasını taşıyan bu yazıda, tüm gelişmeler mahkeme kararları sıralandıktan sonra belediyeden cevap ve belgeler istendi. O yazının son bölümü şöyle:
"Danıştay kararları neticesinde kesinleşmiş yıkım kararlarının uygulanıp uygulanmadı, yıkımı gerçekleştirilmiş yapıların yıkım tutanakları ile tutanağa ek fotoğrafların, ayrıca yıkımı yapılan veya yıkımı gerçekleştirilmemiş yapıların işaretlendiği halihazır üzerine çizilen krokinin ivedilikle Valiliğimize (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) iletilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim."

Güvener ailesi.. Halil Güvener, kızı Nimet, eşi Aysun ve oğlu Murat Can Güvener ile.

Bir ayı aşkın süre geçmesine karşın ivedilikle istenenen cevap müdürlüğe henüz verilmedi. Bu aşamadan sonra bu kaçak yapıların yıkılıp yıkılmayacağı, daha ne kadar sürüncemede kalacağı, yüksek mahkeme kararının mı geçerli olacağı yoksa imar affıyla alınan yapı kayıt belgesinin üstün olacağı merak ediliyor.