• Reklam

Sendikada büyük kavga

Sağlıkçıların üye olduğu Demokratik Sağlık Sen’den ağır suçlamalarla yönetimden uzaklaştırılan grupta yer alanlar yargı yoluna gitti. Davacılardan biri olan üst yönetici Hüseyin Kucur, sendika Genel Başkanı Togan Demircan hakkında ithamlarda bulunuldu.

Sendikada büyük kavga
21 Eylül 2020 - 13:32 - Güncelleme: 21 Eylül 2020 - 13:36
Sağlıkçıların üye olduğu Demokratik Sağlık Sen’den ağır suçlamalarla yönetimden uzaklaştırılan grupta yer alanlar yargı yoluna gitti. Davacılardan biri olan üst yönetici Hüseyin Kucur, sendika Genel Başkanı Togan Demircan hakkında ithamlarda bulunuldu.
 
Demokratik Sağlık Sen eski Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Kucur, yaşanan olaylarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Demokratik Sağlık Sen 2011 yılında rahmetli Muharrem Demirci ve arkadaşları tarafından İzmir’de kuruldu. Demirci’nin vefatının ardından yerine Togan Demircan geçerek sözde sendika merkezini Ankara’ya taşıdı. Sözde diyorum çünkü Ankara’daki ofisin Demokratik Sağlık Sen Genel Merkezi olduğuna dair ispat edebilecek fatura, kira sözleşmesi, tabela ve benzeri hiç bir delil bulunmamaktadır. Kurulduğu günden bu yana yani 10 yıla yakındır Türkiye genelinde faaliyet yapan sendika üye sayısı 450-500 kişi iken İzmir’de uzunca bir süre sendika deneyimi bulunan Ahmet Doğruyol’un İzmir İl Başkanı olarak sendikaya katılımıyla 1500 rakamlarına çıktı. Sendikanın adı duyuldu. Bu durum karşısında koltuğunu kaptırmaktan korkan Togan Demircan, sahaya daha çok ekiple yayılma gerekçesiyle İzmir şubeyi ikiye böldü. İkiye bölünmeye tepki gösteren İzmir şubesi delegeleri olağanüstü genel kurul talebinde bulundu. Bunun üzerine, alanda daha çok kişi olacak diyerek ikiye böldüğü şubelerden İzmir 1 Nolu şubeyi lağvetti. Ardından da Başkan Doğruyol’a ‘zimmetine para geçirdi’ türünden hiç bir belgeye dayandırmadan iftiralar attı. Hatta bu durumu zorla genel denetleme kuruluna imzalatmaya çalıştı. Genel denetleme kurulu ve şube denetleme kurulu İzmir şubesini denetledi ve bir sıkıntı olmadığı yönünde raporu genel merkeze gönderdi. Genel denetleme kurulu üyelerine genel merkezi denetlettirmedi ve genel denetleme kurulu üyesi üç arkadaş Togan Demircan’ın genel merkezi denetleme yaptırmaması üzerine noterden ihbarname çekti. Doğruyol’un yolsuzluk yaptığı raporunu imzalamayan Denetleme Kurulu üyelerinden beş kişinin üçünü disipline sevk ederek seçimle gelenlerin yerine kendine yakın kişileri atadı.”
 
"İSTİFAMI İSTEDİ"
Görevden alınan Ahmet Doğruyol, Başkan Yardımcısı Ahmet Gümüş ile görevden uzaklaştırılan denetleme kurulu üyelerinin açtıkları dava ve savcılığa suç duyuruları sürecinin de devam ettiğini söyleyen Kucur, “Yaşanan sürecin sendikal faaliyetleri engellediği yönünde konuşunca istifamı istedi. Islak imza olmadan Whatsap’tan gönderdiğim istifa ile işlem tesis edilerek yedekten Olcay Aksu yerime alındı” dedi.
Öncesinde 55 delegenin imzasıyla genel kurul isteğinin sendika merkezine iletildiğini ancak imzalar sahte denilerek zaman kazanmak adına talebin reddedildiğini belirten Hüseyin Kucur, “Bunun üzerine kayyum atanarak genel kurula gidilmesi talebiyle Ankara 7. İş Mahkemesi’ne dava açtım. İmzalar sahte diyen Demircan'ın iddialarına karşı delegeler noterden tekrar imza gönderdi” diye konuştu.
 
AĞIR İTHAMLARDA BULUNDU
Adı demokratik olan ve demokrasinin olmassa olmazı sandıktan kaçan genel başkanın sendikayı bölerek zayıflattığını dile getiren Hüseyin Kucur, Genel Başkan Demircan için şu iddiaları ortaya attı:
“Ülke genelinde faaliyet göstermesine rağmen bir çok ilde temsilciliği dahi bulunmayan sendikanın prestijini sarsmış, attığı iftira yalan dolan ithamlarla yönetimini ciddi manada yıpratmıştır. Etik mücadeleden kaçarak bel altı diye adlandırdığımız şahsileştirme politikasını hala devam ettiren Togan Demircan ve ekibinin yüce Türk adaletinin karşısında çok da iyi sonuçlar beklemediğini söyleyebiliriz. Bu arada Demircan, bir çok yerde kullandığı cv’sinde üniversite mezunu ve İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde memur olduğunu belirtmekte olup, zatıalileri açık lise mezunu, hizmetli kadrosundadır. Küçümsenmeyecek bu durumu üyelerinden gizlemektedir. Bazı üyelerden borç alıp ödemeyerek kredi çektirerek icraya düşmesine sebep olduğuna dair bir çok bilgi belge elimde bulunmaktadır. Bunları da savcılığa verilmesi noktasında avukatıma talimat verdim.”
 
SENDİKA PARASI ŞAHSİ HESABINDA İDDİASI
Sendikanın mali işlemlerinin soruşturma konusu yapılmasını da talep eden Hüseyin Kucur, “Demircan’ın, sendikanın parasının büyük bölümünü ödemeler yapıldıktan sonra ‘sendika ihtiyaçları için’ denilerek şahsi hesaplarına aktardığına dair belgeler mevcuttur” iddiasında bulundu. İlgili konuyla da savcılığa başvuruda bulunacaklarını belirten Kucur, sendikacılığın bir kamu hizmeti olduğunu kişilerin şahsi çıkarları için sivil toplum kuruluşlarını kullanılmaması gerektiğini de ifade etti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum