ŞİMDİLERDE ATIKSIZ MUTFAK


ŞİMDİLERDE ATIKSIZ MUTFAK “Aman ziyan olmasın” diye öğrendik biz. Şimdilerde “Atıksız Mutfak” deniyor .Atık kelimesi kulağa ilk başta çok hoş gelmiyor aslında, kökünde “atmak” var ya ondan sanırım. Bize atmamayı öğrettiler zira, “sakla samanı gelir zamanı” diyerek büyüttüler.Alım gücünün kısıtlı olduğu, alım gücü olsa da gereksiz tüketimin sevilmediği çocukluk yıllarımıza hiç uymayan bir fiil “atmak”.Kibrit çöpünün bile atılmadığı evlerde büyüdük biz. Benim annem tencerenin altını yaktığı kibriti atmaz ocağın yanına koyardı. Tekrar yakmak gerektiğinde de yanan ocaktan tutuştururdu o çöpü. Altı üstü bir kibritten tasarruf etmek değildi maksat. Maksat israf etmemekti. “No Waste”, israf yok yani.Annemin kibrit çöpünü atmayıp birkaç kez yakması ya da ne bileyim kenarı çatlamış porselen çay demliğine çiçek dikmesi veya pişirdiği sebzenin sapını da kavurup böreğe iç yapması, dolma yapmak için oyduğu kabaklardan çıkanlarla mücver pişirmesi gibi bir şey “No Waste”..Beyaz kısmı kullanılıp yeşilleri atılmaya kıyılamamış taze soğan yaprakları olurdu bizim buzdolabında eskiden. Şimdi bakıyorum mutfak çöpleri o yapraklar gibi bir sürü şeyle dolu.Has maddesi yumurta akı olan, kaymaklı kurabiye mi dersiniz, beze mi dersiniz bilmem işte ondan artan sarılar çorbalara terbiye için saklanırdı. Mesela bizde, poğaçaların, kurabiyelerin üzerine sürülürdü fırına girmeden önce. Yani atmak yoktu, ne sap, ne kök, ne kabuk öyle hemen çöpe gitmezdi.İşten artmaz dişten artardı.İlla ki saklanır, saklananlardan bir şeyler üretilir, türetilirdi, tüketilmezdi.Bayat ekmekler “cicipapa” dediğimiz yumurtalı ekmek olur, hem de ne güzel olurdu. Ah o bayat ekmeklerden daha neler neler olurdu.Bugün pişen yemekten artan ertesi günün sofrasında bir başka şekilde yerini bulurdu. Pilavdan kalan pek olmazdı ama eğer kaldıysa ertesi gün sofrada kadınbudu köfte veya yayla çorbası olurdu. Uzun lafın kısası ziyanlık hiç olmazdı.O zaman, atmayın, israf etmeyin, yaratıcılığınızı kullanın, değerlendirin, tasarruf edin..
Hiçbir şey yapamazsanız doğaya geri vermek için biriktirin, size hizmet eden sisteme yardım edin. Not: Şu sıralar enginar kabukları ve sapları çok fazla ziyan oluyor. Kabukları limonlu suda haşlayıp dip soslara batırıp yemek mümkün. Kızartma sevenler için yumurta ve una bulayarak az yağda pişirerek de tüketilebilir. Saplarını da atmayın, soymak yeterli, kıtır kıtır da yenir, yemeğin içine atılıp birlikte pişirilebilir, içeceklerinize de atılır, haşlanıp limon zeytinyağı ile de tüketilir.