PARAM BİR ROBOTUN ELLERİNDE


Bireysel emeklilik sistemde yaklaşık 12 milyon civarında katılımcı olduğunu ve bu katılımcıların yılda 6 kez fon değiştirme hakları olmasına rağmen yüzde 95’inin bu haklarını kullanmadığını, yani hiçbir şey yapmayıp fonlarını ilk günkü gibi taşıdıklarını biliyor muydunuz?

Kimisi böyle bir hakkı olduğunu dahi bilmezken, kimisi bilse bile yatırımını hangi yönde yapacağını tam bilmiyor.

Daha fazla getiri, daha büyük kazançlar, daha doğrusu sistemin düzgün çalışabilmesi için bir yardım eline ihtiyaç var.

Ancak yatırım danışmanları, portföy yöneticileri, özel bankacılar belirli bir noktaya kadar erişebiliyor. Binlerce, bilemediniz on binlerce kişiye.

Biz burada hizmet ihtiyacı olan 12 milyon kişiden bahsediyoruz. Bu kadar insana danışmanlık sunacak istihdamı sağlamak zaten teknik olarak da mümkün değil.

Ama ne demişler, demokraside çözümler tükenmez.

Buyrun karşınızda robo-danışmanlar.

Kendileri hayli gelişmiş bir yapay zeka ürünü oluyorlar.

Algoritma ve makina öğrenmesi metodlarını kullanarak, her saniye milyonlarca hesaplamayı sizin adınıza yapıp alım satım sinyali veriyorlar.

Bizlerin bankalarla ve finans kuruluşlarıyla etkileşimlerini yeni bir düzleme taşıyan bir icat.

 

İş modeli otomasyon ve algoritmalara dayanan, tamamen veri bazlı çalışan, gerçekçi, duygusallıktan uzak, düz ve net varlıklar bunlar.

Robo danışman dediğimiz bu varlıklar aslında en basit tanımıyla gerçek bir finansal danışmanın yaptığı işleri yapabilen, yapay zeka tabanlı bir yazılım uygulaması. Kendileri de şu sıralar çoğunlukla finansal tavsiye, yani elinde birikimi olan yatırımcıya en kazançlı yatırımı sunmakla meşguller.

Mevcut yapıda insanların sunduğu danışmanlık hizmetinden daha uygun fiyatlı olması sayesinde rahatça ulaşılabilinir olmaları ise en büyük özellikleri.

Bir robo danışmanla çalışabilmek için Rockefeller olmanız gerekmiyor.

Kullanıcı dostu arayüzleri sayesinde de gayet anlaşılır ve basitler.

Ayrıca dilediğiniz zaman da elinizin altında, çünkü haliyle uyku saatleri, çay kahve molaları bulunmuyor bu danışmanların.

Bu varlıklar tamamen duygudan yoksun olduklarından, verdikleri tavsiyeler de kullanılan algoritmalara dayalı, yani tarafsız oluyor ve basit bir mantığa dayanıyor.

Çünkü biz insanlar komplike varlıklarız.... Rasyonel olmayan kararlar verebiliyoruz. Ne zaman ne yapacağımız her zaman belli olmuyor.

Robo danışmanlar da aslında insan kaynaklı karmaşık süreçleri sadeleştirme ve mükemmelleşme yolunda atılan en büyük adımlardan biri.

İşin ilginç tarafı ise; bu danışmanların kendi kendilerine öğrenebilme kabiliyetlerinin olması. İşlem yaptıkça iyileşiyorlar, bu sebeple de sonuçlar her gün daha iyiye gidiyor.

Ayrıca geleneksel finansal danışmanlık yöntemlerine kıyasla daha fazla bireyi yatırım yapmaya yönlendiriyor, finansal danışmanlığın tabana yayılmasını kolaylaştırıyor. Çünkü finansal okur yazarlığı çok yüksek olmayan kişiler bile bu platformlara erişerek yatırımlarını rahatça yönetebiliyorlar.

Her şey iyi güzel de, biz halen bankaya gidip hesap cüzdanı alan bir kuşağın çocukları olarak dünyaya gelmişken, gerçekten hangi arada birikimimizi bir robota emanet etme noktasına geldik?

Fakat asıl zor olanı ise; biz daha cebimizden duran cüzdanımıza güvenmezken bunu bir robot ile paylaşmaya ne kadar hazırız?

Hazır olalım ya da olmayalım, teknoloji artık kanımıza girmiş durumda..

 

ZAMAN TEKNOLOJİYE TESLİM OLMA ZAMANI

 

Eğer robo danışmanlarımız müşterinin ihtiyaçlarını doğru şekilde karşılar ve başarılı sonuçlar elde ederse bu sektör çok ciddi boyutlara ulaşabilir, ki hali hazırda ciddi miktarda yatırımı yönlendirmeye başladı bile. Sektörün öncülerinden Vanguard 57 milyar dolar ile ilk sırada yer alırken, onu Schwab Intelligent 12.3 milyar dolar ile, Betterment 6.7 milyar dolar ile takip ediyor.

Deloitte’ın yaptığı bir araştırmaya göre 2025 yılında otomatik yönetilen varlıkların 7 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor ki bu rakam da toplam bireysel varlıkların yüzde 10-yüzde 15 aralığı demek oluyor.

O halde biz de sormadan geçmeyelim:

“Robotlar işimizi elimizden alacak mı?”