KRİPTONUN YENİ GÖZ BEBEĞİ LİBRA


Biz Bitcoin’i bile henüz tam olarak sindirememişken şimdi bir de hayatımıza Libra girdi.

İnternetin etkilerini hayatımızın her alanında, artık cüzdanımızda bile hissetmeye başladık. Cüzdanımızdaki liraların yanına şimdi bir de Libra giriş yapmak üzere hazırlıklarını yapıyor. Zuckerberg bizi düşünmüş olsa gerek ki liramıza çok da yabancı bir isim bulmamış.

Bu yıl küllerinden yeniden doğan Bitcoin eski şaşaalı günlerine geri dönmeye başlamışken herkes Libra’nın nasıl bir performans sergileyeceğini merakla bekliyor.

Ancak daha piyasaya çıkmadan ayak seslerini duymaya başladık.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama Libra üzerindeki tartışmaların ardı arkası kesilmiyor, çünkü kripto para dünyasının öyle yıkıcı bir yanı var ki, adeta tehlike çanları çalmaya, üzerinde sayısız komplo teorileri yazılıp çizilmeye başlandı.

Malum hepimizin bildiği tek bir dünya var; bankacılık ve finans sisteminde sınırlar içine hapsolmuş para birimleri ve bunlar arasındaki sınır ötesi ilişkilerin dolar üzerinden kurulduğu bir dünya..

Libra’nın ve diğer tüm kripto paraların getirdiği anlayış ise ezber bozar nitelikte.

Libra, merkezsiz para. Belli bir merkez bankası kontrolünde olmayan, kişiler arasında serbest ve şeffaf bir şekilde ülke sınırı tanımadan karşılıklı para transferi sağlayan bir yapıya sahip.

Tabi ki en önemlisi; tüm kripto paralarda olduğu gibi, Libra’nın da bir Blockchain teknolojisi olarak “güven”e dayalı olması.

Fakat yıllardır mahkemelerden çıkamayan, kullanıcıların güvenlerini türlü şekilde suistimal edip sadece özür dilemekle yetinen Facebook’a herkesin güveni ne kadar var, tartışılır…

Çok yakın zamanda kişisel verilerin uygunsuz kullanıldığı gerekçesi ile 5 milyar dolar tutarında pazara cezasıyla gündeme bomba gibi düşmüştü.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye düşünebilirsiniz haklı olarak.

Veri skandallarından yakasını sıyıramayan Facebook’un bu konuda ne kadar başarılı olacağını zaman içinde göreceğiz. Ama insanoğlu çabuk unutur, akım kapılıp gider. Hele işin ucunda para varsa.

Facebook’un çizdiği imaj ile adeta bir tezatlık içinde olmasına rağmen Libra’nın arkasında teknoloji devlerinin yer alması Libra’cıların içine biraz da su serpmiyor değil.

Kim ne yapsın ki Libra’yı demeyin.

Bugün dünyada kredi kartı kullanmayan 1.7 milyar kişi bulunurken, 3.5 milyar kişi ise tamamen finansal sistemin dışında. Ancak şaşırtıcı olan şu ki; milyonlarca insanın bugün banka hesabı bulunmazken, facebook hesabının olması...

İşte Zuckerberg’in de en iddiali olduğu konu tam da burası, hedefi de bu kitleye ulaşmak ve bu finansal açığı Libra ile kapatmak. Libra sayesinde banka ya da herhangi bir kredi kartına ihtiyaç duymadan sevgili dijital cüzdanınız Calibra üzerinden bütün işlemlerinizi yapabiliyor olmanız..

Libra’ya olan ilgi sadece bu kesimle sınırlı da değil. Kripto paralar, merkez bankalarına ve devletlere güveni azalan kitleleri de kendine doğru mıknatıs gibi çekmeye başladı.. Doların kur savaşlarında adeta bir silah olarak kullanılmaya başlanması herkesi farklı arayışlara itti.

Denize düşen yılana, dolardan kaçan da Libra’ya mı sarılır bilmiyorum ama Facebook’un başlattığı kripto para kervanına daha bir çok yenilerinin de ekleneceği aşikar.

En başka kendi Merkez Bankamız olmakla birlikte…

Cebinizdeki cüzdanınızı çekmeceye kaldırıp, dijital cüzdanınızdaki çeşitli kripto paralarla alışveriş yapacağınız günler çok uzak değil.

Gözlüğümüzün Google’dan, marketimizin Amazon’dan, arabamızın da Tesla’dan olduğu bir dünyada paramız da neden Facebook’dan olmasın ki?