Fransa'da Osmanville ve Turqueville köyleri

* Türk tüccarların uğrak yeri iki köyde hâlâ Türkiye’den esintiler var. * Cem Sultan’ın 5 yıl barındığı Zizim Şatosu gözyaşı döküyor. * İmparator Atilla’nın Fransa’daki bilinmeyen otağı turist çekiyor.


Fransa'da Osmanville ve Turqueville köyleri



Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, Osmanlı’dan kalma izlerin çoğu Fransa’da bulunuyor.
Fransa’ya gitmeden önce dersimize iyi çalışmamız gerekiyordu. Zira bu ülkede, Türk festivali yapılmıyordu ama, Osmanville, Turqueville,  Turquestein ve Turkheim isimli yerleşim birimlerinden başka, Osmanlı tarihine altın harflerle yazılması gereken bir Cem Sultan öyküsü de var. Cem Sultan öyküsü dinleyenleri ve okuyanları duygusallaştıracak kadar hazindi. Cem Sultan’ın 5 yıl barındırıldığı  Bourganeuf kasabasındaki şatoyu bulmak çok zor oldu. Fransa’da Cem Sultan konusundan başka, bir de Büyük Hun İmparatoru Atilla’nın otağı konusu da var.
TRT’den prodüktor İsmail Elden, Yönetmen Sacit Şahin ve kameramanlar Orhan Aybertürk ve Murat Balcı ile birlikte turladığımız Fransa’da ilk durağımız, Osmanville ve Turqueville kasabalarını içine alan Caen kenti oldu.


Önce, Normandiya bölgesindeki Osmanville ve Turqueville köylerini görüntüledik ve röportajlar yaptık. Aynı bölgede Caen kentindeki ‘Passage Du Grand Turc’ yani  ‘Büyük Türk Pasajı’ olarak anılan yerde, 6 metre boyundaki Osmanlı kıyafetli figürleri görüntüledik. Pasajın avlusundaki bu dev Osmanlı figürleri tam 400 yıldır aynen duruyor.
Caen’de öğretmenlik yapan Bedir Erzurumluoğlu ve Hava Gülçek, Fransa’da kaldıkları süre boyunca incelemeler yapmışlar. Osmanlılar’ın bu yörede neden iyi bir isme sahip olduklarını araştırmışlar.
O zaman giyim modası denince akla Paris değil, İstanbul gelirmiş. Osmanlılar’ın giysileri Normandiya’da modayı takip edenlerin ilk tercihleri olurmuş. Bu nedenle o zamanlar İngiltere yoluyla Normandiya’ya gemi ile gelen Türk tüccarlar el üstünde tutulurmuş. Gemiden Caen kentine giderken konakladıkları köylere Osmanville ve Turqueville adları konulmuş. 


400 Yıl önce Fransa’nın kuzeyindeki limanlarda cirit atan osmanlı tüccarları, bu ülkede modayı belirleyen kişiler oldular. Bu nedenle Caen kentinin ortasında büyük bir Türk pasajı yapan Fransızlar, pasaj avlusunun duvarına 6 metrelik bir Osmanlı figürü yaptılar. Tam 400 yıldır hiç bozulmayan bu figürü her yıl milyonlarca ziyaretçi izliyor. Fotoğrafta İlhan Karaçay, eğitimci Bedir  Erzurumluoğlu ve Hava Gülçek Osmanlı figürünün önünde görülüyorlar.

İşte o nedenle de Caen kentinin göbeğinde bir meydandaki büyük pasaja Fransızca olarak ‘Büyük Türk Pasajı’ adı verilmiş ve pasajın açıkta olan avlusuna da 5 metre büyüklüğünde şık giyimli bir Osmanlı figürü konulmuş. Gelen geçenler 400 yıldır bu figürü zevkle izliyorlar.
Kendileri ile görüştüğümüz Osmanville Belediye Başkanı ve Yardımcısı, Türkiye’de bir kent ile ‘Kardeş Şehir’ olmak istediklerini belirtirlerken, ‘Kasabamıza daha çok Türk ziyaretçi bekliyoruz. Buna karşı biz de Türkiye’deki kardeş şehire Fransızları göndeririz’ dedi.
Eğitimci Hava Gülçek, kendi imkanları ile hazırladığı bir festivalde Türk kültür ve sanatından eserler sunmuş ve öğrencileri ile birlikte yaptığı gösterilerde kalpleri fethetmiş.

CEM SULTAN'IN HAZİN HİKAYESİ
Daha sonra Güney’e doğru gittik. Bourganeof  kasabasında çok hazin bir konuyu ele aldık. Cem Sultan’ın tam 5 yıl tutuklu kaldığı Zizim Şatosu’nu bulduk.



Fatih Sultan Mehmet’in oğullarından Beyazıt, kardeşi Cem Sultan’ı en büyük tehdit olarak algılamıştı. Bu nedenle de Cem Sultan hep sürgünde yaşadı. Cem Sultan, önce Rodos’ta yarı esir ve yarı şaşaalı bir yaşam sürdürdü. Zira Rodos Şövalyeleri Cem Sultan’ın tutulması ve bakımı için Beyazıt’tan çok büyük meblağlar alıyorlardı. Ama Cem Sultan, annesinin kardeşi olan, yani dayısı olan Macaristan Kralı’nın yanına gitmek istiyordu. Orada hazırlanıp kardeşinin üzerine hücum etmeyi planlıyordu. Bayezid ise, Cem Sultan’ın Rodos’ta kalmasını istiyordu. Zira bir gün Rodos’u işgal edip Cem Sultan’ı da ele geçirmeyi planlıyordu.
Rodoslular, bu varsayımdan çok korkmuşlar ve Cem Sultan’ı Roma’daki Papa’ya, Papa da daha sonra Fransız Kralı’na satmışlardı. Şimdi para kazanma sırası Fransızlardaydı. Cem Sultan pek çok yerde barındırıldı. Ama en çok barındırıldığı yer, Bourganeuf’teki şato oldu. Fransa Kralı Cem Sultan için muhteşem bir şato inşa ettirmişti. Bu şatoya da Zizim adı verlmişti.



İşte biz o şatoyu bulduk. Cem Sultan’ın hazin hikayesini ve öldürülüşünü araştırmacılar kanalıyla dile getirdik. Tam 30 yıldır Zizim Şatosu’nun karşısında ikamet eden Kadir Akar, işçilik yaptığı Borganeuf kasabasında yıllarca arşivleri karıştırmış. Kadir Akar, Zizim Şatosu’nun gölgesinde biz tarihi şöyle açıkladı:
Değerli okurlarım, Cem Sultan’ın hazin kikâyesini, Uzaktaki Dostlar programına alamadık. Cem Sultan’ın yazılı hikâyesini sizere yarın sunacağım.                      

İmparator Atilla’nın bilinmeyen otağı
Fransa’da, Büyük Türk İmparatoru Atilla’nın, Avrupa’daki savaşları sırasında ordularını konaklattığı otağı bulduk. İlgiçtir ki, bu otağa giren ilk Türkler biz olduk. Zira, 10 yıl önce Fransız bir grup tarafından yaşama geçirilen ‘Atilla Vakfı’, buranın tanıtımı için çalışmalarını hızlandırmış. Buraya artık turistler akın etmeye başladı. Biz de, buraya gelen bir otobüs dolusu Alman turist ile röportaj yapma fırsatı bulduk ve Atilla’nın bilinmeyen yanlarını araştırdık.
Fransa’da bu kez batıdan doğuya geçtik. Doğuda hem Turquestein, hem Turkheim ve hem de Büyük Türk İmparatoru Atilla’nın otağı vardı. Biz öncelikle, Atilla’nın otağına gitmeyi tercih ettik.



Fransa’da, Büyük Türk İmparatoru Atilla’nın, Avrupa’daki savaşları sırasında ordularını konaklattığı  bu otağı bulduk. İlgiçtir ki, bu otağa giren ilk Türkler biz olduk. Zira, 10 yıl önce Fransız bir grup tarafından yaşama geçirilen ‘Atilla Vakfı’, buranın tanıtımı için çalışmalarını hızlandırmış. Buraya artık turistler akın etmeye başladı. Biz de, buraya gelen bir otobüs dolusu Alman turist ile röportaj yapma fırsatı bulduk ve Atilla’nın bilinmeyen yanlarını araştırdık.



Atilla Romalılarla ve Catalonlarla en kanlı savaşı Fransa’da yapmıştı. Tabii ki savaş öncesi araştırma yapan öncü kuvvetler, orduları en iyi ve güvenli barındrabilecekleri toprakları arayıp bulmuşlardı. İşte biz oraya gittik. 10 Yıl önce, Atilla’nın otağını dünyaya tanıtmak için bir vakıf kurmuş olan yöneticilerle görüştük. Vakfın Başkanı Sylvoin Duthoit, bizim kendilerini ziyaret eden ilk Türkler olduğumuzu belirtince çok şaşırdık. Zira tam o sırada bir otobüs dolusu Alman turist oraya gelmişti. Tabii ki ben Alman turistlerin arasına mikrofonla daldım ve Atilla hakkında neler bildiklerini sordum. Almanlar gerçekten Atilla’ya hayran olduklarını belirttiler.