Belediye projeleri bütüncül olmalı

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, belirli bir projeye yönelmek yerine bütüncül baktığını dile getirdi, kaynak bulma konusunda ise, "En büyük kaynak olan parayı doğru yere yönlendirmektir" dedi. İşte röportajın ikinci bölümü. 

* Geçmiş dönemden bu yana geçen 6.5 yıllık sürede Karabağlar için neler yaptınız?
 
Bu görevler süresi kısa olan görevler. 5 yıllık süre çok çabuk gelip geçiyor. Bunlar emanet görevler. Süreyi en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Karabağlar'da ben belediye başkanı adayı olurken burada ne sorun olduğunu biliyordum. Bu göreve seçildikten sonra da benim yapmam gereken o sorunlara çözümler üretmek, projeler geliştirmek ve hayata geçirmek. O nedenle zamanı iyi değerlendirip Karabağlar'ın geleceğini planlamaya çalıştık. Karabağlar'ın 30 yıl sonrası 40 yıl sonrası şu anda planlanmış durumda. Karabağlar'da bu var. Nereye gideceği, kentin ne yönde gelişeceği belli. Bunları yapmazsak eğer hem bugünkü topluma hem de gelecek kuşaklara karşı görevimizi yeterince yapmamış oluruz bana göre.
Çünkü bizim görevimiz bugünkü yaşamı sürdüren insanlara hizmet etmek. Bir taraftan da kenti gelecek kuşaklara hazırlamak. Eksiklerimiz de vardır. Ama uzmanlardan iyi kötü fikir, görüş alarak bir yol çizmeye çalışıyorum. Geçtiğimiz 5 yıllık dönemde ağırlıklı bu şekilde çalıştık. Bu dönem biraz uygulamaya ağırlık verdik. Karabağlar'ın 2700 hektar yerleşim alanı var. 2 bin 700 hektarda ne olacağını artık biliyoruz. Belli bir yön veriyoruz. Bunu ben önemsiyorum. Bu dönemde yapılan planlamaları kısım kısım 5 yıllık sürede hayata geçirebildigimiz kadar geçireceğiz. Para olsa zaten bir çoğunu yaparız.
 
* Sıkıntı sadece para mı?
 
Bence Türkiye'de en büyük sıkıntı şu. Para da var ama biz parayı iyi kullanmasını maalesef bilmiyoruz. Ülke geneli olarak diyorum. Yani o planlamalar sağlıklı yapılmadığı için, öncelikler sağlıklı tespit edilmediği için bana göre boşa giden çok paramız var. Biz o kadar zengin bir ülke değiliz ama çok gereksiz harcamalarımız da var. Bu ülke ne zaman harcamayı kontrol altında alırsa kaynağı yaratır.
 
* Yani tasarruf mu yapmak gerek?

Hem tasarruf, hem de onu doğru yere harcamak, doğru yatırım yapmak en sağlıklı yöntem. Bizdeki sıkıntı bu. Bana göre her konudaki sıkıntı bu. Karabağlar'da ben kendi bütçem de bunu uyguluyorum. Tabii ki zorunlu giderlerimiz var. Maaşlar var, kırtasiyesi var, işte şuyu var, buyu var. Bu tür zorunlu harcama yapmanız gereken yerler var ama onun dışında kalanı da doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Karabağlar'ın geleceğine dönük yatırıma dönüştürmeye çalışıyoruz. Nedir işte. İş makine parkını güçlendirmeye çalışıyoruz. Yeni kültür sanat alanları yaratmaya çalışıyoruz. Spor alanları yaratmaya çalışıyoruz. Parklar yapmaya, böyle toplumun geneline hitap edecek projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Her belediye genelde borçlanıyor. Bizde de borçlanma var. Çünkü belediyelerin personel giderleri bütçesinin yüzde 80'ini götürüyor. Kalan o yüzde 20'yi de doğru yere aktarmamız lazım.
Borçlanma yaparken de o parayı doğru yöne yönlendirmemiz lazım. 6 yıldır da şunu yaptık. Borçlandığımız o bedelleri yatırıma dönüştürdük. Yani Karabağlar Belediyesi gayrimenkul olarak zenginleşti. Bu bir gerçek. Yani şimdi 2014'ten 2020'ye geldiğimizde zaten incelediğinizde görülür. Ama kaynakları yeterli değil. 6 yıldır hem borç ödüyorum hem yatırım yapıyorum. Son zamanlarda gene zorlanmaya başladık. Bütün belediyeler genelinde bu sıkıntı var.
Kamuya olan borçlarımız var. O borçları İller Bankası payından kesiyorlar. Yani tamamını değilde belli bir yüzdeye kadar en maksimum sanırım yüzde 35 hatta yüzde 40'a kadar. Şu anda bizden kesilen yüzde 31 civarında. Geçtiğimiz ay 3.5 milyon lira, bu ayda 3 milyon kesildi. Yani 2 aydır 7 milyona yakın benden para kesildi. Karabağlar için çok büyük para bu. Ben o parayı bir yerden bulmak zorundayım. Şu anda sıkıntımız hep bu yönde.
 
Kaynak ne derseniz başta tasarruf tedbirleri. Yani lüzumsuz harcamaları kesiyoruz. En büyük kaynağımız bu. Ama onun dışında belediyenin yasalardan gelen, alması gereken vergi, işgaliye alacakları var onları takip ediyoruz. İcra servisi kurduk. Aktif bir şekilde çalışıyor. Şu ara daha ziyade belediyenin kanunlardan gelen, alması gereken gelirleri artırmaya çalışıyoruz. Tabii vatandaşı da esnafı da boğmadan. Onları da çok sıkıntıya sokmadan. Onlar da zor günler geçiriyor. Pandemiden dolayı esnafın durumu çok iyi değil. Hatta biz pandemi süresince bütçemiz iyi değil ama kapalı olan işyerlerinde katı atık bedeli almadık. Elimizden geldiği ölçüde de onlara destek olmaya çalıştık. Hatta çeşitli yardımlarla da destek olmaya çalıştık. Bu anlayışla yürüyoruz, yani öyle esnafa yüklenelim o paralarla onlara belediyeyi düzeltelim, böyle bir anlayışımız da yok.
Ama belediyenin önünde bazı dosyalar var. İşte alacakları var. Yıllardan beri ödenmemiş. Şu olmuş, bu olmuş. Bunların üzerine yoğunlaşıyoruz. Yani iki tarafı düşünerek hem belediyeyi, hem esnafı hem vatandaşı düşünerek öyle bir denge oluşturmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar da Karabağlar Belediyesi olarak bunu iyi kötü sağladık, işimize öyle devam ediyoruz.
 
* Planlama önemliydi dediniz. Bunu biraz daha icraat bazında açar mısınız?
 
Planları iyi kötü toparladık. Eksikleri yok mu? Var tabii ki var. Bazı düzeltmeler yapmamız gerekiyor. Ben cehaletle mücadelenin en önemli yolunun kültürden geçtiğine inanan birisiyim. O nedenle de biz, Karabağlar'da eksiklik olarak gördüğümüz kültür merkezlerinin yapılmasını önemsedik. Yani bir tane değil birkaç tane. Şu anda Karabağlar'da Tahsin Yazıcı’da büyük bir kültür merkezi inşaatımız bu yıl sonu bitecek. 7 bin metrekarelik bir alan. Kibar pazaryeri var, bir katı kültür ve sosyal faaliyete ayrılacak. Yeşilyurtta Büyükşehir Belediyesi şu anda yapıyor. Orada kültürel faaliyetler konserinden, kursuna her şey olacak. Halkın gidip gelebildiği, doğrudan belediye ile iletişim içinde olabildiği merkezler bunlar. Semt merkezlerini önemsedik. Sayı 16 idi, 20'ye çıkacak. Özellikle Karabağlar'daki ev hanımları ile biz burada doğrudan iletişim içinde oluyoruz. Çünkü onlar belki Konak'a inemiyor, Alsancak'ı bilmiyor ama onlarla en azından bu iletişimi sağlamış oluyoruz. Bunlar çocuk yetiştiriyor, aileye bakıyor.
 
Sporu önemsiyoruz. Önümüzdeki günlerde büyük bir gençlik merkezi projesinin ihale sürecini başlatacağız. 32 bin metrekare. Geldiğimden beri önemsediğim bir konu ama bir türlü bürokrasiye aşamadık.
 
* Bürokrasi derken?
 
Bakanlıktan zaten destek görmüyoruz. Bizim destek istediğimiz şey proje kaynağı. İller Bankası’ndan bir tane proje için destek alabildik. O da Kibar pazaryeridir. O destek toplasanız 7 milyon lira civarındadır. Onun dışında biz devletten bir destek almadık. Aldığınızı da zaten borçlanıyorsunuz, yani parasını bedava vermiyor faiziyle beraber geri ödüyorsunuz. Ama onun faydası şu uzun vadeli 8 10 yıl vadeli diğerlerine göre avantaj.
 
Şu anda benim elimde 20'ye yakın proje var. Hazır. Tasarım olarak bitmiş. Ama onların hepsi sonuçta işte bütçeye bağlı. Pandemi nedeniyle şu anda bu yıl çok kısıtlandık. Bizim devam eden işlerimiz arasında Marangozlar Odası ile yaptığımız bir merkez var. O inşaat halinde. Nasrettin Hoca Heykelinin bulunduğu alanı düzenliyoruz. Çok tartışılan bir yerdi. Sosyal medyadan da gelen tepkiler düzelmeye başladı. Oraya çocuk bilim kültür sanat merkezi yapıyoruz. İçini çocuklar doldurduğunda sevineceğiz. Yıl sonunda bitecek. Açacağız.
 
* En önemsediğiniz proje hangisi?
 
Ben şuna inanıyorum. Hani “şu proje benim için çok önemli”den ziyade kenti bütünden geliştirecek, birbirine entegre olacak projelerden yanayım. Bir tane projeyle olmaz bu iş. Karabağlar 500 bin nüfuslu bir ilçe. 2 bin 700 hektar yerleşim alanı var. Bir yere bir şey yapmışsın. Tamam orası için önemlidir ama bu kentin geri kalan kısmı için ne önemli. Onun için bu hizmetlerin yayılması lazım.
Çarpık kentleşmenin en çok olduğu ilçelerden biriyiz. Şimdi gençlik merkezi önemli bir proje. İşte şu an Büyükşehir'in yürüttüğü kentsel dönüşüm var, Uzundere önemli bir proje. Kentle ilgili değişim ve dönüşümle ilgili… Bakışları değiştirecek. Bu anlamda çok önemli. Yani böyle kentin her tarafında birbirine entegre olan kenti bütünden geliştiren projeleri önemsiyorum. Bütün bunların temelinde planlama var. Onları neye göre inşa edeceksiniz, o yaptığınız plana gore.. Mesela Üçkuyular Pazaryeri kapandı. O bölgedeki yurttaşlarımızın gidebileceği pazaryeri yok. Şimdi viyadüklerin altındakine gidiyorlar. Bizim orada 2 tane yerimiz var. Şu anda pazaryeri olarak ayırdığımız hem kültür merkezi olacak hem pazaryeri olacak. Mimkent bölgesinde belediyenin hiçbir tesisi yok. Kültürel bir tesisi yok. İnsanların boş zamanlarında gidip gelebilecek tek bir yer yok. Dünya kadar orada nüfus var. Belli bir eğitimden geçmiş bir çok insanımız var. Onların zamanlarını değerlendirebilecekleri, gidip meşgul olabilecekleri merkezlerin olması lazım. Mimkent’i o anlamda önemsiyoruz. Burada büyük bir merkez olacak. Yaklaşık 6 bin metrekarelik bir alana sahip. Toplantı salonları, kurs yerleri, nikah salonları her türlü faaliyetin olabileceği merkez olacak.
 
Bir de insanların yerel yönetimle iletişimini sağlamak lazım. Herkes buraya, belediye binasına gelemez. Gelemeyen insanın biz ayağına gitmek durumundayız. Bu iki türlü olur. Bir semt merkezleri, diğeri de kültür merkezleriyle olabilir. Bizim şu anda belediye olarak yaptığımız noktasal projeler bunlara dönük. Bir de spor öemli tabii. Özellikle gençlerin, çocukların kötü alışkanlıklardan uzaklaşmasını sağlayan etkinliklerden birisi de spor. Spor salonu Karabağlar'da şu anda iki tane var. Birisi İhsan Alyanak Spor Salonu. Bir de bakanlık yeni yaptı, Yunusemre mahallesinde var.
Şimdi biz projeyi hayata getirirsek 2 bin seyirci kapasiteli stat, 3 bin kişilik 2 tane de salon olacak. Birisini yüzme havuzu yapacağız. Kapalı yüzme havuzu, yarı olimpik diğeri de salon sporlarının olduğu yer olacak. Bunların hepsi aynı yerde bir kompleks şeklinde olacak. İnşallah kısmet olursa 2 yıl içinde onu bitireceğiz.
 
Şimdi Karabağlar Belediyesi'nin kurumsal yapısı güçleniyor. Her şey var artık. Aracı, gereci, binaları, kapalı pazaryeri.Geçen 6 tane yeni araç almıştık. Şantiyeyi önemsiyorum. Her birimin hizmet kapasitesini güçlendirmemiz lazım. Fen işleri şantiyesi, temizlik işleri, park bakımları iyi olacak. Zabıta da iyi hizmet verecek. Sosyal yardımlar güçlenecek. Kültürel faaliyetler etkili olacak. Belediyecilik böyle bir olay. Bir tarafını güçlendirip bir tarafı zayıf bırakırsanız çok iyi olmaz. O nedenle bütüncül bir bakışla işleri yürütmeye çalışıyoruz. Sadece iyi güzel bir bina yaptım. Yaptım da ne olacak? Bina yapmakla iş bitmiyor. Ne için yapıyorsunuz, insanlar için yapıyorsunuz. İnsanların başka şeye ihtiyacı varsa sizin yaptığınız binanın onun için hiç bir önemi yok.
Yani belediye hizmeti sonuçta şu binaya girdiği andan itibaren vatandaşa hizmet başlıyor. Girişteki imajı bence önemli. Kendini rahat hissetmeli. Çekine çekine girmemelidir.