YANAN SADECE ORMAN DEĞİLDİ…

Mehmet Asil YILMAZ


Prof. Dr. Mehmet Asil Yılmaz
 – Bitki Hastalıkları Uzmanı

Türkiye'nin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına kadar uzanan bütün bölgelerinde daha önce hiç görülmemiş büyüklükte ve yaygınlıkta orman yangınları meydana geldi. Binlerce hektarlık yeşil alan, milyonlarca yetişmiş çam, kızılçam, meşe, zeytin ve kestane ağacıyla birlikte yandı, kül oldu. Ağaçlarla birlikte, orman ekosisteminde yaşayan binlerce canlı da feci şekilde can verdi. Sadece ormanlar değil, umutlar, yaşamlar, geleceğimiz de yandı. Ve ne yazık ki yangına müdahaleye giden 16 cesur, yürekli, vatansever insanımız da uygun koruyucu ekipmanları (yangına dayanıklı kıyafet, oksijen maskesi, baret, vb.) olmadığı için hayatını kaybetti. Birkaç hafta içinde yaşanan bu felaket, sadece bir doğa trajedisi değil; aynı zamanda ağır bir yönetim zafiyetinin, kurumsal ihmalin ve plansızlığın trajik sonucudur.
Yangınlarla birlikte sadece doğa değil; milli servetimiz, ekonomimiz ve geleceğimiz de kül olup gitti.

SORUMLULUK KİMDE?
Olan bitene bakıldığında yetkililer, bu yıkımın gerçek sorumluluğunu üstlenmek yerine suçu başka yerlere atmayı tercih ettiler: “Küresel ısınma, piknikçiler, sabotajcılar, havai fişekler, ormanlara yakın yüksek gerilim hatları, enerji şirketlerinin ihmalleri…
Ancak şu soruları sormak zorundayız:
1-Neden bu kadar çok yangın bizim ülkemizde bu denli yaygın, yıkıcı ve ölümcül oluyor?
2-Neden yangınlara müdahale eden personel başka ülkelerde bu kadar kolay ölmüyor da bizde ölüyor?
3-Neden gerekli önlemler daha yangınlar çıkmadan önce alınmıyor, alınamıyor?
BİTKİLER YAŞAMIN KAYNAĞIDIR
İnsanlık, Tanrı tarafından bu yeşil örtünün misafiri olarak dünyaya gönderildi. Bitkiler, yalnızca kendileri için değil; insanlar, hayvanlar ve tüm canlılar için yaşam kaynağıdır. Bitkiler olmadan ne besin olurdu, ne de hava. Yeşil yoksa, yaşam da yoktur. Bu bilinçle, devletin görevi: Milli varlıkları korumak, doğal kaynakları yaşatmak, yurttaşlarının sağlığını ve yaşam kalitesini garanti altına almaktır. Yeşile değer vermek, bir ülkenin kültürel seviyesini gösterir. Yeşili yok etmek doğaya, yurda ve geleceğe ihanettir. Bu nedenle rant uğruna ormanları yakan, yağmalayan ve buna göz yuman herkesin kültürü, ahlakı ve insanlığı sorgulanmalıdır.

HER AĞAÇ BİR CANDIR
Bir ağaç yandığında sadece o ağacın değil; içinde yaşayan kuşun, kurdun, arının, sincabın da canı yanar. Ormanlar yok olduğunda, su kaynakları kurur, hava kirlenir, toprak ölür. Unutmayalım: Orman yoksa yaşam da yoktur.

NE YAPILMALI? – ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Bütçe ve Kaynaklar
Orman Bakanlığı’nın yangınlarla mücadele bütçesi her yıl ABD doları ya da Euro’ya göre arttırılmalı; bu bütçe tasarruf konusu yapılmamalıdır. Yangın söndürme uçaklarına konulacak özel kimyasal maddeler ve bakımları için gerekli ödenek her yıl mutlaka ayrılmalıdır.

 Eğitim ve Donanım
Her ilde yangın söndürme eğitimi veren merkezler kurulmalıdır. Yangına müdahale eden personelin tamamı yangına dayanıklı kıyafet, ayakkabı, oksijen maskesi ve baretle donatılmalıdır.

 Yerel Destek
Orman köylerinde yaşayanlar, orman gözcüsü olarak maaşlı görevlendirilmeli, evleri yangına dayanıklı duruma getirilmelidir.

 Sanayi ve İmar Denetimi
Ormanlara ve tarım arazilerine yakın bölgelerde taş ve mermer ocakları, termik santraller kurulması yasaklanmalıdır. Yanan orman alanları asla imara açılmamalı, en kısa sürede ağaçlandırılmalıdır.

 Teknolojik Gözetim
Ormanlar 24 saat boyunca bütün yıl uydu, İHA ve ısıl (termal) kameralarla izlenmelidir. Şüpheli giriş-çıkışlar anında tespit edilmeli ve yasal işlem uygulanmalıdır.

 Ekipman ve Ulaşım
Orman Bakanlığı  gece- gündüz  hareket etme  yeteneğine haiz en az 4900  litre su  kapasiteli, hızlı  manevra  kabiliyetli,  deniz, göl, gölete  inebilen   yüksek  performanslı   yangın söndürme  uçak ve  helikopter filolarına   sahip olmalıdır ve bunlar her orman bölgesinde konuşlandırılmalıdır. Bu konuda geçmişte çok başarılı hizmetler veren Türk Hava Kurumumuz yeniden görevlendirilmeli ve kısa zamanda işlevsel duruma getirilmelidir.  Yangın  çıktığı  alanlara  bu   yangın  uçakları, helikopterleri  en kısa zamanda  erişilebilmeli  ve  yangını  çıktığı  yerde  çok kısa  sürede söndürülmelidir. Uçak tanklarına yangın söndürücü kimyasallar mutlaka konulmalıdır. Yangına özel paraşütle atlayabilen ekipler kurulmalıdır.

Temizlik ve Koruma
Ormanlarda kurumaya yüz tutmuş ağaçlar, cam kırıkları, içki/plastik şişeleri periyodik olarak temizlenmelidir. Ormanlarda piknik yapmak sınırlandırılmalı, belirli alanlara yönlendirilmelidir. Tepelere yıldırım düşmesini önleyecek paratonerler kurulmalıdır. Orman alanlarında yangının belirli bir bölgede sınırlı kalmasını sağlamak amacıyla 20-30 m eninde boş alanlar bırakılmalıdır. Yangınlara çok hassas olan, yalnızca iğne yapraklı ağaçlardan (çamgiller) oluşan değil, geniş yapraklı ağaçların da şeritler halinde yer aldığı ormanlar kurulmalıdır.

SONUÇ
Geleceğimiz olan ormanlarımız yandı… Canlar yok oldu… Ağaçlar ağladı… Ben ağladım. Ama bundan daha kötüsü: Hâlâ hiçbir sorumlunun hesap vermemesi. Ve hâlâ gerekli önlemlerin alınmaması. Doğamız, havamız, suyumuz, toprağımız; bir ülkenin milli varlıklarıdır. Bu değerlerin zarar görmesi, halkın aşından, sağlığından ve huzurundan çalmak demektir. Yeşile sahip çıkmak sadece doğayı değil; geleceğimizi, bağımsızlığımızı ve onurumuzu da korumaktır.
Sevgi ve Saygılarımla,

Kaynak:
1-Prof Dr. Abdurrahman Yiğit, Bitki Zararlıları Uzmanı
2-Wikipedia