KARADAĞI ÇOK SEVİYORUM
KARADAĞI ÇOK SEVİYORUM
Biraz uzakta olsa da Karadağ'ın eteklerinde ki köylerden birisi de Karalgazi Köyüdür Ben buralıyım .Köyüm özellikleri olan bir köydür .Rivayete göre’’ Kralın Kızı’’ bizim köyde yaşamış .Bunun için eskiden köyüme Kralkızı köyü derlermiş Zamanlar içerisinde dilde uyum sağlamak amacıyla Kralkızı , Karalgazi olmuş.Bilim Adamları bu yörenin toprakları verimli ve birinci sınıf yapıda olduğu için ‘’Karamanın Çukurovası’’ adını vermişlerdir.. Maalesef yöremizin tarım arazileriyle iç içe olan dağına taşına tepeliklerine üzerlerine son yıllarda çok sayıda taş ocakları mermer ocakları işletmeleri kurulmuş Bu işletmelerin faaliyetlerinden kaynaklanan çevre kirletici unsurların tarımsal ürünlere olumsuz veya zararlı ettikleri nedeniyle yörenin verimli arazilerinden eskisi gibi verim alınamıyor Bir de üstüne üstlük yörede kuraklık baş gösterince üreticiler olsun yöre sakinleri olsun çiftçiler olsun son derece mağdurlar ve mutsuzlar .Biz sadece ‘’sanayi işletmeleri ’’ tarım arazileri dışındaki alanlarda bulunan dağlara tepeliklere kurulsun ‘’ diyoruz. Burada inanın yöre halkını üzen olay ‘’yıllardır ekip biçtiği toprakların gelirleri ziyan edilip birkaç sanayi işletme sahiplerine kurban ediliyor’’ olmasıdır , Bu konuyu defalarca sosyal basına duyurdum ,medyada dile getirdim ama sonuç değişmedi , değişmiyor da .Bu yüzden bizler yöre sakinleri olarak yüce makam sahiplerine küskünüz
Gelelim makalenin başlığı ‘’ Karadağı Çok Seviyorum’a ‘
Lise birinci sınıftan ikinci sınıfa geçtiğim yıldı 1956 Haziran Ayı . Sabahleyin valizimi alarak Konya Gazi Lisesinden yürüye yürüye Tren İstasyonuna geldim ve gişeden de biletimi aldım ,tren perona girince de trene bindim , pencere kenarına oturdum ,tren önce Kaşınhan’a uğrak verdi, sonra Cumra’ ya öğleye doğru da bizim (Mandason İstasyonuna) Demiryurt İstasyonuna geldi. Trenden valizimle inerek yavaş yavaş sınıfımı geçmenin gururuyla köyüme geldim ,evimize gelince de Anneme sınıfı geçtiğimi bildirdim ve sonra babamı sordum o da bana ‘’oğlum Köye tapucular geldi ,baban bilirkişi olduğu için , onlarla birlikte muhtarın odasında oturuyorlar , istersen sen de onların yanına git’’ dedi .
Ben de yanlarına gittim. Babam beni görünce mutlu oldu sonra tapucuların kıdemlisi ve yaşlı olan Konyalı Raif Bey Amca ile tanıştırdı sonra sırasıyla ölçüm aleti kullanan Kırşehirli Ramazan Ağabeyle ve arazilerin haritasını yapan Çanakkaleli Adnan Ersöz ağabey ile tanıştırdı . Tanışma merasimi bittikten sonra babama sınıfı geçtiğimi müjdeledim. Raif Amca benim sınıfı geçtiğimi duyunca : ‘’Cafer Efendi bizim bir katibe ihtiyacımız var . Mehmet madem lise ikinci sınıfa geçmiş , köyünüzde de ondan tahsillisi de olmadığına göre Mehmet bizim yanımızda katip olarak çalışsın ‘’dedi . Babam da ‘’olur çalışsın Raif Bey ‘’ dedi. Ben o gün o saatte tapu katipliğine terfi ettim, günlüğüm 3 lira idi ,aylığımda 100 lira idi, öğleden sonra da işe başladım.. Ertesi sabah hepimiz bir traktörün arabasına binerek köyün bir bölgesine gittik ,öğleye kadar ölçüm işlerini yaptık ; öğlen olunca da öğle yemeğini yemek üzere muhtarlık binamıza geri geldik. Gün hafta derken köyün bütün yörelerindeki arazilerin tapu işlemlerini bitirdik ve Temmuz Ayının sonuna doğru arazilerin tapuları ‘’Karaman Tapu Kadastro Müdürü ‘’ tarafından hak sahibi köylülerimize dağıtıldı .Köyümüzün tapu işlerini bitirdikten sonra Eminler Köyüne taşındık . Eminler köyü Karadağ'ın eteklerinde en fazla tarım arazilerine sahip bir köy . Çalışmalarımıza Karadağ’ın eteklerinden başladık adım adım her gün Karadağ'ın eteklerinde ‘’Karadağ’a baka baka ,sırtlarındaki çiçeklerin otların kokularını içime çeke çeke barındırdığı medeniyetler hakkında konuşulanları dinleye dinleye görev yaptım Çocukluğunda insanlar anlatıların etki altında çok kalıyormuş meğer ,ben de bu yüzden Karadağ’a ve ekosistemine aşık oldum’’ diyebilirim . Görev yaparken bir gün Adnan Bey yanıma gelerek ‘’ Mehmet hazırlan yarın seninle Karaman'da kurulacak olan Sümerbank Tekstil Fabrikasının yerini ölçmeye gideceğiz ‘’ dedi .
------Olur gideriz Adnan Ağabey
Sabahleyin Demiryurt - Eminler -- Karaman Arasında çalışan köy otobüsüne bindik ve Karaman'a geldik. Garajdan da yürüyerek Sümerbank Fabrikasını Yaptırma Derneği Başkanı Sayın Dr.Baha Müderrisoğlu’nun yanına geldik Biraz sohbet ettikten sonra birlikte Sümerbank Fabrikasının yapılacağı alana geldik . Sümerbank Fabrikasının kurulacağı alanın sınırlarını adım adım gezdikten sonra ölçümlerini yaparak fabrikanın kurulacak yerin hem alanını, hem enini , hem boyunu ,hem de Kuzey Güney Doğu ve Batı sınırlarını belirledik, ölçüm işleri akşama kadar sürdü. O yıllarda ölçüm yapıldığı yerde hiçbir bina yoktu düz bir tarlaydı (ESKİ MAKRO ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN BULUNDUĞU ALANLAR). İşimizi başarıyla bitirince bizleri başkan gece ve gündüz en güzel otelde (Selamet Palas Oteli) ve en güzel lokantalarda ağırladı . Sonra Adnan Ağabey de ben de oteldeki odalarımıza gece istirahat etmeye geçtik . Odama girince ,pencereden sokaklara baktım , insanlara baktım ve faytonlara baktım . Bakarken de ,ben bu şehri ancak ilkokulu bitirdikten sonra görebilmiştim ama şimdi tahsilim sayesinde şehrin en güzel otelinde misafir edilerek ve en güzel lokantalarında da yemek yedirilerek ağırlandım ve kendime de Ülke Ekonomisine Katkıda bulunacak olan Karaman Sümerbank Tekstil Fabrikasını Kurulmasında bir tuğla koyan kişi bile oldum’’ diyerek çok mutlu oldum Karaman’da geçirdiğimiz gurur verici ,güzel ve yorucu günden sonra ertesi sabah geldiğimiz gibi aynı şekilde köy otobüsüne binerek iş yerine geri döndük . Dört veya beş hafta Eminler Köyünde çalıştıktan sonra ayrılma zamanım gelince de amirlerime ve köylülere teşekkür ederek köyüme geri geldim Bir hafta sonra da okul zamanı gelince eşyalarımı hazırlayarak Konya Lisesine geri döndüm. Mutluydum üç yüz lira para kazanmıştım
Sonuç: Karaman Hacıbaba Dağı İle ,Karadağ İle , Doğasıyla , Taşıyla ,Toprağıyla ,Zengin Ekosistemleriyle benim canımı çekinmeden verebileceğim baba yurdumdur ve ana ocağımdır Türk Dilinin de Başkentidir Ayrıca Hitit ve Roma İmparatorluklarına kucağını açan , ev sahipliği yapan coğrafi konumu olarak ünlerine ün katan bir tarihsel kenttir Benim bu yörenin insanı olmam nedeniyle kültür merkezi Karadağ’a hayranlığım doğaldır Buda benim iç dünyama yıllarca etki etti ve düşüncelerimi şiire dönüştürdü
------Gelin Karadağ şiirimi birlikte okuyalım .Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz bilemem ama benim de elimden gelen budur.
KARADAĞA BAKIYORUM
‘’Yahya Kemal'in Aziz İstanbul’a baktığı gibi
Ben de Karadağ'a özlemle bakıyorum
Dağ çiçekleriyle bezenmiş medeniyetlerin baba ocağı
Karadağ’a bakıyorum---
Bakmayın siz adının Kara olduğuna
O gün yüzlüdür , gül yüzlüdür ,volkanik yüzlüdür
Bazalt ,andezit yüzlüdür , sevecen yüzlüdür
Etekleri de üreticilerin, çiftçilerin, köylülerin ekmek teknesi
Aşının, işinin de aşhanesidir
Sırtları da kurdun, kuşun , yaban koyunun kınalı kekliğin , ,yılkı atlarının ,yılanın ,tavşanın
Böcünün , börtenin yuvası ,doğası ve de ana kucağıdır
Çağının çağdaşı , Antik Kentlerin , Bin bir Kilisenin kıymatlısı, pahası, değeri biçilemez, ölçülemez
Hitit, Roma, Helenistik dönemlerinin de kültür merkezidir
Kralların , kraliçelerin , veliahtların ,prenslerin , prenseslerin
Dillere destan aşklarının yaşandığı doyumsuz sevdaları da yaşattığı bir beldedir
Güneşin doğuşunu seyretmek ayrı bir güzel ,batışını seyretmek daha da güzeldir
Çeşitli dillerde söylenen ‘’ iσε αγαπώ,,eğo esena pola ağapo, se agapó ,ti amo , I love you , Seni seviyorum sözcükleri ilk kez gezegenimizde Karadağın taşın da ,toprağın da
Manastırının ,Sarnıçlarının Surlarının duvarlarında vücut bulduğu söylenir
Belki de Hitit Kralı o meşhur üzüm salkımını sevgilisine ,tebasına ,hısımına ,akrabasına bu topraklarda vermiştir ,
Kerem belki de "Yanarım sevdadan dumanın tütmez Sen de benim gibi yanasın ’’ türküsünü Değle Ören Köyünün toprağında yakmıştır Aslısına,
Başka ne diyeyim Karadağ’ım sana ,hayranım taşına ,toprağına ekosistemine ,vadideki yeşilliğine
Mimari yapına hayranım ,kesme taşlarına, şapellerine ,sarnıçlarına mezar taşlarına ve Kültürel mirasına hayranım
Seni seviyorum ,iσε αγαπώ,eğo esena pola ağapo, se agapó ,ti amo ,I love you Karadağım
Görüşmek üzere Karadağ’ım’’
Sevgilerimle Saygılarımla
Prof Dr Mehmet Asil Yılmaz