Merkez Bankası faizi yüzde 18'e indirdi

Merkez Bankası, 2020 Nisan ayından sonra ilk kez faizleri düşürdü. Alınan kararla faizler yüzde 19'dan yüzde 18'e indi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonuçlandı.

POLİTİKA FAİZİ AÇIKLANDI

Merkez Bankası’nın PPK toplantısının ardından, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının, 1 baz puan düşürülerek yüzde 18 olduğu aktarıldı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İNDİRİM MESAJI VERİYORDU

Merkez Bankası’nın faiz oranı için düşüş sinyali, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelmişti. Erdoğan, "Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz. Yüksek faiz yok. Yüksek faiz bize yüksek enflasyonu getirecektir. Düşük faiz düşük enflasyonu getirecektir. Ağustos ayı kırılma noktasıdır. Ağustosta düşük enflasyona geçeceğiz." açıklamalarında bulunmuştu.

ŞAHAP KAVCIOĞLU ÇEKİRDEK ENFLASYON VURGUSU YAPMIŞTI

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, daha önceki bir konuşmasında politika faizinden yaklaşık 200 baz puan daha aşağıda olan çekirdek enflasyona odaklanacağını açıklaması, akıllarda iz bırakmıştı.

EKONOMİSTLERİN BEKLENTİSİ FAİZİN SABİT BIRAKILMASI YÖNÜNDEYDİ

Merkez Bankası, 22 Ekim 2020’de politika faizini yüzde 10,25’e, 19 Kasım 2020’de yüzde 15’e, 24 Aralık 2020’den 15 Mart 2021’e kadar yüzde 17’ye düşürmüş, 18 Mart 2021’den günümüze kadar da yüzde 19’da sabit tutmuştu. Ekonomistlerin genelinin beklentisi, Merkez Bankası'nın bu kez de faizi sabit bırakması yönündeydi.

MERKEZ BANKASI'NIN TOPLANTI NOTU

Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına karar verdiği toplantısından sonra toplantı notları şöyle yayınladı:

"TÜKETİCİ ENFLASYONU YÜKSELDİ"

"Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla birlikte, aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir.

GELİŞMİŞ ÜLKE MERKEZ BANKALARI DESTEKLERE DEVAM EDİYOR

Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

İKTİSADİ FAALİYETLER GÜÇLÜ SEYREDİYOR

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

ÇEKİRDEK ENFLASYON ANALİZLERİ DEĞERLENDİRİLDİ

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir."