"Camiye kolay gidilir, ama okula zor. Bu yüzden hep okul yaptım"
Karamanlı ünlü işadamı, BİFA Bisküvi Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Yılmaz Babaoğlu bugüne kadar 6 okul yaptırdı. İlkokul mezunu Babaoğlu örnek alınacak bir işadamı...
Karaman'ın ilk bisküvi fabrikası olan BİFA'nın kurucuları arasında yer alan, süreç içinde yönetimini ele alarak firmayı Türkiye arenasına yükselten şimdinin BİFA Bisküvi Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Yılmaz Babaoğlu'nun hikayesi tam örnek alınacak türden ve tam ibretlik.
Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 194. sırada yer alan ve şu günlerde 58. yaşını kutlayan BİFA'yı marka yapma hikayesiyle kendi hayat hikayesini gazeteci Demet Bilgin Cengiz'e verdiği röportajda anlatan 84 yaşındaki Yılmaz Babaoğlu, eğitime verdiği önemle hep öne çıktı. Kendisi ilkokuldan sonra okuyamayan ama 6 okul yaptıran Babaoğlu'nun daha önce verdiği röportajdan kesitler şöyle:
Malımın çoğu vakfıma
Ben pazarda çürüklerin arasından yemek seçen insanlar gördüm. Yağmurda, karda okula yürüyen körpeler gördüm. Camiye kolay gidilir, ama okula zor. Bu yüzden hep okul yaptım. 1984’te başladım 6 okul yaptırdım. Şimdi vakıf düşünüyorum. Malımdan çocuklara az kalsın, vakıf hayır işlerinde kullansın.
Hep yönettim hiç emir almadım
Babam beni hafız yapacaktı ama ben anamdan hafız doğmuşum.
Babam pazarcılık, sebzecilik yapardı. Halkla iç içeydi. İlk okulu bitirdim 11 yaşında dükkanında yetiştim.
Sabırsızdım. Yazıyla, hesapla uğraşmadım. İşi yönetirdim.
Babam dahil kimseden emir almadım, hiç maaşla çalışmadım. Hep yönettim, prim aldım.
Eşimin tarafı varlıklıydı, tahsilliydi. Akrabaları bisküvi işine girip yürütemeyince beni ortak aldılar. Zamanla BİFA’nın yüzde 90’ı bizim oldu.
Malın da insanın da iyisini bilirim, tanırım. Kim hangi işi yapabilir gözünden anlarım.
Sivaslı bir bakkal BİFA’nın gelişmesinde katkı sağladı
Babaoğlu, Sivaslı bir bakkaldan işittiği azarın BİFA’nın gelişmesinde önemli rol oynadığını vurguladı. Sivas’ta bir bakkalda bizim mallar hep arkaya atılmış. Bakkala “BİFA’nın sahibiyim” dedim, hiç ilgilenmedi. “Bak bunlar kırık, yanık, sert, ambalajı yırtılıyor” diye azarladı. Hakir gördü. Çok gücüme gitti. Döner fırınlarla fabrikayı bir yılda yeniledim. 1969 dönüm noktası oldu. Üretim 10 kat arttı, kalite yükseldi. Eleştiren, tenkit eden insanları sevin. Onlar büyük iyilik yaparlar.
Benim odam olmadı
Toplantılar şimdi randevulu yapılıyor.
Bizde her an her saat toplantı olurdu. Ne zaman gerekse o zaman yapardık.
Artık icraya çok fazla karışmıyorum.
Benden çekinirler diye toplantılara da sık girmemeye çalışıyorum.
Kolay kolay ortalık yerde insanları tenkit etmem.
En çok çalışanların yanına gittiğimde mutlu oluyorum.
Benim hiç odam olmadı.
Duş almadan asla çıkmam
Gençken gece 11’de çıkan son vardiya çalışanı da beni görürdü sabah 8’de gelen ilk vardiya çalışanı da.
Nerede denk gelirse orada kalkarım. Bugün bu röportaj için erken kaldırdılar.
Pazardayken çok erken kalkardım. 8 saatten az uyursam rahatsız olurum.
Kalkar kalmaz tıraş olur, banyo yaparım. Sabahın köründe de olsa duş alır çıkarım.
Mutlu kalkmak nerede? Sorumluluk sahibi insan mutlu kalkabilir mi, rüyası tatlı olabilir mi?
Hep ikinci el aldım
Hiç merakım yok. İlk otomobilimi 1973’te aldım. İkinci eldi. Hep ikinci el aldım.
Çocuklar her şeyin iyisine sahip olayım ister ama telefonu da öyle ikinci el aldım hep.
Daha çok Mercedes arabalarım oldu.
Şimdi Hyundai Sorento arabamız var.
Bana izin vermiyorlar. Arabayı da eşim kullanır. Eşim internet de kullanır.
Soğanla da mutlu olurum
İyi kahvaltı etmem; geçiştiririm. Çay muhakkak içerim.
Tatlı severim ama şekerim var; yedirmezler.
Çok yemek insanı değilim. Yemek seçmem. Çoğunlukla sebze ağırlıklı besleniyorum.
Öğlen iş yerinde ne bulursam onu yerim. Domates, soğan verseler onu da yerim. Mutlu olurum.
Artık alkol alamıyorum.
Ne desem yalan. Artık yediklerime ben karar veremiyorum. Neyi uygun bulurlarsa onu yiyorum.
Çocuklar torunlar gezdiriyor
Balık deniz kenarında güzeldir. Eskiden Karaman ve Ankara’da bulmak, iyisini yemek mümkün değildi.
Artık var tabii ki, dünya değişti.
Gençken de sosyal yapım, yaşantım kulüplere pek uygun değildi.
Rotary, Mason kulüplerine girmek istedim ama yaşantım uygun değildi.
Dışarı çık, restorana git alışkanlığım çok olmadı.
Pazar günleri bazen çocuklar ve torunlar bir yerlere götürüyor.
Ben evde olmayı, evde yemeyi çok severim. Dışarı çıkmayı aramam.
Bana kalsa hep evde zaman geçirebilirim.
Takım bile tutmam
Spor yapmam. Yapamam. Zaten artık yaşım da spora uygun değil.
Hayatımda elime top değmedi. Futbol, voleybol, basketbol bilmem; hiç oynamadım.
İçimde kaldı hep. İş hayatına çocuk yaşta atıldım. Ağır mesuliyetler aldım.
Takım bile tutmam.
Ama fabrikada futbol takımımız var. Çalışanların çocukları da oynuyor.
O minikler nasıl güzel koşturuyor görmeniz lazım. Sevinçle izliyorum.
Torunlarla uçurtma uçurduk. Çok eğlendik. İçimde kaldığının farkında bile değildim.
Briçte kimse beni yenemez
Eskiden kuş bakardım. 200 kadar kuşum vardı.
Hâlâ kuşlar var ama ben pek ilgilenemiyorum. Keklikleri büyütüp sonra doğaya bırakıyoruz.
Kağıt oyunlarında yiyimdir. Çok iyi briç oynarım. Kimse beni kolay kolay yenemez.
Ağaçlara, ormana düşkünüm. Çam ve meyve ağaçları ormanlarımız var.
Türkiye’nin en büyük elma bahçesi bizde.
Tarımda örnek olalım diye hobi olarak başladık.
Deniz sevgisi otel aldırdı
Tatili çok severim. Hep yazlığım olsun, denize gireyim isterdim.
Silifke, Didim’de sırf bu yüzden 1993’te otel aldım.
Çocuklarımla yaşantım ayrı ayrı yerlerde sürdü.
Ben dünyayı görerek tanıdım. Çok gezdim. Dünyada görmediğim yer kalmadı.
Doğa, orman da severim ama denizin yeri ayrı.
Ömür iş-güçle geçti. Hayatın tadını yaşlanınca çıkarmaya başladım.
YILMAZ BABAOĞLU KİMDİR ?
1936 yılında Karaman’da doğdu... İlk okulu bitirdikten sonra babası Osman Bey’le birlikte kabzımallık yaparak çocuk denecek yaşlarda iş hayatına başladı.
Ülkemizin kalkınma hamlesini başlatmış olduğu 1960’lı yıllarda çok ortaklı olarak kurulan Bifa Bisküvi Fabrikası’na ortak olarak girdi. İlerleyen yıllarda işin başına yönetici ortak olarak geçen Yılmaz Babaoğlu akılcı ve cesur girişimleriyle kara tavalarda bisküvi üretimi yapan küçük bir işletmeyi modern ve çağdaş bir fabrika haline getirdi.
Yaşam felsefesinde Karaman’a yatırım yapmayı ilke edinen Yılmaz Babaoğlu, Bifa Bisküvi ve Gıda San. A.Ş.’den başka Bifa Oluklu Mukavva San. A.Ş., Bifa Un ve Gıda San. A.Ş. ve Babaoğlu Yem ve Tavukçuluk Tic. A.Ş. yi kurarak yaklaşık 1500 kişiye iş sağladı. Ekonomisi, coğrafi uygunluk nedeniyle tarıma dayanan Karaman’a, örnek teşkil edecek zirai yatırımlarda da bulunarak ziraatın gelişmesine öncülük etti.
Bünyesinde çalışan işçiler için sosyal konutlar, gelecek nesiller için de 3 tane ilköğretim okulu ve bir de özel okul yaptırarak eğitim ve öğretime destek verdi. Halen üniversitelerde okuyan ihtiyacı olan öğrencilere de burslar vermektedir.
Manevi alanda da camiler yaptıran Yılmaz Babaoğlu, başarının sırrını “Herkesin hikayesindeki başarı; kişinin hayatta ulaştığı yerle değil, başarmaya çalışırken üstesinden geldiğin engellerle ölçülür” sözünde buluyor.